Barolar Birliği, özellikle bankaların talepleri ve yetkililer üzerinde kurmuş oldukları baskılar neticesinde, faiz konusunun arman çorman hale getirildiği; yetkililerin faiz konusuna çözüm olarak getirdikleri “basamaklı çözüm”ün ise sorunu çözmeyeceği görüşünü savundu.

Barolar Birliği ve Baro Konseyi Başkanı   Hasan Sözmener ve Genel Sekreter Feyzi Hansel imzasıyla, “Basamaklı çözüm, çözüm olamaz. Mazbataların kaldırılması veya iptali ise, sözkonusu olamaz” başlığı altında  yapılan yazılı açıklamada, “faiz sorununa kısa sürede çözüm bulunacak inancıyla mazbataların gereklerinin yerine getirilmesinin savsaklanmasından vazgeçilmesi” istenildi.

Halka, faiz felaketine yasal bir çözüm bulunması için mücadeleye devam edilmesi, bir çözüm bulununcaya kadar da, güçleri yettiği kadarı ile borçlarını ödemeye devam etmeleri tavsiyesinde bulunulan açıklamada, “Tüm halkımız bilmelidir ki, ödeme gücüne ve kabiliyetine ve yeteneğine sahip olmayan hiçbir borçlu, yasal olarak hapse gönderilemez ancak, ödeme gücüne ve kabiliyetine ve yeteneğine sahip olan borçlular hapse gönderilebilir” ifadelerine yer verildi.

“ BASAMAKLI ÇÖZÜM….”

Yetkililerin, “faiz konusuna çözüm bulduklarını iddia ettikleri ve buldukları çözüme ‘Basamaklı Çözüm’ adını verdikleri” görüşüne yer verilen açıklamada, “ En yetkili ağıza göre konu 3 basamağa ayrıldı ve ilk basamağı ile ilgili olarak bir yasa tasarısı meclise gönderildi ve meclisten geçti. Meclisten geçirilmiş olan birinci basamak çözümün, bizim önerdiğimiz çözümle uzaktan veya yakından hiçbir ilgisi ve alakası olmadığı hatta, borçluların durumunu daha da zorlaştıracağı ve borçlunun var olan veya olabilecek bazı müdafaa haklarını da ortadan kaldıracağı ortaya çıktı” denildi. 

“CUMHURBAŞKANI’NIN TUTUMU İBABETLİ VE YERİNDE”

Meclisten geçen bu tasarıyı Cumhurbaşkanı’nın resmi gazetede yayınlamayarak  Meclise geri gönderdiğini anımsatan Sözmener ve Hansel, Cumhurbaşkanın bu tutumunu “son derece isabetli ve yerinde gördüklerini” ifade etti ve Meclis’in  faiz konusunda kendi önerileri doğrultusunda hareket etmesi temennisinde bulundu.

“Bu arada, faiz konusundaki sorunlara çare bulacağını iddia eden yetkililerin mazbataların kaldırılacağı ve kimsenin borcundan dolayı hapse gönderilemeyeceği konularında borçluları yanılttıkları müşahade edilmektedir” diyen Sözmener ve Hansel,  modern hukukta geçerli olan prensibin, “kimsenin bir sözleşmenin kendisine yüklediği yükümlülükleri veya mükellefiyetleri yerine getirme yeteneğinden yoksun olması nedeni ile hapse gönderilemeyeceği” yönünde olduğuna dikkat çekti. “Prensip bu olmakla birlikte, bu prensibin ters yüz edilmek istendiği, anlaşılmaktadır” dedi.

“ÖDEMEME İLE ÖDEME  GÜCÜNE SAHİP OLUP DA ÖDEMEME ARASINDA FARK VAR”

Zaten ülkede, taksit borçlarından dolayı hapse gönderilmekte olan borçluların, taksit borçlarını sırf ödemedikleri için değil, ödeme güçleri ve kabiliyetleri ve yetenekleri olduğu halde, ödemedikleri için, hapse gönderildiklerini ifade eden Sözmener ve Hansel şunları kaydetti:

“Ödememe nedeni ile hapse gönderme ile, ödeme gücüne ve kabiliyetine ve yeteneğine sahip olduğu halde ödememe nedeni ile hapse gönderme, arasında dağlar kadar fark vardır. Kaldı ki, taksit borçlarını ödeme gücüne ve kabiliyetine ve yeteneğine sahip olanlarla ilgili verilmekte olan hapis cezaları bilindik manada hapis cezaları değildir.”

“MAZBATA UYGULAMALARINDAKİ SAVSAKLAMADAN VAZGEÇİLMELİ”

Açıklamada, “faiz felaketine kısa süre içerisinde çare bulunacağına inandırılmış olan mazbataları uygulamakla görevli memurların, mazbataların gereklerini yerine getirmeyi bilinçli olarak bir müddetten beridir savsaklamakta oldukları” iddiasında bulunarak 
“ Kanaatimizce, faiz felaketine çare bulacaklarını vaad eden yetkililer, daha birinci basamaktan aşağı düşmüşlerdir. Bu nedenle, mazbataların gereklerinin yerine getirilmesinin savsaklanmasından vazgeçilmelidir. Tüm halkımız bilmelidir ki, ödeme gücüne ve kabiliyetine ve yeteneğine sahip olmayan hiçbir borçlu, yasal olarak hapse gönderilemez ancak, ödeme gücüne ve kabiliyetine ve yeteneğine sahip olan borçlular hapse gönderilebilir” ifadelerine yer verildi.

Sözmener ve Hansel’in ortak açıklamasında, halka ve yetkililere de seslenilerek şu tavsiyelerde bulunuldu:

“ÇÖZÜM BULUNUNCAYA KADAR BORÇLARI ÖDEMEYE DEVAM EDİLSİN”

" Halkımıza tavsiyemiz şudur. Faiz felaketine yasal bir çözüm bulunması için mücadeleye devam edelim, bir çözüm bulununcaya kadar da, gücümüzün yettiği kadarı ile, borçlarımızı ödemeye devam edelim.

yetkililere tavsiyemiz şudur. Faiz felaketine basamaklarla çözüm bulunamaz. Çözüm, kendilerine vermiş olduğumuz yasa çalışmasıdır. Ödeme güçleri ve kabiliyetleri ve yetenekleri olduğu halde borçlarını kasten ödemeyenlerin cezalandırılamayacağına ilişkin bir düzenleme, ticari yaşamımıza uygun düşmemektedir.

“FARK ÇOK İYİ GÖZETİLMELİ…”

Ödeme gücüne ve kabiliyetine ve yeteneğine sahip olmayan borçlu ile, ödeme gücüne ve kabiliyetine ve yeteneğine sahip olan borçlu, arasındaki farkı yetkililerin de mahkemelerin de çok iyi gözetmeleri gerekmektedir. Bu konudaki en önemli görev mahkemelerimize düşmektedir. Bir çözüm bulunacağı nedeni ile Mazbataların savsaklanması özellikle avukatlarımız için büyük sıkıntı ve sorunlar yaratmaktadır.”