Sayın Serdar Denktaş, derin ve değişik bir kişiliktir.

Kurucu Cumhurbaşkanı’mız Sayın Rauf Raif Denktaş’ın oğlu.

Baba Denktaş, KKTC’nin harcında vardı.

Oğul Denktaş ise KKTC’de siyasi kimliğe sahip bir kişi.

Gelin görün ki, siyasetteki birliktelik kan bağı gibi olamıyor.

Babası ile arasındaki fikir ayrılıklarını tek tek maddelere dökmese de, gizlemediği de ortada.

Geçtiğimiz gün, gazeteci Sayın Hasan Hastürer’in programında: " Babamın siyasi mirasını çarçur edecek değilim ama Kıbrıs Türk Halkını geçmişe hapsedecek siyasete de karşıyım. Olmayacak görüşler üzerinde ısrarla bir sonuç alamayız" demesi de bunun kanıtı gibiydi.

Sayın Denktaş’ın, babasının siyasi mirasının üzerinde neşet ettiği yadsınamaz bir gerçektir.

Bununla ilgili doneler de hiç de az değildir. Ancak, hangisinin siyasi miras, hangisinin baba-oğul ilişkisi çerçevesinde hayat bulduğu ise benim için nedense hep kafa karıştırıcı olmuştur.

Mesela, Ocak 2018’deki milletvekili seçimlerinde, DP’nin başkanı olarak, kurmaylarını da yanına alıp sokaklarda pedal çevirmişti.

Kendisine yönlendirilen eleştirilere yanıt olarak da: ‘’Bisiklet sürmemize şaşıran arkadaşlar olmuş. Halbuki bana bisiklet sürmeyi öğreten kişi bellidir…’’ derken, açıklamasının altında da, babasının bisikletli fotoğrafını paylaşmıştı.

Paylaştığı bu fotoğrafı, ofisindeki masanın üzerinde duran masa takviminin, 2017 Kasım’ına ait sayfasından çekmişti. Sokakta pedal çevirme temasının nereden esinlenildiği de böylece anlaşılmıştı.

(Kaynak:Kıbrıs Postası).

Mesela, Sayın Denktaş, Ramazan Bayramı vesilesi ile geçtiğimiz günlerde, çalışma odasında kameranın karşısına geçerek bir bayram mesajı yayınladı. Arkasında babasının kocaman bir tablosu vardı. Atatürk de sanki o tabloya bakıyor gibiydi. Yıllarca devlet adamlığı yapmış birisi olsa da, kendi çalışma masasının arkasındaki duvardaki nizamı devletin kurumu gibi uygulamak zorunda değildi elbette.



 

Ertesi gün, gazeteci Sayın Hasan Hastürer’e ağırlıklı olarak adaylığı ile ilgili bir mülakat verdi.Mülakat yeri yine çalışma odası idi. Ancak, bu sefer, daha önce arkasında duran babasının tablosu, bu sefer yandaki duvara dayalı bir şekilde ve yerde duruyordu.

Belki de tabloyu asmak için odasında en uygun yeri hala bulamamıştı…


Evet.

Sayın Rauf Raif Denktaş, her şeyden önce bir baba idi.

Sayın Serdar Denktaş da babasının oğlu.

Sayın Rauf Raif Denktaş, anlatmadıkları, anlatamadıkları ile Hakk’ın rahmetine kavuşmuş, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı.

Sayın Serdar Denktaş da, KKTC’nin hala ‘’bir siyasi kimliği.’’

Peki, Sayın Serdar Denktaş’ın sosyal medya profilinde sıklıkla kullandığı, tablosunu bayram mesajında arkasına koyduğu, mülakatta yanında yere koyup duvara dayadığı, KKTC’nin Kurucu Başkanı Denktaş’a mı ait yoksa babası Denktaş’a mı?

Kafam karışıktı, biraz daha karıştı…

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899