Başbuğ, kendisi hakkındaki suçlamalar için trajikomik dedi ama savunması ile icraatları arasındaki fark durumun hiç de komik olmadığını gösterdi...

Önceki gün tutuklanan Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, hakkındaki bütün iddiaları reddetti. Suçlamaları trajikomik buldu. Medyada Başbuğ'un bu sözlerini iri puntolarla manşetlere taşıdı. Peki Başbuğ'un savunması ile icraatları örtüşüyor mu?

Başbuğ, kara propaganda yapan sitlerin önceki dönemde kurulduğunu ve kendisinin kapattırdığını söylüyor. Peki o personel hakkında işlem yaptı mı? Hayır

İrtica ile Mücadele Eylem Planı deşifre olunca, bilgisayarlar geri dönülmez şekilde silindi. Peki neden silindi o bilgisayarlar? Bu konuda soruşturma açtırdı mı? Hayır

İnternet Andıcından haberi yok astlarım yaptı diyor? Peki o isimler hakkında işlerm yaptırdı mı? Hayır

Benden habersiz yapılmış diyor? Karargahta komutandan izinsiz iş yapılır mı? Hayır

Andıçta imzası bulunan firar eden Mustafa Bakıcı ve Hıfzı Çubuklu Başbuğ döneminde terfi ettirildi. Neden terfilerine izin verildi?

Erhan Başyurt bugünkü yazısında İlker Başbuğ'un savunmasındaki soru işaretlerini gündeme taşıdı... İşte Başyurt'un bugünkü yazısı

Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, “İrtica ile Mücadele Eylem Planı ve Andıç Davası“nda tutuklandı.

12’nci Ağır Ceza’da verdiği ifadesinde, kendisinin “masum“ olduğunu söylüyor.

Genelkurmay Başkanı görevini devralmadan bu sitelerin kurulduğunu ve kendi döneminde hiç güncellenmediğini, bu siteleri kendisinin kapattırdığını, bunun için kendisine teşekkür edilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Emrinde 700 bin silahlı adam varken, bir iki internet sitesi ve haberiyle hükümeti devirmekle ve terör örgütü lideri olmakla suçlanmasını “traji-komik“ olarak niteliyor.

Başbuğ haklı mı?

GÖREVDEKİ İCRAATLARIYLA SAVUNMASI TERS DÜŞÜYOR

Savcı ve hâkimler, öyle düşünmüyor ki tutuklanmasını istediler. Maalesef, Başbuğ’un görevdeki icraatları da savunması ile ters düşüyor.

Deşifre olana kadar devam

Başbuğ diyor ki: “4 Şubat 2009’da bu siteler hakkında haber çıktı. İncelenmesini istedik. Şekil ve teknik açıdan kanuna uygun olmadığı bilgisi verildi. Siteleri kapattırdım.”

Peki, kanuna aykırı bu faaliyetleri yürüten personel için askeri savcılık tarafından bir soruşturma açıldı mı?

Cevap “hayır.“

İKİ AY SONRA YENİDEN SİTELERLE İLGİLİ ÇALIŞMA BAŞLIYOR

Siteler üzerinden hükümet aleyhine kara propaganda yapan internet sitelerinin yeniden işletime sokulması için aynı birimde iki ay sonra yeniden çalışma başlatılıyor.

12 Haziran’da “İrtica ile Mücadele Eylem Planı“ yine Taraf’ta yayınlanınca, bu çalışmalar durduruluyor. Başbuğ savunmasında, “Hazırlık aşamasında olan bu 4 site 19 Haziran’da kapatıldı“ diyor.

Bu arada, İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın da hazırlandığı psikolojik harekâtı yürütmekten sorumlu Bilgi Destek Birimi’nde, kapsamlı bir delil karartma operasyonu yapılıyor.

26 bilgisayar ve 6 server geri dönüşümü olmayacak şekilde siliniyor.

Çuvallarla belge imha ediliyor.

Başbuğ, bu delil karartma işine müdahale ediyor mu?

Soruşturma açtırıyor mu?

Cevap yine “hayır.“

Bu arada, “psikolojik harekât“ yapması için yasal dayanağı olmayan Bilgi Destek Birimi de varlığını sürdürüyor.

Haberin olunca ne yaptın?

Başbuğ diyor ki: “İnternet Andıcı ile ilgili bilgim 4 Kasım’da oldu.“

Yani ikinci ihbar mektubunun, ekinde Andıç belgesi olduğu halde savcılığa ulaşmasının ardından.

KARARGAHTA KOMUTANDAN İZİNSİZ İŞ ÇEVİRİLİR Mİ? ÇEVİRİLİRSE BUNUNLA İLGİLİ SORUŞTURMA AÇILMAZ MI?

Başka bir deyişle “Sitelerin yeniden faaliyete geçirilmesinden haberim olmadı. İkinci Başkan dâhil, astlarım benden habersiz suç işlemişler“ diyor.

Peki, bu karargâhta kendinden habersiz çevrilen dolaplar soruşturuldu mu?

Cevap yine “hayır.”

Aksine Genelkurmay, andıç üzerinden yürütülen çalışmalara 7 Kasım’da açıklama yaparak sahip çıkıyor.

“Başbakanlığın ilgili plan ve direktifleri çerçevesinde işletilmiş internet siteleri bulunmaktadır...”

Madem suç yoktu, neden panikle kapatıldılar?

Neden, delil karartma temizlikleri yapıldı?

Şayet suç vardıysa, neden soruşturulmadılar?

Neden, bireyler ve birimler korundu, hatta terfi ettirildi?

İki isim ödüllendirildi

Andıç’ta imzası olan ve şu an firari bulunan Tuğgeneral Mustafa Bakıcı, 2009 Ağustos ayında tümgeneralliğe terfi ettirildi.

Yine o Andıç’ta imzası bulunan Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu da 2010 Ağustos’ta tümgeneralliğe terfi ettirildi, Başbuğ tarafından. Yani Başbuğ’un icraatları savunmasını boşa çıkarıyor.

Kaldı ki, bütün astları o internet sitelerinin Başbuğ’un bilgisi dâhilinde işletildiğini söylüyor.

İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nı ıslak imza ortaya çıkana kadar “kâğıt parçası” olarak niteleyen ve Albay Dursun Çiçek’i sivil savcılardan canla başla koruyan Başbuğ, şimdi o Andıç’ta “İmzam yok“ diyor.

“Trajik” ama Başbuğ’un söylediği gibi “komik” değil.