Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer Ve Beraberindeki Meclis Heyeti, Ankara'daki Temasları Çerçevesinde Dsp Genel Başkanı Masum Türker'le Görüştü.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin davetlisi olarak Ankara'ya geldiklerini hatırlatan Meclis Başkanı Bozer, Türkiye'nin eski Başbakanlarından Ecevit'in partisini de ziyaret etmenin kendileri için ayrı bir anlam taşıdığını ifade etti.

Pek çok sorunlar bulunduğuna, ancak birinci derecede önem taşıyan konunun müşterek Kıbrıs davası olduğuna değinen Bozer, New York'ta yapılacak zirve öncesinde, Kıbrıs konusunun halli noktasında en yoğun dönemde olduklarını, dolayısıyla bu ziyaretin önemli olduğunu vurguladı.

Bozer, Kıbrıs sorununun Türkiye ile yürütülen müşterek milli bir dava olduğunu, fikir teatisinde bulunmanın yararlı olacağını ve ziyaretin temel amacının bu olduğunu da sözlerine ekledi.

Görüşme öncesinde konuşan DSP Genel Başkanı Masum Türker ise, Kıbrıs meselesine Türkiye'nin belli başlı davalarından biri olarak yaklaştıklarını söyledi.

DSP Genel Merkezi'nde DSP ve Türkiye bayraklarının yanısıra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de bayrağının asılı olduğunu ifade eden Türker, Kıbrıs meselesinin ticari ilişkilerle, ekonomik amaçlarla veya başka nedenlerle Türkiye'den koparılacak bir dava olmadığını belirtti.

Annan Planı'ndan sonra bir kırılganlık dönemi yaşandığını savunan Türker, bu dönemde bir takım tavizlerin verildiğini ileri sürüp  Avrupa Birliği'nin Rum kesimini üye yaptığını ve bunun sıkıntısını Türkiye ile Kuzey Kıbrıs'ın birlikte çektiğini kaydetti.

Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan vatandaşların Ada'da ayrı bir devlet olarak örgütlenmelerini her zaman desteklediklerini söyleyen Genel Başkan Türker, "Kıbrıs ile ilgili aldığımız son karar her türlü birliği sağlamak, gerekirse birlikteliğimiz entegrasyona kadar gidecek, gerekirse her türlü imkanı sağlayarak kararlılığımızı ortaya koyacağız" dedi.

AK Parti hükümetinin bu görüşü ilk başta farklı değerlendirdiğini ifade eden Türker, son zamanlarda TC Başbakanı ve yetkililerin Kıbrıs davasını aynı tonla ele almasının da sevindirici bir gelişme olduğunu belirtti.

Türker, "Kuzey Kıbrıs konusunda 2002 öncesi politikalara dönülmesini mutlulukla karşılıyoruz. Geçmişte bazı iş adamları ver kurtul dedi ama Kıbrıs onların bir borsa senedi değil. Kıbrıs savunma, güvenlik ve oradaki soydaşlarımızın geleceği açısından önemlidir. DSP bu çizgisini hep sürdürdü. İktidarın kırılma noktasını gördüğümüzde hep eleştirdi. Kıbrıs meselesinin yanında olan her hükümetin fikren karşısında da olsak bu son gelişmelerle iktidarın Kıbrıs konusuna yaklaşımını destekliyoruz. Kıbrıs meselesinin karşısında yer alan her hükümetin de karşısındayız" dedi.

Kıbrıs konusunun Türkiye'de bir yük gibi gösterilmesinden duyduğu rahatsızlığı da dile getiren Türker, Kıbrıs'a Türkiye'nin yaptığı yardımların bir yük olmadığını, Kıbrıs'ın yaptığı ticaretin çoğunun Türkiye ile olduğunu hatırlattı.

Türker, Lefkoşa'ya yaptığı ziyarette Maliye Bakanı'na bulunduğu bir öneriyi de anımsatarak, "yardım yapılıyor imajını kaldırmak için halkın talep edeceği şartlarda Kıbrıs tahvili ihraç etmeleri yönünde bir öneri getirdik. Bunun halkımızca büyük ilgi göreceğini düşünüyorum. Bu şekilde dışa açılımın da ilk adımı olur" şeklinde konuştu.

Türkiye'den KKTC'ye  su taşınması ve elektrik akımı sağlanmasının Kıbrıs'taki Rum ve Türk tarafları arasında ciddi bir bağlantı sağlayacağını belirten Masum Türker, Kıbrıs adası çevresinde bulunan doğalgaz ve petrolün Kıbrıs Türk halkına düşen kısmını KKTC'nin alması gerektiğini böylece ayrılıkçı anlayışın ortadan kalkacağını söyledi. Türker, DSP'nin ve kendilerinin Ecevit'in öğrencileri olarak bu davayı savunduklarını ve bundan vazgeçmeyeceklerini de sözlerine ekledi.

Bozer, Türker'e anı olarak Kıbrıs işi ipek koza işlemesi tablo hediye etti. Türker de Bozer'e çini bir tabak sunarak teşekkür etti.