Medeniyeti nereden aldığımızı araştırırken, ne kadar medeni olduğumuzu sorgular mıyız bilinmez…

Avrupa’nın, Batı’nın medeni ülkeler diyarı olduğundan dem vururuz çoğu zaman.

COVID-19 pandemisi, tam da bunu sorgulatır hale geldi.

Çin’den sonra batıya göç eden Koronavirüs’e karşı ilk sınavını İtalya ve İngiltere verdi. İstapnya, Fransa, Almanya derken, tüm ülkeler pandemiden nasibini aldı.

Almanya ve Türkiye hariç tüm ülkeler, hazırlıksız sağlık alt yapıları ile yakalandılar pandemiye.

Pandeminin olacağı bilinirken neden hazırlık yapılmadığının hesabını ise medeniyet gereği vermedi bu ülkeler!

Dünya ülkelerindeki COVID-19 vaka sayılarını, yapılan test sayılarını, ölen ve iyileşen hasta sayılarını tıpkı bir borsa gibi takip ettik.

Dünyanın Can Borsası’na dönüştürülmesinde adeta başı çekti Dünya Sağlık Örgütü.

Ve bu Can Borsası’nın arasında, bir grubun sessiz ölümlerine tanıklık ettik.

Bakım evlerindeki büyüklerimizin.

İnsanlığın bilgi birikimlerinin, ayaklı kütüphanelerimizin, kadim bilgi depolarımızın, geçmişle bağlarımızın sessiz sessiz ellerimizin arasından kayıp gitmelerini izledik.

COVID-19 nedeniyle İsveç’te yaşamlarını kaybedenlerin %90’ı 70 yaş üzeri iken, bunların da yarısı Bakım Evleri’nde yaşayanlardı.

Belçika’daki Bakım Evleri’ndeki ölümlerin dörtte üçü şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçirildi.

İngiltere’de bu güne kadar COVID-19 nedeni ile kaybedilen kişi sayısı yaklaşık 37 bin iken, sadece Bakım Evleri’nde COVID-19 nedeniyle kaybedilenlerin sayısı yaklaşık 12 bin oldu. Neredeyse, her üç ölümden biri Bakım Evi ölümü idi!

İspanya’daki trajedi ise daha korkunç!

İspanya’da bu güne kadar COVID-19 nedeni ile kaybedilen kişi sayısı yaklaşık 27 bin iken, sadece Bakım Evleri’nde COVID-19 nedeniyle kaybedilenlerin sayısı yaklaşık 18 bin oldu. Neredeyse, her iki ölümden biri Bakım Evi ölümü idi!

Uzaktaki medeni ülke Kanada’da COVID-19’dan ölenlerin %81’ini uzun dönem bakım hastaları oluşturuyordu.

Özetle, İngiltere’den tutun da İtalya’ya, İsveç’ten tutun da Kanada’ya, Amerika Birleşik Devletleri’ne, Bakım Evleri’ndeki yaşlılarımız kaderlerine terk edildi.

Çoğunun ölüme terk edildiğini hepimiz takip ettik.

O kadar çok medeniyet dersi aldığımız ülkeler, COVID-19 medeniyet dersinden sınıfta kalmadı sadece, büyüklerinin ölümlerine göz yumanlar olaraktarihin kara sayfasına adlarını yazdırdılar!

Ve Türkiye…

COVID-19 ile tanışır tanışmaz harika bir önlem alarak 60 yaş üstü büyüklerimizin dışarı çıkmalarını yasakladı. Devamında, Koronavirüs’ün sessiz taşıyıcıları olma riski çok yüksek olan yaş grubunu, yani 20 yaş altı geç ve çocuklarımızın da dışarı çıkmalarını yasakladı. Aradaki yaş grubunda ise farklı sosyal manüplasyonlarla, kısmi bir sürü bağışıklığı taktiğiniuyguadı.

Kayıplar oldu elbette ancak, alınan önlemlerle büyüklerimiz çok büyük oranda korundu!

Hiçbir büyüğümüz ölüme terk edilmedi!

Kim ne derse desin Türkiye, bu pandemide büyüklerinin sağlıklarına ve canlarına hem bilimsel hem de duygusal yaklaşmayı başaran tek ülke olarak parladı!

Türkiye, hiçbir büyüğümüze, sistemin üretmeyen, tüketen yükü gözü ile bakmadı!

Türkiye, hiçbir büyüğümüzü devletin sosyal yükü olarak görmedi!

Türkiye, hiçbir büyüğümüzü, Bakım Evleri’nde kaderlerine terk etmedi!

Bizlere her fırsatta MEDENİYET’ten dem vuran BATI, büyüklerinin SESSİZ ÖLÜMLERİ’ni kulak arkası yapıp, onların belki de sistem üzerindeki yüklerinden kurtulmanın hesaplarını yaparken, TÜRKİYE ise, ATA’sına saygı duymanın ERDEMiyleMEDENİYET’İn ne olduğunu onlara bir kez daha hatırlattı!

Ne mutlu bize!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899