Kim ne derse desin, ister sevilsin ister nefret edilsin, casino ekonomisi ülke gerçeklerinden biri ve belki de en önemlilerinin başında gelmekte.

2019 yılı vergi rekortmenleri listesine göz atıldığında kurumlar sıralamasında ilk 10 , ağırlıklı olarak oteller ve bankalar arasında bölüşüldüğü ortada.

Vergi rekortmenleri sıralamasında ilk 10 içerisinde yer alan otellerin ortak özelliği ise Casino sahibi olmaları.

2019 yılında ödedikleri toplam vergi tutarı,100 milyon 139 bin 256 Türk Lirası.

Bahse konu tutarın İngiliz sterlin karşılığı, 10 milyon poundun üzerinde..

Casino İşletmecileri Birliğinin basına yansıyan açıklamaları da casino gerçeğini ve ekonomisini tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermekte :

“…sektör olarak bu ülkenin ekonomisine 600 milyon dolar yılda katkı sağlıyoruz. Casinolar’da çalışan sayısı 7 bin civarında. Öyle bir sektör düşünün ki bir kaçak işçisi yok, bir tek kuruş ihtiyat sandığı, sosyal sigortası geri kalamaz. Casino sektörü, Devletin istihdam politikasına uyan tek sektör…”

Açıklamanın devamında göze çarpan bir diğer tespit ise casino turizmin ülke ekonomisine yaptığı diğer bir katkıyı tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermekte :

“Casinolar olmasın bu ülkede, bugün Ercan’a ya 2 ya 3 uçak iner en fazla. Yılda 550 bin tane bileti casinolar satın alıyor.”

Ada ekonomilerinin özgün yapısı ve 1974 yılından beri Kuzey Kıbrıs’a uygulanan ambargolar da düşünüldüğünde ülke ekonomisine casino turizminin yaptığı katkının önemi ortaya çıkmakta.

Dini inançlardan, ideolojik duruşunuzdan veya etik ve ahlaki kaygılardan dolayı casinolara karşı olmak bireysel bir tercih olarak ne kadar doğru olsa da bir gerçek var ki o da, casinoların ülke ekonomisine doğrudan ve dolaylı katkılarının kamu maliyesine ve piyasalara yansıyan mali, stratejik ve psikolojik etkisi..

Tam da bu noktada, Covid-19 salgın tehdidinin devam etmesiyle normalleşmenin gerçekleşmemesi sonrasında Casino temsilcilerinden gelen öyle bir talep var ki, Hükümet tarafından tüm boyutları ile değerlendirilerek karara varılması son derece önemli.

Elbette hem ülke ekonomisini hem de toplumsal yapıyı koruyarak ve yatırım düşmanlığı yapmadan, casino sektörünü de yaşam tarzı haline getirmeden ülke gerçeklerini hep birlikte yaşamak zorundayız. 

Hükümet tarafından Covid-19 salgını sonrasında ya krizin eşiğinde olan ekonomisi içerisinde önemli bir yere sahip olan casinolar özel örneğinde yasakları kaldırarak bir açılıma imza atılacak ya da toplumsal yapıda derin yaralar oluşmasına ve hane ekonomisi ile varlıklarının kaybına yönelik kaygan bir zemin hazırlayan toplumsal bir çıkmaz hayata geçirilecek.

Casino ve otellerin yılbaşı dolayısıyla “turist” getirmesine izin verilmesi ancak gelen turistin ise otelin dışına çıkmaması için “kapanma” kararının uygulanması düşüncesi varsa, böylesi radikal bir karar tüm yönleri ile enine boyuna değerlendirilmeli.

Sağlık Bakanlığının “kapanma” olabilir öngörüsü yeni yılda casino ekonomisine bir katkı planı ise böylesi bir kararın toplum vicdanına doğru anlatmak zorunda, UBP-YDP-DP Hükümeti.

Üç günlük gelişlerde otelin dışına çıkma noktasında gerekli denetleme ve yaptırımın bugüne kadar yapılamadığı ve böylesi bir zafiyetten dolayı toplum sağlığının tehdit altında bırakıldı ise ne yazık ki ülke gerçeklerimizden biri.

3’lü koalisyon Hükümetinin sadece ve sadece Devlet hazinesinin çıkarlarını koruma amacıyla ve  tüm tedbirleri alma koşulu ile böylesi bir radikal karara imza atma olasılığı ise denetim ve yaptırım zafiyetinin gölgesinde kalmamalı.

Ve sadece Casino sahibi otellerin ekonomilerine fayda sağlamamalı.

Ve eğer, Hükümetin gündeminde böylesi bir formül var ise toplumsal vicdana doğru anlatılarak karar uygulamaya geçmeli.

Aksi takdirde Ersan Saner Hükümeti casino örneği üzerinden ya açılıma ya da toplumsal bir çıkmaz’a imza atacak.

UBP-YDP-DP Hükümetinin en basit ifade ile “kolaya ve kişilere kaçmadan” bir karar verme zorunluluğu bulunmakta.