Ciğerim yanıyor ciğerim...

Başbakan Erdoğan, terör örgütü ve uzantılarını 'cinayet şebekesi' olarak niteledi, direniş çağrısı yaptı: Müslüman din kardeşim olan Kürt kökenli kardeşlerime sesleniyorum. Mabetlerinizi roketatarlarla bombalayan bu örgüte nasıl destek veriyorsunuz?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütünün sivilleri de hedef alan saldırıları karşısında 'Ciğerim yanıyor ciğerim' dedi. Partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuşan Erdoğan, Kürt kökenli vatandaşlara seslendi: 'Mabetlerinizi roket- atarlarla bombalayan bu örgüte nasıl destek veriyorsunuz? Direniş ortaya koyun.' Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları özetle şöyle:

DESTEKLEYENLER NASIL HESAP VERECEK - Bunlar bu ülkede cinayet şebekesi olarak rant elde ediyorlar. Onların uzantıları da rant elde etmeye devam ediyorlar. Burada siyasi uzantılarını da kastediyorum... 'Sayın Başbakan sert konuşuyorsun' diyorlar. Ciğerim yanıyor ciğerim... Neyin sertini konuşuyoruz? Bu ifadeler, bunların yaptıklarının karşılığını anlatmaya yeterli değil. - Sabah namazına hazırlanan bir imama, insanları ebedi kurtuluşa çağıran bir din alimine kurşun sıkan bu örgüt, bütün mukaddes değerleri çiğneyerek nereye varmak istiyor? Mabedlerimize varıncaya kadar roketatarlarla bombalayan bu örgüt, nereye varmak istiyor? Müslüman din kardeşim olan Kürt kökenli kardeşlerime sesleniyorum. Mabetlerinizi roketatarlarla bombalayan bu örgüte nasıl destek veriyorsunuz? Bunları destekleyenler, oy verenler tarihe nasıl hesap verecek. Bunlara karşı kalkıp sizler de bir direniş ortaya koyacaksınız. Bu sadece bizim görevimiz değil.

BÖYLE BİR KÜLTÜRÜ TANIMIYORUM - Bunun kültürel haklar mücadelesiyle ne alakası var yahu? Sizin kültürünüz size acımasızca bu insanları öldürme yetkisini nasıl veriyor? Ben böyle bir kültürü tanımıyorum. Böyle bir kültür olamaz. - Bütün vatandaşlarım emin olsunlar ki Türkiye bu musibeti bertaraf edecektir. Kandan beslenen bu cinayet şebekesini bu milletin yakasından düşürecektir. ANKARA Her siyasi parti eşit temsil edilsin - Yeni bir anayasa için siyasi partilerimizin var olan olumlu iklimi muhafaza etmelerini, toplumun bütün kesimlerinin talepleri doğrultusunda, büyük değişime destek vermelerini son derece önemsiyoruz. Hiçbir ön şartımız yok. Tek arzumuz, ön yargılardan, ön kabulden arındırılmış şekilde Meclis Başkanımızın riyasetinde bu işin süratle oluşacak komisyonda yapılmasıdır. - Bu konuda söyleyecek sözü olan kim varsa, akademisyeni, medyası, sivil toplum kuruluşları aklınıza ne gelirse, herkesle istişare edebilmek için diyalog kapılarımızı ardına kadar açık tutacağız. - 'Bizim partimizin şu kadar milletvekili var, sizin şu kadar milletvekiliniz var' demiyoruz. Diyoruz ki fark etmez, her siyasi parti eşit temsilciyle bu komisyona katılsın. Sonunda tabii ki kararı parlamento verecektir. Yapılan sondaj değil sabotaj Erdoğan, sondaj çalışmasıyla Akdeniz'de tansiyonu yükselten Rumları bir kez daha uyardı, BM başta olmak üzere uluslararası teşkilatları eleştirdi: - Kıbrıs Rum kesimi sondaj adı altında sabotaj yapıyor. Görevi barışı korumak olan kurumlardan ses çıkmıyor. Peki sorunlar böyle çözülür mü? - Bazı ülkelerin insanlık dışı eylemlerine göz yumacaksınız ama bazı ülkelere de nefes aldırmayacaksınız. Bu mu adaletiniz? - Yarın bu haksızlıkla karşı karşıya kalacak ülkelerden biri Türkiye'dir.

'KÖHNE MANTIK' TEPKİSİ - Piri Reis şu an Güney Kıbrıs'ta sondaj çalışmasına başladı. Bu bir iradedir. Tribünden maç seyretmiyoruz efendiler. Türkiye'yi idare ediyoruz. - 'Başbakan Arap sokağında siyaset yapıyor' diyorlar. Açık söylüyorum: Ben Türkiye'nin Başbakanıysam dünyanın her ülkesinin ulaşabildiğim her sokağında Türkiye'nin saygınlığını artırmaya devam edeceğim. Sizin kendi abes ve köhne mantığınızla küçümseme gayretinde olduğunuz Arap sokağı bugünün dünya siyasetinin döndüğü yerdir. - 'Efendim ben muhalefetteyim, iktidara cepheden muhalefet ederim' derseniz siyasetin ruhuna ihanet edersiniz. Hiçbir öneri getirmeyen siyaset anlayışı olamaz.