Pandemi sürecinde ülke ekonomisinin istikrardan daha fazla uzaklaştığı gerçek ve acı bir olgu olarak varlığını sürdürmekte.

Ülke ekonomisinin temel direklerinden biri olan orta ve küçük ölçekli işletmeler ile asgari ücret veya emek karşılığı gündelik kazanç ile geçimini sağlamaya çalışan kesimlerin pandemi döneminin en kötü etkilediği sosyal sınıf olduğu da diğer bir gerçek.

Pandemi dönemi boyunca görevde bulunan veya görevi devam eden UBP-HP ve UBP-YDP-DP Hükümetlerinin ekonomik önlemlere dair ortaya koyduğu performansın ise “yaraya merhem olmadığı” aşikar.

Pandemi dönemi ile birlikte ekonomik sorunların neden olduğu sosyal sorunlara dair ise her iki Hükümetin de ortaya hiçbir plan ve yol haritası koymaması ise ayrıca düşündürücü.

Muhalefetin ise yapıcı çözüm önerileri yerine pandemi sürecini siyasetin ana öznesi haline getirmesi ise “üretmeyen siyaset geleneğinin” yeni bir örneği olarak toplumsal hafızada yerini korumakta.

Destek ödemeleri ile ilgili 60 milyon TL’nin yatırıldığının açıklanması ise can simidi olmaktan öte hayal kırıklığı yaratmaktan öteye gidemedi.

Destek ödemelerine dair 60 milyon TL’lik kaynak büyük görünse de bir gerçek var ki,“geç kalınan destek” hangi yaraya merhem olacak veya hangi açığı kapatmaya yarayacak noktasında asgari ücret veya emek karşılığı gündelik kazanç ile geçimini sağlamaya çalışan kesimler üzerinde umut olmaktan uzak.

Asgari ücret veya emek karşılığı gündelik kazanç ile geçimini sağlamaya çalışan kesimlere destek ödemeleri can simidi olmadı, olamadı.

Sektörlere göre geç de olsa ödenecek olan 1000 ve 1500 TL’ler ödenecek olmasına rağmen aylardır çalışamayan kesimlerin durumlarının da içler acısı olduğu bir gerçek.

Ekonomik faaliyetlerine son vermek zorunda kalan bazı sektörlerin ise destek ödemelerinden alamayacak olması ise daha vahim bir durum.

Pandemi ile geride kalan 1 yılı aşkın sürede Hükümetlerin yetersizliği bir yana birçok noktada eksik kaldığı bugün daha iyi anlaşılmakta.

Pandemi karantina otellerine ayrılan kaynaklar, pandemi süresince bankalara geçirilemeyen sözler, sağlık ve turizm fonlarından buharlaşan liralar  ve benzer uygulamalar bir yana en az düşünülen kesimlerin de asgari ücret veya emek karşılığı gündelik kazanç ile geçimini sağlamaya çalışanlar olduğu bir utanç tablosu olarak vicdanlarda durmakta.

UBP-YDP-DP Hükümetinin ekonomide istikrarı sağlamaya yönelik birincil adımı, sistemin temel direklerinden olan orta ve küçük ölçekli işletmeler ile asgari ücret veya emek karşılığı gündelik kazanç ile geçimini sağlamaya çalışan kesimleri yeniden ayağa kaldırmak olmalı.

Ekonomiyi büyük sermaye sahibi işletmeler ve bankalardan ibaret sanma yanılgısından da, ekonominin esnaf ayağını ve temel direklerinden olan küçük ve orta ölçekli işletmelerin yaşadığı sorunları görmez gelmekten de vazgeçmek zorunda, UBP-YDP-DP Hükümeti.

UBP-YDP-DP Hükümeti, küçük ve orta ölçekli işletmelerin kepenk kapanması ve gündelik çalışma ile hayatını sürdürmeye çalışan kesimlerin sosyal patlamanın kıyısında olduğunu da görmek zorunda.

Çünkü, destek ödemeleri can simidi ol(a)madı.