Savcı: Şüphelinin silahlı terör örgütünün bu kurum içerisindeki yapılanmasının üst düzey yöneticilerinden olduğu anlaşılmıştır.

Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ hakkında hazırlanan iddianamede, Başbuğ’un halen devam eden internet andıcı davası sanıkları ve dosyada mevcut deliller ile fiili ve hukuki irtibatının olduğunun anlatıldı.İddianemede Başbuğ hakkında ağır ithamlarda yer aldı. İddianamede Başbuğ için, “Şüphelinin Ergenekon silahlı terör örgütünün bu kurum içerisindeki yapılanmasının üst düzey yöneticilerinden olduğu anlaşılmıştır. “denildi

"ERGENEKON TSK’YA SIZDI"

Ergenekon silahlı terör örgütünün devletin birçok kurumuna sızdığına vurgu yapılan iddianamede, “Örgüt hakkında soruşturma devam ettiği esnada elde edilen deliller, TSK içerisine sızan ve üst düzey görevlere kadar ilerleme imkanı bulan ve birlikte hareket eden örgüt mensuplarının, devletin imkan ve kabiliyetlerini kullanarak kurulan internet siteleri üzerinden hükümete ve millete yönelik psikolojik harekat faaliyetleri uygulandığını göstermiştir." denildi.

"BAŞBUĞ, TSK İÇİNE SIZMIŞ ÜST DÜZEY ERGENEKON ÜYESİ"

Şüpheli Başbuğ’un halen devam eden internet andıcı davası sanıkları ve dosyada mevcut deliller ile fiili ve hukuki irtibatının olduğunun anlatıldığı iddianamede, “Şüphelinin Ergenekon silahlı terör örgütünün bu kurum içerisindeki yapılanmasının üst düzey yöneticilerinden olduğu anlaşılmıştır."

görüşü savunuldu

“İRTİCA İLE MÜCADELE PLANI BİLGİSİ DAHİLİNDE HAZIRLANDI"

İddianamede internet andıcı davası sanıklarından emekli Orgeneral Hasan Iğsız ile Başbuğ arasında “örgütsel hiyerarşi" olduğu belirtilerek şu bilgiler yer aldı.

“12 Haziran 2009’da İrtica ile Mücadele Eylem Planı deşifre olduğunda, İlker Başbuğ yurtdışındaydı. Genelkurmay Başkanlığı’na dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner vekalet ediyordu. İrtica ile Mücadele Eylem Planı ile ilgili soruşturma açılıp açılmaması noktasında dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Hasan Iğsız’ın Genelkurmay Başkan vekili Işık Koşaner’den değil yurtdışındaki İlker Başbuğ’u telefonla arayarak ondan emir aldığı ve sonrasında konu ile ilgili soruşturma açıldığı anlaşılmıştır. Genelkurmay Başkanı’nın yasal temsilcisi Kara Kuvvetleri Komutanı Işık Koşaner’den doğrudan emir alarak soruşturma açabilecekken dönemin Hasan Iğsız’ın yurtdışında bulunan İlker Başbuğ’u arayarak onay alması ve bu yolla resmi hiyerarşi dışında hareket etmesi, askeri hiyerarşi dışında örgütsel hiyerarşinin bir göstergesidir. Yine bu durum karargahta yürütülen tüm benzer faaliyetlerin İlker Başbuğ’un kontrolünde gerçekleştiğini de göstermektedir. İrticayla Mücadele Eylem Planının taslak halinde İlker Başbuğ’a sunulduktan sonra şüphelinin bilgisi dahilinde ve sanık Hasan Iğsız’ın kontrolünde Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı anlaşılmıştır" denildi.

"SİTELERİ SUÇTAN KURTULMAK İÇİN KAPATTIRDI"

Başbuğ’un, andıcın kendisine arz edildiği noktasındaki sanık beyanlarını kabul etmemesinin ve ısrarla andıcın kendisine sunulmadığını belirtmesinin de suçtan kurtulma amacına yönelik olduğu belirtilen iddianamede, “Başbuğ’un göreve geldiği dönemde imkanı ve yetkisi olmasına rağmen bu site içerikleri ile ilgili soruşturma yürütme ve bu içerikleri yayından kaldırma gibi bir gayretinin olmadığı, sitelerin deşifre olmasından sonra suçtan kurtulma saikiyle sitelerin kapatılması emrini verdiği anlaşılmıştır" ifadeleri kullanıldı.

RESMİ KİMLİĞİNİ İNANDIRICILIK İÇİN KULLANDI

İddianamede Başbuğ’un yürütülen soruşturmaları ve soruşturma delillerini kara propaganda yöntemiyle itibarsızlaştırmayı, soruşturmayı ve kovuşturmayı yürüten adli birimleri baskı altına almayı, sindirmeyi ve yıldırmayı amaçladığı belirtildi. Başbuğ’un soruşturmalara yönelik yaptığı açıklamaların, örgüt stratejileri doğrultusunda yapılmış dezenformasyon faaliyeti olduğu ve şüphelinin resmi kimliğini de inandırıcılık noktasında kullandığının belirtildiği iddianamede, internet andıcı davası sanıklarının İlker Başbuğ’un liderliğinde örgütlendiğine dikkat çekildi.