Göz Kamaştıran Sanat Merkezi: Çin Ulusal Tiyatrosu

Uzak Doğu kültürü ve hayat tarzı, dünyanın geri kalanının her zaman ilgisini çekmiştir. Uzak Doğu denildiğinde akla ilk gelen ülkelerden biri olan Çin de, zaman içerisinde yaşadığı politik ve sosyoekonomik değişimle ayrı bir noktada. Tabii Çin söz konusu olduğunda sadece bu detaylar değil; Çin Seddi gibi tarihi yapılar, porselenler ve daha nicesi akıllara geliyor. Yapımına 2001 yılında başlanan ve 2007’de tamamlanarak aynı yılın sonlarında hizmete açılan National Grand Theater of China – Çin Ulusal Büyük Tiyatrosu veya bir diğer adıyla Ulusal Gösteri Sanatları Merkezi, kesinlikle Çin’le birlikte anılması gereken eserlerden.

Elitist gösterilere sahne olan halka açık bir gezi alanı

Titanyum ve camdan oluşturulan elipsoit küre şeklindeki tasarımıyla bu dünyadan değilmiş gibi görünen devasa yapı, Çin’in en önemli etkinliklerinin gerçekleştirildiği yerlerden. Dünyanın farklı yerlerinde ortaya koyduğu eserlerle rüştünü ispatlayan ünlü Fransız mimar Paul Andreu tarafından yapılan National Grand Theater of China, tiyatro ve opera gösterilerinin merkezi durumunda.

Pekin’in merkezinde, Tiananmen Meydanı ve Yasak Şehir’e yaklaşık 500 metre mesafede yer alan yapı, heybetiyle yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor. Yaklaşık 150 bin metrekarelik yüzey alanı, 213 metrelik tepe noktası ve 100 metre genişliğindeki kavisli cam örtüsüyle öne çıkan eser, gün ışığından yararlanılabilmesi düşünülerek tasarlanmış. İç kısmı, akşam saatlerinde dışarıdan görülebilen merkez, büyük sanat gösterileri için ideal bir yer olmayı başarıyor.

2416 koltuklu opera binası, 1040 koltuklu tiyatro binası ve 2017 koltuklu konser salonundan oluşan üç oditoryumla zenginleştirilen National Grand Theater of China, çeşitli sergilere de ev sahipliği yapıyor. Yalnızca elitist gösteriler için değil, halkın alışveriş yapıp dinlenebileceği alanları da bulunduran merkez, kentin değerini yükseltiyor.

Tarih ve çağdaş dünya ile kurulan ilişkinin en önemli göstergesi

Birçoklarına göre dış dünyadan izole olduğu değerlendirilen Çin’in, aslında böyle olmadığını kanıtlayan eser; iç kısmında bulunan açık alanları, plazaları, sokakları ve dinlenme alanlarıyla adeta şehrin sıra dışı bir parçası gibi duruyor. Fütüristik dizaynıyla son derece etkileyici olan National Grand Theater of China, iç dekorasyonuyla hayranlık uyandırıyor. Kadim Çin kültüründen esintiler taşıyan süslemeler, çizimler ve daha nice ayrıntıyla donatılan iç kısımlar fazlasıyla dikkat çekiyor.

Mimar Paul Andreu’ya göre eserdeki uyum; tevazu, hırs, anlaşma, karşı çıkma gibi fikir ve tutumlarla yakalanabilmiş. Her ne olursa olsun National Grand Theater of China – Çin Ulusal Büyük Tiyatrosu’nun; Pekin’e, Çin’e ve hatta dünyaya değer kattığı su götürmez bir gerçek.