TC. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi Dış İlişkiler Başkanlığı’nca parti genel merkezinde verilen, 5’inci Geleneksel Ankara’daki Yabancı Misyon Şefleri ve Büyükelçiler İftar Yemeği’ne katıldı. Akdeniz’de düşürülen Türk uçağının Suriye tarafından hiçbir uyarı yapılmadan düşürüldüğünü belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin bu durum karşısında angajman kurallarını değiştirdiğini ifade ederek, "Suriye rejiminin bu gelişmelerden ders almayıp, düşmanca tavırlarını sürdürmesi halinde, Türkiye misliyle karşılık vermekten çekinmeyecektir" diye konuştu.

HİÇBİR ÜLKENİN İÇİŞLERİNE KARIŞMADIK

Adalet ve Kalkınma Partisi Dış İlişkiler Başkanlığı’nca genel merkezde verilen 5’inci Geleneksel Ankaradaki Yabancı Misyon Şefleri ve Büyükelçiler İftar yemeğine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin hiçbir ülkenin içişlerine karışmak gibi bir durumunun olmadığını belirterek, ülkelerinden toprak bütünlüğüne saygı duyduklarını dile getirerek şöyle konuştu:

"Yakın coğrafyamızda yaşanan sıcak gelişmeler nedeniyle Türkiye’nin dış politikası gerek yurtiçinde, gerek yurtdışında bugünlerde değişik boyutlarıyla değerlendirme konusu yapılıyor. Öncelikle, bugün bir daha şu hususun altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum; Türkiye olarak, ne içinde bulunduğumuz coğrafyada, ne uzak, ne yakın coğrafyalarda, hiçbir ülkenin içişlerine karışmadık ve karışmıyoruz. İletişim halinde olduğumuz her ülkenin, içişlerine, toprak bütünlüğüne, sınırlarına, özellikle de toplumsal hassasiyetlerine karşı biz de Türkiye olarak büyük bir hassasiyet gösteriyoruz. Biz, 9,5 yıllık iktidarımız sürecinde defaatle vurguladık; Türkiye, dostlarının kendisinden emin olduğu, emin olması gereken bir ülkedir. Barış, dostluk, dayanışma, yardımlaşma içermeyen hiçbir planın, hiçbir projenin içinde değiliz. Hiçbir ülke ve hiçbir halk için, o ülkenin ve halkının çıkarlarını tehlikeye sokacak bir girişimin içinde biz asla olmayız, olmadık. Çevremizdeki ülkelerin toplumsal yapıları, inançları, mezhepleri, ekonomik, sosyal, siyasal görüşleri, bizim dış politikada dikkate aldığımız kriterler değildir ve olamaz."

ERDOĞAN: SURİYE’DE İNSANLIK TOPYEKÜN KATLEDİLİYOR

Türkiye’nin dış politikasında çıkar gözetmeksizin bazı tepkiler ortaya koyduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan şöyle dedi:

"Eğer, Suriye’ye bakıp, ’Suriye’de diplomasi çarpışıyor, Suriye’de siyaset çarpışıyor, Suriye’de mezhepler çarpışıyor’ diyerek yüreklerini serinletenler varsa, onlara diyorum ki, hayır, Suriye’de, insanlık topyekun katlediliyor. Mart 2011’den bugüne 20 bine yakın insan maalesef Suriye’de öldürüldü. Bugün Suriye’de ölenler insandır, candır. Bugün Arakan’da ölenler insandır, candır. Brüksel’de, Paris’te, Londra’da, Washington’da yaşayanlar ne kadar insansa, Şam’da, Halep’te, Dera’da, Hama’da, Humus’ta yaşayanlar; Arakan’da, Minbya köyünde yaşayanlar da onlar kadar insandır. Yaşanan tüm bu insanlık dramlarına karşı sesini yükseltmek, ortaya bir tepki koymak, her insanın, her ülkenin vicdani vazifesidir. Biz, Türkiye olarak, vicdanımızın sesine kulak veriyor, tarafsız, çıkar kaygısından uzak, tamamen insaniyet zaviyesinden bakarak tepkimizi ortaya koyuyoruz. Bizim tepkilerimizi hiç kimse yanlış anlamasın, hiç kimse de farklı yerlere çekmesin."

BM’NİN GEREKLİ ADIMLARI BİR AN ÖNCE ATMASI ARTIK BİR ZARURETTİR

Başbakan Erdoğan, Suriye’deki ülkedeki olaylarda binlerce kişinin hayatını kaybettiğine dikkat çekerek Birleşmiş Milletler’in gerekli adımları atması gerektiğini söyledi. Erdoğan şöyle devam etti:

"Mart 2011’den bu yana, Suriye’de 18 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Suriye’de artan şiddete paralel olarak, sadece ülkemizdeki Suriyeli sığınmacı sayısı 40 bini aştı. Son 48 saat içinde Suriye’de katledilenlerin sayısının 550 kişiyi geçtiği ifade ediliyor. Bunların yanında, Suriye rejiminin kimyasal silah kullandığına yönelik iddialar da dillendiriliyor. Gelinen aşamada, Türkiye dahil uluslararası toplumun iyi niyetle desteklediği Annan Planı, mevcut haliyle Esed rejiminin elinde bir istismar aracı gelmiştir. Yaşanan gelişmeler karşısında uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması gerekiyor. Cenevre ve Paris’te yapılan son toplantılarda ortaya çıkan anlayış doğrultusunda, BM Güvenlik Konseyi’nin gerekli adımları bir an önce atması artık bir zarurettir."

TÜRKİYE ANGAJMAN KURALLARINI DEĞİŞTİRMİŞTİR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Akdeniz’de Türk uçağını düşüren Suriye’ye yüklendi. Türk uçağının uyarı yapılmadan düşmanca bir tavırla düşürüldüğünü dile getiren Erdoğan, "Silahsız olarak seyreden bir Türk uçağı, Suriye tarafından düşürüldü. Uçağımız hiçbir uyarı yapılmadan, uluslararası taammülere tamamen aykırı olarak, düşmanca bir tavırla hedef alındı. Her ülkenin hava sahası, başka ülkelerin uçakları tarafından zaman zaman, kısa süreli ihlal edilir. Bununla ilgili uyarılar yapılır, ihlaller bildirilir. Ancak bizim uçağımıza yönelik hiçbir uyarı yapılmamıştır. Kısa süreli bir ihlal olmasına rağmen, uçağımız hasmane bir tavırla düşürüldü. Türkiye uluslararası hukuk çerçevesinde, bu düşmanca tavır karşısında gereken tüm önlemleri almıştır. Benzeri bir hadisenin yaşanmasını engellemek amacıyla, Türkiye angajman kurallarını değiştirmiştir. Suriye rejiminin bu gelişmelerden ders almayıp, düşmanca tavırlarını sürdürmesi halinde, Türkiye misliyle karşılık vermekten çekinmeyecektir" diye konuştu.

 

Hepsini birleştirdi

 

YANGIN SINIRDA

Suriye yönetimi ve muhalifler arasındaki çatışmalarda kendilerini tarafsız ilan eden Kürtler, Türkiye sınırına yakın Kobani, Afrin, Derik, Amude ve El Ayna’da tüm devlet kurumlarını ele geçirerek Kürt bayrağı astı. Ele geçirdikleri bölgelerde giriş çıkışları denetim altına alan Kürtler, özerk bir yönetim talep ediyor.

Erbil’de toplantı

Suriye’deki iç çatışmalar nedeniyle 12 Kürt örgütü birleşerek Kürt Ulusal Meclisi’ni oluşturdu. Ancak PKK’ya yakınlığıyla bilinen Demokratik Birlik Partisi (PYD), konsey içinde yer almayarak yalnız başına hareket edince, Irak yerel Kürdistan Bölgesel Başkanı Mesud Barzani Erbil’de toplantı yaparak taraflara çağrıda bulundu. Barzani, birlik oluşması halinde Suriye’deki Kürtleri destekleyeceğini açıklayınca, PYD de Meclis’te yer aldı, 5 maddelik birlik anlaşması imzalandı. Önümüzdeki günlerde Yüksek Kürt Konseyi ilan edilerek, Kürt Ulusal Meclisi’nden 5, PYD’den 5 kişi konseyde yer alacak. Kürtler, Özgür Suriye Ordusu’nun 18 Temmuz’da Cerablus ve Menceb’i ele geçirmesinin ardından, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesi sınırındaki El-Ayna kasabası ve Kobani’yi 19 Temmuz’da denetimlerine alarak Özgür Suriye Ordusu’nun savaşı yaygınlaştırmasını engelledi. Kürtler, bu savaşta tarafsız olduklarını açıklayarak Afrin, Amude ve Derik ilçelerini hâkimiyetleri altına aldı.

PKK etkili

1980’li yıllardan beri Suriye’de örgütsel çalışmalarda bulunan PKK, Kürtler üzerinde büyük bir etkiye sahip. Öcalan’ı ulusal önder olarak kabul ettiklerini açıklayan PYD’nin, Kürtlerin denetim altına aldıkları ilçelerde hâkimiyeti var. PKK’nın içinde bugüne kadar binlerce Suriyeli’nin olduğu ve örgütün üst düzey yönetiminde de yer aldıklarını biliniyor. Kürtlerin denetimindeki Kobani, Derik, Afrin, Amude’de PYD’nin tabanının hakim olduğu ifade ediliyor. Ancak anlaşma nedeniyle PYD ve Kürt Ulusal Meclisi koordineli çalışıp ortak karar alıyorlar.

Halep’te çatışma

Suriye’nin ikinci büyük kenti Halep’te Kürtler, Esad rejimi ile Suriye Özgür Ordusu grupları arasında yaşanan çatışma arasında kaldı, ölü ve yaralılar olduğu bildiriliyor.

Apayrı bir aşama

- Faruk Loğoğlu (CHP Genel Başkan Yardımcısı) Kürt meselesi artık Türkiye’nin, İran’ın, Irak’ın, Suriye’nin ayrı ayrı sorunları olmaktan çıkıyor, bölgesel ortak bir sorun olmaya başlıyor. Şimdi apayrı bir aşamaya gelindi. Türkiye elini çabuk tutmalı. 
- Oktay Vural (MHP Grup Başkanvekili) Bugün Suriye’deki güç boşluğu Kandil’de bitirilmeyen PKK’nın uzantısının yerleşmesine vesile oluyor. 
CIA ajanları bölgede cirit atıyor. Bu gelişmeler, bölgede ABD-İsrail eksenli bir politikayla Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesinin 
gerekçesi yapılmak istenebilir.  -

PKK ile mücadelede yeni sınır

Suriye’de, Türkiye sınırının önemli bir kesiminin Kürtlerin denetimine geçmesini Ankara yakından takip ediyor. PKK ile mücadelede, Irak’la olan 331 km’lik sınıra, Suriye ile 877 km’lik bir sınırın daha eklenmesi öngörülünce, öne çıkan kritik sorular ve yanıtları şöyle:

-  PKK Suriye’de ciddi şekilde güçlendi mi?
Suriye’de PKK’ya tüm lojistik desteği PYD (Demokratik Birlik Partisi) sağlıyor. PKK açısından şanslı bir dönem denilebilir. Ankara’daki terör uzmanlarına göre, PKK nedeniyle Irak’la 331 kilometrelik bir sınırı kontrol etmek zorunda kalan Türkiye, buna ek olarak şimdi Suriye ile 877 kilometrelik sınırı da çok sıkı korumak durumunda. Toplamda 1208 kilometre eden bu sınır uzunluğu Türkiye açısından ciddi bir sorun olarak görülebilir.
Kürdistan kolaylaştı
-  Suriye’de Kürtler’in bir çok kenti ele geçirmesi, bağımsız bir Kürdistan kurulmasını fitiller mi?
Iraklı Kürtler, Suriye’de Kürt nüfusun yaşadığı bölgeyi “Batı Kürdistan” olarak tanımlıyor. Erbil’deki uzlaşıdan sonra, Kürt Ulusal Konseyi üyelerinden Kava Aziz, “Suriye Kürtleri özgürlüğe, bağımsızlığa doğru yürüyor” demişti. TEPAV Uzmanı Nihat Ali Özcan’a göre, “Bağımsız Kürdistan” fikri teorik olarak daha kolay hale geldi. Ancak Özcan, Kürdistan’ın bağımsızlığı için yine de son kararı uluslararası baş aktörlerin vereceğini düşünüyor.
-  Suriye’nin kuzeyinin de en azından özerk bir bölge haline gelmesi, Kuzey Irak’ın doğal zenginliklerinin Akdeniz üzerinden rahatlıkla dünya piyasalarına sunulması için avantaj değil mi?
Nihat Ali Özcan, petrol, doğalgaz ve diğer doğal kaynaklarla ilgili yatırım yapacak uluslararası şirketlerin önceliğinin güvenlik olduğunu söylüyor. Özcan’a göre, güvenli bir ortam yaratılırsa elbette olabilir ve bölgedeki diğer ülkelerde bulunan Kürtler için (Türkiye, İran) cazibe merkezi haline gelebilir.
-  Özgür Suriye Ordusu, Kürtler’e müdahale eder mi?
Bölgede gelişmeler çok dinamik. Ankara’ya dün öğle saatlerinde ulaşan bilgilere göre, Kürt kentlerindeki hâkimiyet tamamen Kürtler’de. Özgür Suriye Ordusu’ndan da karşı bir girişim yok. Olaylar Suriye’de rejimi değiştirmekten öte devleti de yıkmaya doğru gidebilir. Bu tam kaos ortamını doğurabilir. 
Esad’ın intikamı
-  Esad neden Kürtler’e müdahale etmedi?
Bu konuda Ankara’daki hâkim görüş şu: Birincisi, Esad gücünü, başkent Şam ve Nusayrilerin yoğun olduğu bölgelere yığıyor. İkincisi de muhaliflere destek veren Türkiye’den adeta hınç alıyor. Türkiye’nin ve Türk kamuoyunun Kürdistan konusundaki hassasiyetini bildiği için bilinçli olarak herhangi bir müdahalede bulunmuyor.

KÜRTLER, Mardin’in Nusaybin ve Şırnak’ın Cizre ilçeleri arasındaki Katran beldesinin karşısında, Suriye sınırları içinde bulunan Derka Hemko’da yönetime el koyup böyle yürüdüler. Karakol binasına çıkan isyancılar Dev-Dem, Irak Kürdistan bayrağı ve Abdullah Öcalan posteri astı.

 

KAYNAK : HÜRRİYET - Uğur ERGAN