Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN), özelleştirme Yasası’nın Meclis’ten geçirilmesini ve Kurum çalışanlarının maaşlarının bu ay ödenmemesini eylemle protesto etti. Elektrik Kurumu binasına siyah çelenk bırakan El-Sen’e KTAMS, Türk-Sen, Çağ-Sen, Tıp-İş, Tel-Sen, Dev-iş, Koop-Sen, Güç-Sen, Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası, KTÖS, KTOEÖS, Hür-İş ve Mec-Sen de destek belirtti.

“CEREYAN DAHA SERT TEPECEK…”

Eylemde konuşan Kıbrıs Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (Türk - Sen) Genel Başkanı Arslan Bıçaklı, halkın yüzde 68’inin hayır demesine rağmen Özelleştirme Yasası’nın meclisten geçirilmesini eleştirdi ve hükümetin hukuken ülkeyi yönetme yetkisi olmadığını iddia etti.

Kurum ve kuruluşların bilerek ve isteyerek ekonomik sıkıntıya sokulduğunu savunan Bıçaklı, “Elektrik Kurumu’nda da aynı oyunu oynamaya çalışıyorlar” dedi.

İlgililerin üretimin özelleştirilmeyeceği, sadece tahsilatın özelleştirileceğine ilişkin açıklamalarına dikkat çeken Bıçaklı, şunları kaydetti:

“Devlet, sattığı enerjinin parasını almaktan aciz olduğunu söylüyor… Kendi yandaşlarının, kendi kurum ve kuruluşlarının ödemediği enerji var… UBP Milletvekilinin 120 bin TL kusur elektrik borcu var… Buradan Sayın Başbakan’a, ilgili bakana ve bu kurumu yönettiğini iddia eden yönetime soruyorum; neden bu kişilerin elektriği kesilmez..?”

Kurumun şu anda 400 milyon TL civarında alacağı olduğunu kaydeden Bıçaklı, kurum yönetiminin tahsilat yapmak için önlem almadığını söyledi ve “Burada cereyan var, sizi teper dedim, dinlemediniz; tepti. Bu defa sizi daha sert tepecek” ifadelerini kullandı.

Çalışanlar üzerinden oyun oynandığını ve maaşların hala ödenmediğini söyleyen Bıçaklı, “Bu çalışan yoksa, bu ülkede enerji de olmayacak” dedi.

Kurum yönetimini istifaya çağıran Bıçaklı, tahsilat yapılamadığı gerekçesiyle kurumun özelleştirilmek istendiğini ifade etti. Bıçaklı, “Sendika talip oldu, tahsilatları 6 ay içinde kuruşu kuruşuna yapacak” dedi.

“İSTİFA ETSİNLER VEYA BAŞBAKAN YÖNETİMİ GÖREVDEN ALSIN”

Eylemde konuşan El-Sen Başkanı Tuluy Kalyoncu da, kurum yönetimini istifaya çağırdı.

Maliye Bakanı’nın mahsuplaşmanın tamamlandığına ve Kıb-Tek’in alacağı olmadığına ilişkin açıklamalarının doğru olmadığını söyleyen Kalyoncu, kurumun 2010 sonu itibarıyla devletten 78 milyon alacaklı olduğunu,  ayrıca 2011 yılındaki devlet dairelerine ait tüketimlerin de eksik ödendiğini, ayrıca devletin bir çok kurum ve kuruluşunun borcu olduğunu kaydetti.

Kıb-Tek’in yaklaşık 400 milyonluk alacağına karşılık 300 milyon TL borcu olduğunu belirten Kalyoncu, “Kurum aslında artıda olabilecek bir kuruluştur” dedi.

Yapılan eylemlerden ders alınmadığını kaydeden Kalyoncu, hükümetten Kıb-Tek’in alacaklarının tahsil edilebilmesi için gerekli talimatları üretmesini beklediklerini söyledi. Kalyoncu,  “Kıb-Tek yönetim kurulu işine gelmediğinde Başbakan’a karşı duruyor, işine gelen konu olduğunda ise siyasi talimatlara göre hareket ediyor ve tahsilat yapılmasının önüne geçiyor. Burada sorun siyasi otoritedir. Kurumu iyi yönetmeyen, halktan aldığı görevi yerine getirmeyen Kıb-Tek yönetim kurulundadır” dedi.

Son grevden itibaren çalışanların ve sendikanın üzerine gidildiğini, eylemde öne çıkanların görev yerleri değiştirilerek çalışanın baskı altına alınmaya çalışıldığını savunan Kalyoncu, AKSA Anonim Şirketi’nin 57 milyon TL alacağı nedeniyle Kıb-Tek’i dava ettiğini ve yakıt tedarikinde sorunlar yaşandığını da kaydetti.

Kalyoncu, Kıb-Tek’in batırılması ve peşkeş çekilmesi için zemin hazırlandığını iddia ederek, şöyle dedi:

“Biz bu yola baş koyduk. Geçmişte sendikacıları kurşunladılar. Bu günlerde başka şekilde hedef göstermeye çalışıyorlar. Sendikacıları ve çalışanları hedef haline getirmeye çalışıyorlar. Sendikayı bölmeye çalışıyorlar. Hükümetin artık karar vermesi gerekir. Ya bu toplumun mallarını iyi bir şekilde yönetecekler, ya da istifa edip gidecekler…”

Kurum yönetimini istifaya çağırdıklarını, bunun gerçekleşmemesi durumunda Başbakan’ın yönetim kurulunu görevden almasını talep eden Kalyoncu, zaman kaybetmeden özerklik konusunda çalışmaların başlatılmasını ve yasalarının meclise sevk edilmesini istedi.

KTAMS Genel Başkanı Ahmet Kaptan da, “Kendi ülkesini yönetmekten aciz, sadece aldığı talimatları uygulayan bir hükümet  ülkeyi yönetemez” diyerek, hükümeti istifaya çağırdı.

Kaptan, “Önce sorun varmış gibi göster, sorunlar yarat; sonra da ver kurtul… Bu eskimiş, köhne bir zihniyet” ifadelerini kullandı.

Kıb-Tek’in Kıbrıs Türkü’nün öz varlığı olduğunu, halkın ödediği 2 kuruşlarla santral sağlandığını kaydeden Kaptan, UBP’nin  19 Nisan seçimlerinde vermiş olduğu “özerkleştirme” taahhüdünü yerine getirmesini istedi.

ÇALIŞANLARINI ÖDEMEYEN BİR KURUM…

Eylem, sendika başkanlarının konuşmasının ardından El-Sen Genel Sekreteri Hüseyin Sönmez’in yazılı açıklamayı okumasıyla devam etti.

Açıklamada, yönetim kurulunun Kıb-Tek’i 147 milyon TL borçla devraldığı, kurumun borçlu olmasına rağmen borcunu öder bir yapı içerisinde devralınmış olduğu belirtildi.

Geçen üç yıllık süre içerisinde çok ciddi bir yatırım yapılmamasına rağmen bugün Kıb-Tek’in borcunun 300 milyon TL’ye yaklaştığı ifade edilen açıklamada, alacakların ise 425 milyon TL’yi bulduğu, buna rağmen özel sektörden temin edilen elektrik için ödeme yapmayan, yakıt satın almak için para bulmayan ve çalışanlarını dahi gününde ödeyemeyen bir kurum yaratıldığı ifade edildi.

Devletin kendi hesaplarına göre kuruma en az 95 milyon TL borcu olduğu belirtilen açıklamada, bu rakamlara BRT, camiler, belediyeler ve diğer kamu kuruluşlarının 180 milyon TL’yi bulan borçlarının dahil edilmediği;  özel kişi ve kuruluşlardan yaklaşık 150 milyon TL’lik alacağın da tahsiline müdahale edildiği belirtildi.

Açıklamada, hükümetin istifa etmesi veya Kıb-Tek yönetiminin görev alınması talebi yinelenirken, Bakanlar Kurulu kararı doğrultusunda Kıb-Tek’in özerklik temelinde yeniden yapılandırılması için hazırlanan yasa tasarısının Meclis’e sunulması da istendi.