Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Geçenlerde kaleme aldığımız G.Mağusa Devlet Hastanesi’ndeki 5 hekim meselesi gündemdeki yerini koruyor…

Ama bu konuda önemle gelişmeler var!

Mesai saatlerine uymamakta direnen, imza atmayan, kart sistemine karşı çıkan 5 kafadar hekimi şimdi sendikaları da şiddetle desteklemeye başladı…

Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası, Sağlık Bakanlığı’na muhtıra niteliğinde bir yazı göndererek, resmen işten kaytaran bu 5 hekimi kanatları altına almış görünüyor!

Tehditlere bakar mısınız lütfen;

Üyelerimiz tarafından 1 Aralık 2020 Salı gününden itibaren Gazimağusa Devlet Hastanesi’ndeki cerrahi branş nöbetleri tutulmayacaktır

2 Aralık Çarşamba gününden itibaren Gazimağusa Devlet Hastanesi’ndeki Genel Cerrahi, Ortopedi ve Üroloji ameliyatları durdurulacaktır.

İlgili sorunlar devam ettiği taktirde 7 Aralık 2020 Pazartesi gününden itibaren Genel Cerrahi, Ortopedi ve Ürolojion-call hizmetleri durdurulacaktır.

7 Aralık 2020 Pazartesi günü itibarıyla Genel Cerrahi, Ortopedi ve Üroloji servislerindeki yatılı hizmetler durdurulacaktır…

Sağlık Bakanlığına gönderilen yazıda 5 hekimin mobinge maruz kaldığını da iddia ediyorlar…

Belli ki mobingin ne olduğunu da bilmiyor bunlar!

Hastane yönetimi, yine bakanlıktan gelen talimatla tüm doktor ve çalışanlarına diyor ki;

Hastane giriş çıkışlarında ya imza atacaksınız ya da kartlarınızı makineye okutacaksınız…

Bunu niye yapıyor?

Kim ne kadar çalışıyor ortaya çıksın diye…

Bundan daha doğal ne olabilir ki!

Devlet hastanelerinde belirlenen bir çalışma düzeni var, buna uyacaksın, hatta çalıştığın saat kadar da ek mesai alacaksın, bunu için sadece giriş çıkışta imzanı atacaksın…

Yani devleti kandırmayacaksın!

Ek mesaileri imzalanmadığı için isyan başlatmışlar, hastaneyi ve bakanlığı tehdit ediyorlar, hastaları da kendi kaderlerine terk ediyorlar…

Yahu sen imza atmazsan, senin ek mesai ücretini kim nasıl hesap etsin ki!

Bunun adı ancak yüzsüzlük olur, kendini devletin çok üzerinde görmek olur…

Sağlık Bakanlığı’nı bu konuda çok kez uyardık…

Hele de işten kaytaran ama ek mesai isterken hiç utanmayan hekimlerden bazılarının salgının ilk günlerinde sahte reçete ile hastaneden romatizma ilacı toplayıp bunu fahiş fiyatla satacaklarını, ama medyaya düştükten sonra geri adım ilaçları geri verdiklerini!

Bakan o zaman söz vermişti…

Soruşturmanın tamamlanacağını ve gereğini yapacağını!

Yapmadı, onları kanatları altına aldı, şimdi de bunun bedelini sadece kendi ödese bir şey değil, toplum ödüyor…

Ne demekmiş hastalara bakmayacaklar!

Bu cesareti kimden alıyorlar, tabi ki sahte reçete ile ilaç aldıkları belirlendikten sonra soruşturmayı devam ettirmeyen Sağlık Bakanlığından…

Sendika da onlara alet olmuş, bakanlığı resmen avucunun içine almaya çalışıyor!

Hastalara bakmayacaklar, servislerde hizmet vermeyecekler…

Bir de dikkat ediniz grev filan yapmıyorlar, bunu adına eylem diyorlar!

Çünkü eğer bunu adı grev olursa, maaşlardan kesilecek, parayı sendika ödemek zorunda kalacak…

Yok, onlar çalışmasın eylem yapsın ve devletten maaşları da bir tamam alsın öyle mi?

KKTC’de artık sistem tamamen çürümüş ve kokuşmuştur ama sağlık gibi hayati bir önem taşıyan sektörün de artık içler acısı durumu kabul edilir değildir…

Devlette sadece birkaç saat çalışıp, mesaisinin çoğunu başka özel hastane ve kliniklerde geçiren bazı hekimlerin bir de devleti yok sayıp sendikanın da buna alet olması devlet ciddiyetinin ayaklar altına almasının bir göstergesidir!

Kimse devletin üstünde değildir…

Ortada bir takım kural ve nizamlar varsa, buna uyacaksan, uyulmazsa da denetleyip uymayanları sistem dışına atacaksın!

Bu kadar cesaretiniz yok mu sizin…

O zaman hiç gecikmeden o işgal ettiğiniz makamları terk edin!

Dahası da yoktur…

MESAJ KUTUSU

Sayın Ali PİLLİ, pandemi döneminde sahte reçete ile hastanedeki ilaçları toplayanlar şimdi hem çalışmayıp hem de devlete kafa tutuyorlar. Biraz daha devletin varlığını göstermezseniz, yakında gelirler sizin koltuğu da talep ederler, artık kimsenin bu şımarıklara tahammülü kalmamıştır!

Sayın Ahmet VARIŞ, bir sendika başkanı olarak devlette çalışmayıp maaş çekenlere sahip çıkmanız hekim camiasında da infialle karşılanıyor. Siz de bir devlet hekimi olarak devletin hakkını hukukunu savunmayı kendinize ne zaman bir görev sayacaksınız, doğrusu çok merak ediyoruz!

Sayın Rauf DENKTAŞ, sizin araziler aylar öncesinden elinizden alındı ancak hükümeti kurma çalışmalarında bu kadar gündeme getirilmesi de tamamen bilgisizliğin bir ürünü olarak kayıtlara geçecektir. Allah sabırlar ve kolaylıklar versin artık, soyadınızın bedeli bir hayli ağır oluyor…

Sayın Fikri ATAOĞLU, milletvekilliği ara seçimi için çok büyük bir sürpriz isimle kamuoyunun karşısına çıkacağınızı duyduk. Gerçekten de söz konusu isim teklifinizi kabul ederse hem kazanma şansı fazla hem de büyük yankı yaratacak. Bakalım kabul ettirebilecek misiniz?

Sayın Ünal ÜSTEL, jet krizi raporunun açığa çıkması için polis ve savcılık arasında resmen mekik dokuduğunuz görülüyormuş. Adaleti aramak bu kadar zor olmamalıdır değil mi? Acaba diyoruz asıl zanlılar mı bu konuda devreye girip dosyayı sümen altına almasını sağlıyor!

Sayın Kudret ÖZERSAY, parti tabanınızın birden daha fazla parçaya bölündüğü ve UBP ile hükümet kurma konusunda büyük çelişkiler yaşandığı konuşuluyor. Partiyi perde gerisinden değil de çıkıp açıkça yönetmeniz daha hayırlı olacak gibi geliyor bize. Kendinizi iyi anlatabilirseniz pek ala ki hükümet bu hafta kurulabilir!

Sayın Remzi GARDİYANOĞU, ikinci iş yapmayı gelenek haline getiren bazı hekimler sadece devleti tehdit etmiyorlar, hasta haklarına da aykırı davranış içinde bulunuyorlar. Artık sessizliği bozup meydana çıkma zamanı gelmedi mi? Hadi bakalım sıvayın kollarınızı…

Sayın Tufan ERHÜRMAN, hükümet kurmak için boşuna enerji tükettiniz zira hükümet çoktan kuruldu ve birileri kabineyi bile belirledi. Hoş siz de çok hevesli değildiniz ama yine kibarlık yapacağınız tuttu değil mi? Gölge kabineye hazırlanın deriz!

Sayın Serhat İNCİRLİ, bir göreve atama meselesi bu kadar sıkıntılı ve tartışmalı olmamalıydı. En doğrusun yaptınız ve üç günlük maceradan sonra mesleğe dönüş yaptınız zira sizi hiçbir zaman rahat bırakmayacaklardı. Gelmiş geçmiş olsun artık, en azından bir tecrabe edinmiş oldunuz…

Sayın Salih CANSEÇ, kırgınlığınız halen devam eden servi boylu eski bir dostunuz bir kaza temizlenmiş ve marine edilmiş taze balık hazırlamanız halinde eski günlere dönebileceğinizi belirten bir mesaj gönderdi. İyi de evin tapusunu istemedi yani!

Sayın Ertay KIZIL, gittiğiniz mekanlara özel zeytinlerinizi götürmeniz, oradaki dostlarınızla da paylaşmanız çevrenizdekileri ziyadesiyle mutlu etmiş. Zira yaptığınız jestler kendilerini bir hayli mutlu etmiş, memnuniyetlerin dile getiriyorlar…