Avrupa Parlamentosunun (AP) yeni Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Türkiye'ye ilk resmi ziyaretini değerlendirirken, "Hükümet müzakere, katılım sürecinde daimi muhatabımız olacak ama bu süreçte başka yeni muhataplarla, yeni paydaşlarla da görüşebilmeliyiz. Türkiye-AB ilişkilerinin karmaşık yapısı bunu gerektiriyor." dedi.

Yayımlanacak olan Türkiye raporu öncesinde bu hafta İstanbul, Gaziantep ve Ankara'da görüşmeler yapan Amor'un ziyareti, göreve geldikten sonra Türkiye'ye yaptığı ilk ziyareti oldu.

Amor, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, siyasi parti yöneticileri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile görevden alınan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün yanı sıra gazeteciler, akademisyenler, sivil toplum örgütleri, iş dünyası ve işçi temsilcileriyle bir araya geldi.

Raportör olarak yaptığı ziyareti basın toplantısında değerlendiren Amor, pek çok kesimden aktörle görüştüğünü ve Türkiye-AB ilişkilerinin çok farklı konu başlıklarına değinildiğini dile getirdi.

Ele alınan konuları "Gümrük Birliğinin güncellenmesi süreci", "vize serbestisi", "mülteciler", "belediyeler", "Türkiye'deki Yargı Reformu paketi", "insan hakları", "ifade özgürlüğü", "basın özgürlüğü" şeklinde sıralayan Amor, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın durumu gibi çeşitli konuları da görüşme şansları olduğunu aktardı. 

Amor, görüştüğü bütün muhataplarına AB'nin Türkiye ve AB ilişkilerini şu andaki formatta sürdürmeye niyetli ve kararlı olduğunu söylediğini aktararak, "Türkiye, bir aday ülke. Gerek siyasi parti liderleriyle gerekse milletvekilleriyle yaptığım bütün görüşmelerde iki taraf arasında ilişkileri yakın tutmanın öneminin altını çizdim. Bunun için her iki tarafın da üzerine düşen ve yapması gereken şeyler var. Son derece açık ve dürüst olmamız gerekiyor çünkü halihazırda bir güven eksikliğinden söz edebiliriz, her iki taraf için de geçerli. Türkiye-AB ilişkileri açısından çıktığımız bu yolda en iyi durumda olduğumuzu söyleyemeyiz ancak ikili ilişkiler çerçevesinde elimizden gelenin en iyisini yaparak bütün alanlardaki çalışmalarımızı, iş birliğimizi sürdürmeli ve pekiştirmeliyiz." diye konuştu.

Güven eksikliğini aşabilmek için Türkiye-AB ilişkilerinin her alanını kapsayan bir siyasi diyaloğa ihtiyaç olduğuna işaret eden Amor, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hükümet müzakere, katılım sürecinde daimi muhatabımız olacak ama bu süreçte başka yeni muhataplarla, yeni paydaşlarla da görüşebilmeliyiz. Türkiye-AB ilişkilerinin karmaşık yapısı bunu gerektiriyor. Bu nedenle ziyaretimde Ekrem İmamoğlu ve Fatma Şahin'le de görüştüm. Türkiye-AB ilişkilerinde özellikle yerel yönetimlerin ve belediye başkanlarının önemli rol oynayabileceği kanaatindeyim. Üniversitelerin de çok önemli rol oynayabileceğini ve bağlar kurabileceğini düşünüyorum. AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu üyeleri, AB kurumlarında ve AB içindeki farklı siyasi partilerle Türkiye'deki siyasi partiler arasında da daha sık temas olmasının bu sürece destek vereceğini düşünüyorum. Elimizde belli bir format var, ilişkileri düzenleyen, Türkiye-AB ilişkileri dosyası da önümüzde. Muhataplarımız, paydaşlarımız da belli. Artık üzerinde çalışmamız gereken asıl konu ne şekilde bir tutum belirleyeceğimiz. Bu tutum hiçbir şekilde tepeden bakmayan, patronluk taslamayan, tamamen yatay ve saygıya dayalı bir ilişki olmalı."

Amor, ilişkilerde yeni bir söyleme ihtiyaç duyulduğunu, ayrıca açık sözlü ve dürüst olunduğu takdirde ilerleme kaydedileceğini belirterek, şu görüşleri dile getirdi:

"Türkiye'de bir darbe girişimi yaşandı ancak Türkiye bunun üstesinden geldi. 'Türkiye ne zaman normalleşecek?' bu soru bizim için önemli. Hiç şüphesiz darbe girişiminden sonrası ciddi sıkıntılara yol açan, son derece kutuplaştırıcı bir dönemdi, ancak Türkiye başarıyla bunun üstesinden geldi. 'Ne zaman bir reform gündemine dönecek ülke ve Türkiye-AB ilişkileri de nasıl ve ne zaman ivme kazanacak?' Bu soru bizim için önemli. Sadece AB için veya AB tarafından olumlu karşılanmak için yapılacak reformlar değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hak ve özgürlükleri için yapılması gereken reformlardan bahsediyorum. Bu süreçte yargı ve insan hakları alanında yapılan ilerlemeleri not ettik, özellikle İnsan Hakları Eylem Planı'nı not ettik. Bunlar yakın zamanda yapılmış ilerlemeler. Tabii ki bunların mümkün olan en kısa sürede sonuçlarını görebilmek istiyoruz. Türkiye'nin eski günlerde olduğu gibi en kısa zamanda belli alanlarda normalleştiğini görmek istiyoruz."

Gaziantep'te Suriyeli bir aile ile bir araya geldiğini, sivil toplum kuruluşlarıyla görüştüğünü anlatan Amor, 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye'nin çok cömertçe davrandığını ifade ederek, yapılan yardımlardan övgüyle bahsedilmesi gerektiğini vurguladı.

 "TOPLUMUN BÜTÜN KESİMLERİYLE GÖRÜŞTÜK VE GÖRÜŞMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

AP Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, soruları yanıtlarken, basın özgürlüğünün AB'nin en temel endişe duyduğu alanlardan biri olduğuna değinerek, "Basın özgürlüğünün her yerde aynı şekilde uygulanması ve tesis edilmesi gerekir, İstanbul'da da Kahire'de de Bursa'da da Kars'ta da. AB olarak basın özgürlüğü konusunda mesleğini icra eden gazetecilerin herhangi bir tacize, müdahaleye maruz kalmadan işleri yapabilmesiyle ilgili önemli bir madde kabul ettik. Bütün raporlarımızda da bunu dikkate alıyoruz." dedi.

Doğu Akdeniz'deki duruma ilişkin soru üzerine Amor, AB'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni güçlü şekilde desteklediğini belirterek, "Bu, AB'nin resmi pozisyonudur ancak her zaman diyaloğa inanıyoruz. Yaşanan sorunlarda da önemli olan o bölgede kimin hakkı olduğuysa, bunu tespit edebilecek uluslararası mahkemeler, uluslararası hukuk var. 'Benim hakkım var.' demek veya hakkı varmış gibi davranmak değil doğrusu. Bu şekilde davranmak, tek taraflı bir hareket olur. Bu da bizim için kabul edilebilecek bir durum değil. Belli başlı aktörler var, mesele karmaşık ama diyalogla aşılması gerekiyor. Uluslararası kuruluşlar, uluslararası hukuk çerçevesinde bu sorunu ele almalıyız. AB'nin yaklaşımı budur." diye konuştu. 

Amor, Türkiye'de son dönemde yapılan anketlerin insanların halen AB değerlerine inandığını ve AB sürecini desteklediğini gösterdiğini aktararak, şunları söyledi:

"Her zaman toplumun bütün kesimleriyle görüştük ve görüşmeye devam edeceğiz. Türkiye'nin AB'de yer alması sayesinde AB'nin Türkiye ile birlikte kendi imajı da tamamlanacak. Türkiye'den ne kadar çok muhatap bu süreçte yer alırsa Türkiye de eksiksiz bir tabloyla temsil edilmiş olacak. Sayın İmamoğlu'nu ve Sayın Şahin'i bu süreçte daha fazla rol alma konusunda cesaretlendirdim. AK Parti'ye de Avrupa'daki çeşitli siyasi partilerle daha sık temaslarda bulunmaları konusunda ricada bulundum."

Kati Piri'nin düzgün ve profesyonel şekilde raportörlük görevini yerine getirdiğini dile getiren Amor, şunları kaydetti:

"Yapmaya çalıştığımız şey denge kurmak değil, ülkede yaşanan neyse ona uygun olarak övmemiz gereken yerde övgüyü esirgemeyeceğiz, eleştirmemiz gereken yerlerde eleştirilerimizi yöneltmek durumundayız. İkimiz de AP'yi temsil eden raportörleriz. Piri'nin mükemmel bir iş çıkardığını söylemem gerekiyor. AP'de sadece ikimiz görev yapmıyoruz, Türkiye ile ilişkiler konusunda pek çok öneri, değişiklik ve tartışmayı onlar da yönetiyor."

AİHM KARARLARI

Amor, Türkiye'nin AİHM kararlarını yerine getirmesi halinde reform sürecine dair iradesini gösteren olumlu bir mesaj vermiş olacağını belirtti. 

İfade özgürlüğü konusunda hükümet yetkilileriyle görüşmelerinde "Biz darbe girişimi yaşamış bir ülkeyiz ve bunun sonrasında ülkemizin bekasını korumamız gerekiyor." yanıtını aldığını anlatan Amor, Türkiye'de terörizm tanımının geniş şekilde yapıldığının söylenebileceğini ileri sürerek, bunu görüşmelerimde sık sık dile getirdiğini ifade etti.

Amor, Selahattin Demirtaş'ı cezaevinde ziyaret eden tek yabancı siyasetçi olduğuna değinerek, Demirtaş ve Osman Kavala konusunda adımlar atılması halinde insan hakları ve hukukun üstünlüğüne ilişkin iyi bir ilerleme kaydedilmiş olacağını, Türkiye'nin de bu şekilde AİHM kararlarına ve AB değerlerine olan bağlılığını gösterme fırsatı bulacağını savundu.

Bu arada Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Nacho Sanchez Amor ile bir araya geldi. 

Çavuşoğlu'nun  "Avrupa Parlamentosunun yeni Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor ile samimi ve yapıcı bir görüşme gerçekleştirdik. #AP'nin yeni döneminde ülkemize karşı tarafsız, adil ve objektif bir tutum sergilemesini bekliyoruz." ifadeleriyle paylaştığı Twitter mesajını Amor da retweet etti.