Pandemi sayesinde Cumhurbaşkanlığı’nın da bilim ve salıkla ilgilendiğini öğrenmiş olduk.

Gerçi Cumhurbaşkanı değişince ‘’bilimsel yaklaşım’’ da değişiyor.

O kadarı da olsun, buna da şükür deyip geçelim.

Cumhurbaşkanlığı devletin en tepe, en ciddi en önder makamıdır.

Devleti ve toplumu kalkındıracak projelere ve yeni açılımlara öncülük edebilme potansiyeli anlamında önemli bir güce sahiptir.

Dolyısıyla Cumhurbaşkanlığı’nın konularla ilgili tespit ve yorumlarının, projelerinin de bir ağırlığı olması beklenir.

Konumuz bilim ve sağlık.

Bu konuda Cumhurbaşkanlığı’nın bünyesinde iki organizasyon dikkatimi çekti.

Biri, Bilim ve Sağlık Komitesi. (https://kktcb.org/tr/komiteler/bilim-saglik).

Diğeri ise Cumhurbaşkanlığı Sağlık Özel Danışmanlığı.

(https://kktcb.org/tr/cumhurbaskanligi/cumhurbaskanligi-dairesi/ozel-danismanlar).

Aynı çatı altında iki farklı organizasyon.

Bilim ve Sağlık Komitesi’nin sayfasına baktığımızda sadece üyeleri ile vizyon ve misyon açıklamalarını görebiliyoruz.

Bilim ve Sağlık adına herhangi bir plan veya proje açıklamasına rastlayamıyoruz.

Ama benim de tesadüfen tanık olduğum bir anket çalışmasının altına imza atmışlardı.

Covid-19 aşısı olan bireyler telefonla Cumhurbaşkanlığı adına aranarak Covid-19 aşıları yan etki anketi yapılmaya çalışılmıştı.

Bu anketin kime ne kazandırdığı, ülkemizdeki bilim ve sağlığa hangi açıdan ışık tuttuğu sorgulanmalı idi.

Akıbetinin ne olduğu ise belli değil.

Şimdi de aynı Bilim ve Sağlık Komitesi’nin Üniversite Başvuru Yönlendirici Yaz Okulu organizasyonunun ilanını gördüm.

Konu ilk başta mantıklı gelebilir.

Ancak, üniversite tercihlerini yapacak olan 10. ve 11. sınıf öğrencilerine seslenecek olan konuşmacılar, kendi alanlarında çok iyi olsalar da rehberlik alanında ne kadar tecrübeli oldukları da irdelenmeli.

YÖDAK ya da üniversiteler düzeyinde yapılabilecek kolaylıkta bir organizasyonun neden Cumhurbaşkanlığı bünyesine kadar çıkarıldığını doğrusu merak ediyorum.

Özetle, bu organizasyonun da Cumhurbaşkanlığı’nın seviyesine hitap edebilecek bir bilimsel organizasyon olabileceğini düşünmek pek de gerçekçi olmuyor.

….

Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bir de Özel Sağlık DanışmanTıbbi Biyoloji ve Genetik Uzmanı Prof. Dr. Nedime Serakıncı var.

Pandemi nedeniyle oraya seçilmiş olabileceğini düşünüyorum.

Nobel Ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar’ı ülkemize konuk etmişti. Yakın Doğu Üniversitesi’nde sunumunu yaparken kendisine  ‘’kızım’’ diye hitap ettiğine şahit olmuştum.

Pandemi nedeniyle açıklamalarını ben de takip ettim.

Hepsi yere basan, sıradışı gibi görünse de gerçekçi, bilimsel temellere dayanan, devleti doğru yönlendiren açıklamalardı.

Ama anladığım kadarıyla tek tabanca gidiyor. Yani sayfadaki profiline baktığımda, i yanında yakınında herkangi bir ekibinin olmadığını görüyorum. Ya kendisi istemiyor ya da istekleri karşılanmıyor gibi lginç bir bir durum var sanki.

Bundan daha ilginci ise, Cumhurbaşkanlığı çatısı altında Bilim ve Sağlık Komitesi ile, Sağlık Danışmanlığı kurumu belli ki birbirinden kopuk çalışıyor.

Bir tarafta denetimden ve onaydan nasıl geçtiğine hayret edilecek basit bilim ve sağlık projeleri ile yoluna devam eden bir komite duruyor, diğer tarafta ise bu komite ile hiçbir bağı bulunmayan bir özel sağlık danışmanı duruyor.

Konu kişiler değil.

Tüm akademisyenlerimiz değerlidir, önemlidir.

Konu Cumhurbaşkanlığı’nın karizmasıdır.

Konu gerçekten bilim ve sağlık ise, Sayın Tatar da bir an önce – devlet ve toplum adına- Cumhurbaşkanlığı makamının karizması ile Bilim ve Sağlığın karizması arasındaki dengeyi bir an önce kurmalıdır.

Bilim ve Sağlık alanlarında yapılan çalışmalar, Cumhurbaşkanlığı makamınn ağrılığına yakışır olmalıdır.

Bilim sadece sağlıktan ibaret de değildir.

Bu bağlamda Sayın Tatar, gerekirse yeni ve sürdürülebilir bir organizasyonun tesisini zorlamalıdır.

Belki de en ideali bu olacaktır.

İletişim: 0542-8529899