Kıbrıs Türk Halkı, içeriği ne olursa olsun, garantörlüğü dışlayan bir çözümü asla tercih etmeyecektir…

Rum yönetimi başkanı Anastasiadis, Kıbrıs Türk Halkına çağrıda bulundu. Dedi ki;

Kıbrıslı Türkler, çözüm istiyorlarsa Türkiye’nin garantörlüğünden vaz geçmelidirler
Gördünüz mü çözüm için ne gerekirmiş?

Anasti’ye sormak istiyorum:

Hayrola, birşeyden mi korkuyorsunuz?

Bize yeniden saldırma niyetiniz mi var?

Bize yeniden saldırma niyetiniz yoksa Türkiye’nin garantörlüğünden niye korkuyorsunuz?

Türkiye, garantör olmasına ve tek yanlı müdahale hakkı bulunmasına karşın, sizler AKRİTAS soykırım planı uyarınca bize saldırmanıza, adaya gizlice 20 bin Yunan askeri çıkarmanıza, ortaklık devletini işgal ederek bizi silah zoruyla kovmanıza, 103 köyümüzü işgal edip yağmalamanıza, yakıp yıkmanıza, 50 bin insanımızı göçmen durumuna düşürmenize karşın, Türkiye 11 yıl müdahale etmedi…

Ancak 1974’de, ENOSİS’e 5 kala, Türk Halkını ve katledilen AKEL’cileri, EDEK’cileri, Makarios’cuları kurtarmak için bu hakkını kullanmak zorunda kaldı…

Tüm savunmanız çökmesine karşın, harekatı 2 gün daha uzatıp tüm adayı alma imkanı varken bunu yapmadı…

Türk ordusu 37 yıldır buradadır….

Bir tekinizin burnunu mu kanattı?

Size tek bir kurşun mu attı?

Türk askerleri, KKTC’ye geçen Rumların araçlarını mı bombaladı, lastiklerini mi parçaladı, boyalarını mı çizdi, camlarını mı kırdı?

Yok, bunların hiçbiri olmadı…

Ne ki, Türk ordusu daha burada iken, daha garantörlük devam ederken sizinkiler Güney’e geçen Türklere saldırıyor, bıçaklıyor, dövüyor, araçlarını çiziyor, camlarını kırıyor, lastiklerini parçalıyor….

Ve, bir tek saldırgan bile bugüne dek cezalandırılmadı!..

Türk ordusu burada olmasa bakalım daha neler yapacaksınız?

Bak, faşist, Türk düşmanı, saldırgan ELAM Meclise girdi, oylarını sürekli artırıyor, % 10’a ulaştı…

Her 100 Rumdan 10’u ELAM’cı…

Yani, EOKA’cıları saymazsak, Türk kanı içmeye hazır en az 80 bin ELAM’cı var…

100 bin de evinde silahı olan milisiniz var.

Kaldı ki 2004’de AB’a üye olurken, Garanti anlaşmasını da birlikte AB’a taşıyan, AB’ın birincil hukuku yapan, AB içinde garantörlüğün olabileceğini 15 yıldır kanıtlayan siz değil misiniz?

Bu şartlarda sözde, uyduruk bir “çözüm” için güvenliğimizden, askerimizden, egemenliğimizden, devletimizden, garantörlükten niye vaz geçelim ki?

Çok mu aptal görünüyoruz?

TEŞVİK AKINCI’DAN
İşin acı yanı, Anastasiadis’in garantörlüğe sık sık saldırmasına karşın, Akıncı’nın asla yanıt vermemesidir…

Akıncı, göreve geldiğinden bugüne, bir kez bile “garantörlük kırmızı çizgimizdir, KKTC Meclisi’nin ve TBMM’nin bu yönde oybirliğiyle aldığı kararlar vardır…Garantörlükten vaz geçmeyeceğiz” dememiştir…

Tam aksi, daha seçildiği ilk günden sözcüsü aracılığıyla yaptığı açıklamada “garantörlük tabu değildir” demiştir…

Garantörlüğün iptalini öngören Guterres belgesini, Türkiye, Meclis ve hükümetten gizli olarak emrivakiyle kabul etmiştir…

İşte Anastasiadis’in cüretini artıran ve bize böylesine ahlaksız bir teklifte bulunmasını teşvik eden , Akıncı’nın bu tavrıdır, garantörlüğe hiçbir zaman sahip çıkmamasıdır …

Kıbrıs Türk Halkı, içeriği ne olursa olsun, garantörlüğü dışlayan bir çözümü asla tercih etmeyecektir…

Garantörlük olmazsa olmazımızdır, kırmızı çizgimizdir…

Ellerinde Türk kanı bulunan Rum- Yunan ikilisi, BM ve AB bunu böyle bilmelidir….