İnternet Andıcı Davası'nın 55. duruşmasında konuşan Dursun Çiçek, eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasıyla ilgili olarak, "Bizim tanık olarak dinlenmesini istediğimiz, TSK'ya 40 yılı aşkın hizmet edip Genelkurmay Başkanlığı'na kadar yükselmiş bir kişiyi de davaya sanık olarak buraya getirdiniz" ifadesini kullandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen İnternet Andıcı Davası'nın 55. duruşmasında Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese sanıkların ve avukatların sözlü ve yazılı taleplerinin alınacağını söyledi. Bu sırada tutuklu sanık Serdar Öztürk'ün avukatı Demet Reçber, "Sanık Bülent Sarıkahya'ya müvekkilimi doğrudan ilgilendirdiğini düşündüğüm bazı sorularım var" dedi. Başkan Özese, savunma alınmasına ara verildiğini belirterek taleplerin alınacağını söyledi. Bu talebi dünkü oturumda da yaptıklarını belirten avukat Reçber, mahkeme tarafından kendisine söz verilmediğinin tutanaklara geçmesini talep etti. Reçber'in konuşmak için ısrar etmesi üzerine Başkan Özese ile tartıştı. Yüksek sesle konuşan Mahkeme başkanı Özese, "Mahkemenin bir düzeni var herkes buna uymak zorundadır" diye konuştu. Avukat Reçber'in yerine otururken, "Ben bir avukatım. Beni azarlayamazsınız" dedi. 


"GÖREVLERİNİ YAPMAKTAN BAŞKA GÜNAHLARI YOK"

Söz alan emekli Albay Dursun Çiçek, "Dava arkadaşlarıma ve izleyicilere günaydın diyerek sözlerime başlama istiyorum" dedi. Çiçek, "13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen bu davada TSK'da bir dönem komuta kademesinde görev yapan Genelkurmay Başkanından, sivil memuruna kadar 30 sanığı yargılıyorsunuz. Bu insanların görevlerini daha iyi yapmaktan başka bir günahları yok" diye konuştu. 

İnternet Andıcı Davası'nda çoğu sanığın savunmalarının tamamladığını ifade eden sanık Çiçek, "Bütün sanıklar görevlerini nasıl yaptığını anlattı. Görev yerlerine nasıl anlattıklarını ayrıntılarıyla değindi. Sivil memur Meryem Kurşun da kurayla atama sonucunun belirlendiğini samimi bir şekilde anlattı" diye konuştu. 

"SANIK OLARAK BURAYA GETİRDİNİZ"

İnternet Andıcı soruşturması kapsamında eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkındaki iddianamenin de kabul edildiğini hatırlatan sanık Çiçek, "İftiraya Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'da dahil edildi. 40 yıllık hizmetinin sonucunda Başbuğ için iddianamede, 'Şüphelinin Ergenekon silahlı terör örgütünün bu kurum içerisindeki yapılanmasının üst düzey yöneticilerinden olduğu anlaşılmıştır' ifadesi var" diye konuştu. Konuşmasında, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u da işaret eden Çiçek, "Bizim tanık olarak dinlenmesini istediğimiz, TSK'ne 40 yılı aşkın hizmet edip Genelkurmay Başkanlığı'na kadar yükselmiş bir kişiyi de davaya sanık olarak buraya getirdiniz" dedi. 

"BU KAĞITLA ADAM ÖLDÜREMEM"

Elindeki kağıtları göstererek "Ben bu kağıt ile adam öldüremem" diyen sanık Çiçek, "Suç aleti olması gerekir. İnternet siteleri işleterek hükümeti deviremezsiniz. TSK çalışanlarını terör örgütü olarak suçlayamazsınız. Eğer suçlarsanız bu yalan ve iftira olur" dedi. 

3 yıldır tutuklu olduğunu söyleyen sanık Çiçek, "Bana 3 yıldır işkence yapılıyor. Annem hasta yatağında rahatsız olduğunu ve gidip helalleşmek istediğimi söyledim. İzin vermediniz. Ben tutuksuz olsam böyle bir sorunum olmayacaktı. Gidip annem ile helalleşecektim" ifadesini kullandı. 

"ÇİÇEK ,İRTİCA İLE MÜCADELE EYLEM PLANIN SIFATI OLMUŞ"

Mahkemenin sürekli tutukluluğunun devamına karar verdiğini söyleyen Dursun Çiçek, mahkemenin tutukluluğa devam kararlarını ayrıntılarıyla yazmasını istedi. İrtica İle Mücadele Eylem Planı'nın sahte olduğunu söyleyen sanık Çiçek, "Savcı, her konuşmasına 'Dursun Çiçek' diye başlıyor. Dursun Çiçek, 'İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın sıfatı olmuş. Gri propagandayı bir kenara bırakın, bu bir kara propagandadır" dedi. Mahkemenin talepler kısmında sanıklara ve avukatlara tanıdığı 15 dakikalık sürenin az olduğunu söyleyen Çiçek,"15 dakikalık süre bana yetmiyor" diye konuştu. Suçlandıkları konularla ilgili olarak askeri mahkemenin görevli olduğunu sözlerine ekleyen sanık Çiçek, ihbar mektubunda adı geçen kişinin tanık olarak çağrılmasını istedi. Çiçek, "Başkanım ihbarcıları hiç mi merak etmiyorsunuz böyle biri var mı diye. Biz merak ediyoruz" dedi. Mahkeme başkanı Özese, sanık Çiçek'i konuşma süresi konusunda sık sık uyararak konuşmasını tamamlamasını istedi. Dursun Çiçek kendisine tanınan 15 dakikalık süreyi aşınca başkan Özese, Çiçek'in mikrofonunu kapattırdı. Bunun üzerine sanık Çiçek de, "Bütün millet görsün nasıl adil bir yargılamaysa" ifadelerini kullanarak kürsüdeki dosyalarını toplayarak yerine oturdu. 

"SUÇLAMALARA DAYANAK OLACAK DELİL YOK"

Ağustos 2007-Ağustos 2009 tarihleri arasında Genelkurmay Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) Başkanı olarak görev yapan Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu davada andıçla ilgili Genelkurmay karargahındaki görevli personelin ifadelerinin tamamlandığını söyledi. "Sanıkların verdikleri ifadeler ile mahkemenin de gerçeklere daha da yaklaştığını tahmin ediyorum" diyen sanık Otuzbiroğlu, kendisi hakkındaki suçlamalara dayanak olacak delil bulunmadığını belirtti. 

"BEN ANDICIN NERESINDEYİM"

Sanık Otuzbiroğlu, Bilgi Destek Dairesinde 19-20 ve Haziran 2009'da bilgisayarların silinmesi işleminin MEBS tarafından yapıldığını hatırlattı. Otuzbiroğlu, iddianamede "Silme işlemini MEBS yaptığı halde, MEBS başkanı bunları bilmediğini söylediği, bunda çelişki olduğunun" belirtildiğini söyledi. Savcılıkta ve mahkemede verdiği ifadelerde bir çelişki bulunmadığının altını çizen sanık Otuzbiroğlu, dava konusu andıcın hazırlanmasında görev almadığını ifade etti. Andıcın hazırlanmış bir şekilde önüne geldiğini, "Kendi görevini ilgilendiren bir konu var mı" diye baktıktan sonra parafladığını ifade eden Otuzbiroğlu, ancak sanıkların alınan ifadelerinde andıcın hazırlanması için toplantı yapıldığını, bu toplantıya katıldıklarını söylediklerini belirtti. "Ben andıcın neresindeyim" diyen sanık Otuzbiroğlu, "Bu toplantıya katılmadım. Görüyoruz, hazırlama gayreti içinde olanlar varmış. Onlar da burada ifade ettiler" dedi. 

"BELKİ DE SABIKALI OLARAK KALACAĞIM"

Andıcın hazırlanmasında görev aldığı iddiasından dolayı terör örgütünün ara yönetici olmakla suçlandığını anlatan Otuzbiroğlu, "Bu iddialar yoksa beni neden yönetici yaptınız. Bu suçlamanın altı boş. Bu iddianame kanaatlerle dolu. 45 senedir vatanı için çalışmış, Koramiral rütbesine yükselmiş bir insanım. Belki de kuvvet komutanlığına gideceğim birkaç gün kalmışken geleceğim, umutlarım, hayallerim gitti. Belki de sabıkalı olarak kalacağım. Neden olmuş? Bir ihbarcının sözleriyle bu hale geldik. Vatanı için çalışmış, bu vatana hizmet etmiş bir insanım. Bu anlamış değilim" dedi. Otuzbiroğlu, iddianamede kendisine atfedilen üç suçlamada da şüphe uyandıracak bir delil olmadığını vurguladı. 

HAKİM: HER MAHKEME BAĞIMSIZ

Balyoz Davasından da tutuklu yargılandığını belirten Otuzbiroğlu, o davadan tahliye olup cezaevinden çıkamaması için bu davadan tutuklu yargılandığını iddia etti. Otuzbiroğlu, tahliyesini isteyerek sözlerini tamamladı. Otuzbiroğlu'nun bu sözleri üzerine Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, her mahkemenin bağımsız olduğunu belirterek, dosyaya göre karar verildiğini ifade etti. Duruşmaya öğle arası verildi.