Çocuklarımızı gönderdiğimiz okul kantinlerine ya da okulların çevresinde gıda satanlara ne kadar güveniyoruz?

Buralar ne kadar denetleniyor?

Bu sorular, sadece çocuklu aileleri ilgilendiriyor gibi görünse de, aslında tüm toplumu doğrudan ilgilendiriyor.

Eğitim ve Sağlık ile ilgili Bakanlıkları ise fazlasıyla ilgilendirmekle kalmayıp, onları bu konuda sorumlu hale de getiriyor!

Geçenlerde Türkiye’deki bir okul kantininde satılan fotoğraftaki gıda dikkatimi çekti.

Masumane görünen ancak, gıda terörünün çocuklarımızı adeta yok etmek adına spreye bürünmüş hali!



























Çocuk Sprey 2Çocuk Sprey 1

Formu zaten tamamen kasıtlı.

Sprey. Uygulama şekli ile, çıkardığı ses ile, çocukların bilinç altlarına, sıra dışı şeyleri deneme isteğinin tohumlarını ekiyor!

Rengi, ateş, şiddet, öfke, aktivite gibi kavramları çağrıştırıyor.

Tadı çilek ki bu tat ve koku, bilinen en iyi afrodizyaklardan…

Ambalajın önünde, sanki kasıtlı yazılmışçasına ‘’Alkolsüz İçecek’’ diye çocukların gözüne sokulmuş. Tamamen negatiften pozitife odaklanmasını sağlama. Yani, çocuklarımıza, alkol içermiyor derken, aslında alkollü içecek kavramını onların beyinlerine yerleştiriyor!

Ve içeriği.

İçerisinde çilek olmayan sıvı!

Şekerin ne olduğu belli değil!

Ve en önemlisi, içeriğindeki koruyucu madde nedeniyle, bu içecek, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunu gerçek anlamda tetikliyor!

Değerli okurlar,

Bu örnek Türkiye’den, KKTC’den değil.

Ancak, dibimizdeki Türkiye’den ülkemize gelmeyeceğinin garantisi yok.

Diğer taraftan, aslında kantinlerimizde neler satıldığını bilenimiz de pek yok…

Çocuklarımızı okullarımıza gönderirken, lütfen kantinlerinde nelerin satıldığına da dikkat edelim.

Sadece kantinlerde değil, okulların çevresindeki gıda satan yerlere de göz atalım.

Göreceksiniz, moralinizi bozacak tespitleriniz olacak.

Tüm bunları bir aile olarak takip etmek mümkün olamayacağı için de, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ile, okulların bulunduğu Belediyeler, bu konuyu gereğinden fazla ciddiye almakla mükellef olduklarını hatırlamalıdırlar.

Çocuklarımızı okullara göndermenin karşılığını hastalıklarla yüklenmiş bir organizma olarak almamak adına, geç kalma lüksümüz yoktur…