Kıbrıs Türk siyaseti,  parlamenter sistem ile tanıştığı günden beri dokunulmazlığın dayanılmaz hafifliği ile yoluna devam ediyor.

Ah şu dokunulmazlık meselesi üzerinden yapılan siyasi pazarlıklar ile politik oyunların ülke siyasi tarihi içerisinde haddi hesabı yok.

Milletvekillerinin kürsü dokunulmazlığı dışında dokunulmazlık hakkının kaldırılması gerektiğini yıllar önce de defalarca dile getirilmesine rağmen dokunulmazlık meselesi büyük bir oyunun samimim olmayan bir parçası olmaktan öteye götürülmedi milletin vekilleri tarafından.

Ve dokunulmazlık bugün yine gündemde.

UBP eski Genel Başkanı ve eski Başbakanlardan milletvekili Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmasını karara bağlayacak araştırma komitesinin nihai kararını açıklamasına 24 saatten az bir süre kala Ulusal Birlik Partisi (UBP) , meclisin 50 sandalyesinin sahibi olan 21 vekilden oluşan meclis grubu ezber bozarak çok önemli bir karara imza attı.

“TÜM DOKUNULMAZLIKLAR KALKSIN. GRUP KARARI MECLİS’E TAŞINACAK.”

UBP eski Genel Başkanı ve eski Başbakanlardan milletvekili Hüseyin Özgürgün ise başlatılan süreç ile araştırma komitesinin çalışmalarına etki etmemek adına siyasi bir olgunluk ile sessizliğini koruyor.

Hüseyin Özgürgün, yaşanan süreçte ve ortaya atılan iddialar üzerine dokunulmazlığının kaldırılmasını kendi isteseydi kamuoyu nezdinde soru işaretlerini azaltarak tartışmaları farklı bir boyuta taşıyabilir, kamuoyu gözünde en azından kendisine inananların gözünde kahraman olma yolunu seçerek süreç üzerinde baskı kurmayı deneyebilirdi.

Tüm tahriklere ve tehditkar açıklamalara inat böyle bir yola girmedi eski Başbakan.

Hüseyin Özgürgün aylar önce dokunulmazlık tartışmaları gündeme geldiğinde ise kısa ve net konuşarak açıklamıştı :

“Dokunulmazlığımın kaldırılması noktasında içim son derece rahat, gerekirse milletvekilliğinden vazgeçebilirim.”

Tüm farklı görüşler bir yana sürecin doğuracağı tartışmasız tek bir gerçek var.

Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılmasının istemi üzerine Meclis tarafından oluşturuan “özel komite”nin vereceği nihai karar Kıbrıs Türk siyasi tarihinde bir dönüm noktası olacak, belki bir kırılma noktasını başlatacak.

Ancak belki de ülke siyaset tarihinde ilk olacak kararın sadece “kafa almak” adına ortaya konulan ve desteklenen “dostlar alışverişte görsün” misali bir karar olmaması yine ülke siyaseti için son derece önemli..

Hüseyin Özgürgün , tüm iddia ve suçlamalardan ister aklansın ister suçlu bulunsun, adı üstünde milletin vekilleri olan meclis çatısı altında olan tüm siyasi kanaat önderlerinden de bugünden sonra kürsü dokunulmazlığı hariç dokunulmazlıklarının kaldırılması noktasında samimi ve inandırıcı bir duruş bekliyor Kıbrıs Türk toplumu.

Toplum temelinde siyasete karşı duyulan güven erozyonunu da ortadan kaldıracak böylesi bir adıma karşı çıkan tüm milletvekillerine de hesabın sandıkta sorulmasından başka bir seçenek yok bugün gelinen aşamada.

Hesap vermekten kaçan ve dokunulmazlık zırhını üzerinden çıkarmak istemeyen tüm milletvekilleri de, UBP eski Genel Başkanı ve eski Başbakanlardan Hüseyin Özgürgün için oluşturulan “özel komite”nin gündeminde olan tüm iddia ve suçlamaların birinci derece dolaylı zanlısıdır bugünden sonra.

Ve dokunulmazlığın kaldırılması Hüseyin Özgürgün meselesi olmaktan çıkmıştır.

Mesele artık siyasete güven, Meclis’e ve Devlet’e inanç meselesidir.

Ve bugünden sonra dokunulmazlık zırhının kaldırılmasını red eden hangi partiden hangi milletin vekili olursa olsun toplum vicdanında suçludur.

Dokunulmazlık konusunda UBP üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek ve ezber bozarak aldığı “tüm dokunulmazlıklar kaldırılsın” kararı ile siyasi ve toplumsal sorumluluğunun gereğini yaptı.

Peki ya diğerleri?

Kıbrıs Türk’ü bekliyor..