Demokrat Parti, Kıbrıs Türk siyasetinin olmazsa olmazlarından, kritik ve stratejik kararlar ile bir çok  krizin çözülmesinde hep anahtar rolü oynamış, ülke demokrasisinin yapı taşlarından ve çimentosu konumundaki bir siyasi partiden öte bir politika okulu.

İster oy verin vermeyin, ister sevin veya sevmeyin ancak bir gerçek var ki kurulduğu gün olan 30 Temmuz 1992’den beri Demokrat Parti, Kıbrıs Türk siyasetine yön vermekte.

Ve diğer bir gerçek var ki çözüm önerileri ve ortak akıl çağrıları yanında politikaları ile Serdar Denktaş başkanlığındaki Demokrat Parti, oy olarak yansımamış olsa bile sessizce hep destek gördü siyasi yelpazenin en sağından en soluna kadar.

KKTC demokrasi ile siyasal sisteminin olgunlaşması ve gelişmesi için Kıbrıs Türk solunun sistemin dışında kalmaması gerektiğini davaya ihanet etti suçlamalarına aldırmadan hep savunan siyasi merkez sadece Demokrat Partinin de olduğu bir gerçek.

Ve Serdar Denktaş başkanlığındaki Demokrat Parti’nin, ülkedeki sol partiler ile sol düşüncenin siyasal sistem ile barışması ve demokrasi ile çoksesliliğin güçlenmesinin Kıbrıs Türkü’nün geleceğinin sağlam temelleri üzerinde inşa edilmesi için demokrasinin bir gereği olduğunun da yılmaz savunucusu olmasının ne kadar doğru olduğunu bugün Kıbrıs Türk’ü daha iyi anlıyor.

Önceden anlaşılmamış olsa bile birçok konuda zaman Demokrat Partiyi haklı çıkardı.

Uzun yıllar parti başkanlığı yaparak Demokrat Parti’nin kimliğini bulmasının mimarı olan Serdar Denktaş’ın, babası Rauf Denktaş ile abisi Raif Denktaş’ın siyasi düşünceleri arasında sıkışıp kaldığı eleştiri boyutunda hep söylense de Demokrat Parti kimliğinin ve Kıbrıs Türk milliyetçiliği temelindeki siyasi duruşunun Serdar Denktaş’ın politik düşüncelerinin üst yapıya yerleşmesi ile birlikte bir sentez olarak olgunlaştığı ve bu toprakların en çok ihtiyacı olan  SILA 4 ruhundan ise hiç kopmadığı da ister kabul edilsin ister edilmesin bir diğer gerçek.

Ve bugün Fikri Ataoğlu başkanlığında Demokrat Parti, ayni çizgi ile yoluna devam ederken kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kilit partisi olma yolunda da emin adımlarla ilerliyor.

Ve Cumhurbaşkanlığı seçimler için adaylığını açıklayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Başbakan Ersin Tatar, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, ana muhalefet partisi CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ve YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı kadar adaylığını açıklamak için bekleyenlerin de en çok merak ettiği nokta ise Demokrat partinin aday çıkarıp çıkarmayacağı veya daha açık bir ifade ile Serdar Denktaş’ın aday olup olmayacağı yönünde.

Ve meclis’te milletvekili bulunan ve adaylarını açıklayan veya bir adaya destek beyan eden TDP ile birlikte tüm partiler, Demokrat Parti’nin aday çıkarıp çıkarmayacağına veya Serdar Denktaş’ın aday olup olmayacağına kilitlenmiş durumda.

Kıbrıs Türk siyaseti hiçbir zaman Demokrat Parti’siz olmadığı gibi artık bitti denilen her dönemin arkasından hep küllerinden doğmasını da bildi, Demokrat Parti.

Ve böylesi bir olgunun ise belki tek olmasa bile en güçlü nedenlerinden biri, Demokrat Parti’nin politikalarının Kıbrıs Türk toplumunun karakteri ve ruhu ile özdeşleşmesinden başka bir şey değil.

1990 yılından bugüne kadar ülke siyasetine dair hiçbir oyun ise Denktaş’sız olmazken Fikri Ataoğlu başkanlığındaki Demokrat Parti toplum önünde iyi bir sınav vermeye devam ediyor.

Tarih tekerrürden ibaret sözünü ispatlarcasına Demokrat Parti bugün, kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kilit partisi konumunda.

Ve Kuzey Kıbrıs, aday olması halinde Serdar Denktaş’ın ve Demokrat Parti’nin kilit olacağı, kazanmama durumunda ise kazananı belirleyeceği bir seçime gidiyor.