Denktaş 1.5 milyon sterlin yalanını çürütüyor

Yazılı, görsel ve sosyal medyada bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar, her konuda ille de Rum’u haklı görenler, para veya siyasi çıkar için Rum’un avukatlığını yapanlar, Türkiye, KKTC ve Türk düşmanlığı nedeniyle Rum milliyetçiliğinin ve yayılmacılığının savunucusu olanlar, 5. KOL görevi yapanlar, Türk’ün malı yerine Rum’un malının derdine düşenler, Maraş konusunda atıp tutmaya devam ediyorlar…

Bugün ben değil, 1948’den itibaren Vakıf mülkleri için büyük mücadeleler veren, rahmetle andığımız Kurucu Cumhurbaşkanımız Denktaş onlara yanıt verecek…

Denktaş, 28 Mayıs 2009’da Yeniçağ gazetesinde yayınladığı aşağıdaki yazısında, medyada Rum tezlerine paralel safsatalar ileri süren Lordos ve birçok Rum’un avukatı Murat Hakkı ve benzerlerinin Maraş konusunda ileri sürdükleri safsataları yerle bir etmiştir.

DENKTAŞ’IN VURGULADIKLARI
Denktaş şöyle diyor:

“1960 Antlaşmalarına son nokta konulurken İngiliz Hükümeti yeni doğacak Kıbrıs Cumhuriyetine sanırım 12 milyon sterlin bir yardım yapmayı kabul etmişti. Rahmetle andığımız liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün girişimleri ile Türk Cemaat Meclisine de bir milyon beş yüz bin sterlin bir bağış yapıldı.

Bağışın nerelere harcanacağı kalem kalem “EU” denilen ekte ve “Türk cemaatine mali yardım” başlığı altında verilmektedir. Karşılıklı mektuplar halinde oluşan bu antlaşmanın giriş kısmında yardımın maksadı “Eğitim, vakıf malların inkişafı, Türk Cemaat Meclisinin yetkisine giren kültürel ve benzeri maksatlar” olarak belirlenmiştir.

Üçüncü paragrafta da Evkaf Yüksek Konseyi dâhil Türk cemaatinin İngilizlerden “Kıbrıs’taki idareleri veya Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşu nedeniyle tazminat istenmeyeceğinin teyidi” istenmektedir.
EU ekinin başlığından ve içeriğinden de görüleceği gibi verilen para yardımdır, tazminat değildir, hele “satılması, el değiştirmesi, hibe yolu ile elden çıkarılması” Evkafla ilgili temel yasaya göre mümkün olmayan bu konuda “alınan yardım İngilizlerin keyfî şekilde, babalarının malıymış gibi, Rum okullarına, şahıslara, kiliselere hibe ettikleri mallar karşılık tazminattır” demek kabul edilemez bir değerlendirmedir.

Böyle bir değerlendirmenin hukuken de geçerliliği olamaz çünkü İngilizlerin böyle bir hakları yoktu. İngiliz’den, belirlenmiş maksatlar için yardım alan (tazminat değil) bizlerin ise bu yardımı, listelenmemiş emlakin tazminatı olarak kabul edip bu emlaktan vazgeçme hakkımız hiç yoktu.

İngilizlerin, kendilerini, ileride herhangi bir şekilde her hangi birileri veya herhangi bir makam tarafından açılabilecek tazminat davalarına karşı korumak için EU’ya koydukları bir paragrafı, bu belgede belirlenmemiş Vakıf emlaka yapılan zarar için alınan tazminat olarak yorumlamak için Vakıflarla ilgili mevzuatı ve Kıbrıs’ın tarihini bir yana itmek gerekir ki, bunu ancak, İngiliz’den Evkaf malını zamanında gasp etmiş Rumların avukatları yapabilir.

EU belgesinde İngiliz’in idaresinden ve hatta Cumhuriyetin kurulmasından zarar görmüş birileri varsa bunların İngiltere aleyhine dava açmamaları garantilenmiştir.

Bu belgeden İngiliz’in herhangi bir yanlışından yararlanmış kişiler aleyhine zarar gören kişinin hakkını arayamayacağı sonucu çıkarılamaz çünkü bahis olan vakıf maldır ve bunu başkasına satmak, vermek, hibe etmek hakkı kimsede yoktur.”