Baf’ta, 1964 yılında, Kıbrıslı Türklerin Rum saldırılarına karşı gösterdiği direniş ve direnişte şehit düşenler, Güzelyurt’ta Şehitler Anıtı önünde düzenlenen törenle anıldı.

Törende protokol sırasına göre anıta çelenkler konuldu, saygı marşı eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu, saygı atışı yapıldı ve İstiklal Marşı okundu. Törenin son bölümünde ise Baf Türk Birliği adına Mehmet Yulaf’ın günün anlam ve önemini belirten konuşması ve Kurtuluş Lisesi öğrencisi Ayşe Taşkurt’un “Şehide” isimli şiiri yer aldı.

Törene Güzelyurt Kaymakamı Menteş Gündüz, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı temsilcisi 49. Piyade Alayı Komutanı Albay Levent Ergün, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı temsilcisi 2. Bölge Koordinasyon Komutanı Albay Erdinç Korkutel, Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar, bazı milletvekilleri, diğer yetkilileri ile vatandaşlar katıldı.

Mehmet Yulaf, yaptığı konuşmada, 9 Mart’ın Baf Türkünü tümüyle imha etmek için Rumun giriştiği büyük saldırının ve gösterilen muhteşem direnişin yıldönümü olduğunu belirtti.

Rumların 1963’ten itibaren ENOSİS’i gerçekleştirmek için çeşitli bahanelerle yıllarca Kıbrıs Türk halkına saldırdığını anımsatan Yulaf, 9 Mart 1964’te Yunan subaylarının idaresinde 200’i aşkın silahlı kişinin Baf’ın Türk bölgesini sararak teslim ol çağrısı yaptığını ve sonrasında halkın direnişini kıramayarak geri çekilmeye mecbur kaldığını anlattı.

Rumun, Kıbrıs Türk halkına karşı sürdürdüğü saldırıların 1974’de Türkiye’nin müdahalesiyle son bulduğunu hatırlatarak Türkiye’ye minnettarlığını sunan Yulaf, bu müdahale sonrasında Kıbrıs Türk halkının toprağını ayırdığını, sınırını çizdiğini, kendi bölgesinde özgür ve güven içinde yaşamaya başladığını belirtti.

Yulaf, ne yazık ki Rumun ENOSİS hayalinin hala baki olduğunu, her ne kadar bu hayalden vazgeçtiğini söylese de, taktik icabı uygun şartların yaratılmasını beklediğini ifade ederek, “Yıllardır silah zoruyla yapamadığını müzakere masalarında başarmaya çalışmaktadırlar ama Cumhurbaşkanımız, Rumun aradığı bu fırsatı vermeyecektir” dedi.

Yulaf, Kıbrıs Türk toplumuna, en az şu anki kadar huzurlu bir ortam oluşturmak isteniyorsa, imzalanacak herhangi bir anlaşmanın,  kurulacak devletin egemen iki kurucu devletten oluşması, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıslı Rumlarla eşit statüde olması, iki kesimliliğin sulandırılmaması, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devam etmesi, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetlerinin adada varlığının devam etmesi ve TC kökenlilerin adada kalmasını öngörmesi gerektiğini belirtti.

Son zamanlarda gerek liderler arası diyalogların, gerek ise Kıbrıs ve dünya basınının da etrafa verdiği mesajların, liderler arası görüşmelerin ne kadar umutsuz bir yolda olduğunu iyice hissettirdiğini kaydeden Yulaf, “bir tarafta giderek kapanmakta olan Avrupa kaynaklı bir çözüm umudu, öte tarafta ise giderek gelişen gürbüzleşen Türkiye kaynaklı bir çözümün, bir geleceğin ümidi” dedi.

Yulaf, konuşmasını, “Bugün gerek iç gerek dış politikada gerek ise ekonomik alanlarda, TC’nin performansının ve doğru hamlelerinin aynı şekilde Kıbrıs problemine de yansıyacağı konusundaki inancımız tamdır. İşte bu yansıma da Kıbrıs Türk halkının şafağı olacaktır” diyerek ve şehitlere rahmet dileyerek tamamladı.