Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Bizim devlet erkanına bir şeyler oldu…

Hep bir ağızdan diyorlar ki;

Kapanmayacağız…

Sonra da ekliyorlar…

Endişeye gerek yokmuş!

Yeni bir kapanmanın ekonomiyi tamamen bitireceğini biz de biliyoruz ama…

Bu kadar kesin konuşmalarına da bir anlam veremiyoruz!

Hele de önceki günkü rekor sayı olan 88 vakadan haberleri yok mu diye de insan ister istemez sormak ihtiyacı hissediyoruz…

Hele de Türkiye’deki günlük vaka sayısının 55 bine, ölüm sayısının da 200’ün üzerine çıktığını da düşünüp, önümüzdeki hafta turist akının başlayacak olması onları ilgilendirmese bile biz de dahil vatandaşı hayli endişelendiriyor!

Hükümet nasıl olacak da böyle bir riske girecek sonuçlarını düşünmek bile istemiyoruz…

Dün de belirtmiştik…

Onlar kadar zeki olmayabiliriz ama mantığımız bize hep dışarıdan tüm girişlerin kapanmasını ama içeride her yerin açılmasını söylemektedir!

Bu konuda Sağlık Üst Kurulu’na da birkaç sözümüz olacak…

Geçen yıl sıfır vaka yaşandığı dönemlerde hala kapalı olma yönünde kararlar üreten kurul şimdi ne oldu da her defasında ülkeyi açtıkça açmaktadır?

Hem de dünyada birçok ülke yeniden kapanmayı gündeme getirirken…

Bunu çıkıp kamuoyuna açıklamak gibi bir zorunlulukları vardır!

Bu cesareti nereden bulmaktadırlar?

Ya da soruyu kendilerine başka türlü sorabiliriz;

Acaba diyoruz onlar yine kapanma kararı ürettikleri halde üzerlerinde hükümet baskısı mı vardır?

Birileri başlarına tokmakla vurup kapanma kararı üretmemeleri için tehdit mi etmektedir?

Ya da makamlarından olma riski oldukları yönünde kulakları mı çekilmektedir?

Elbette durup dururken onları suçlamak haddimiz değildir ama bu ülkede yaşayan bir vatandaş olarak da bilimsel bir açıklama beklemez hakkımızdır diye düşünüyoruz!

Sevgili okurlar…

Bırakın hükümet edenleri ve ilgili birimleri;

Ne yazık ki bir çoğumuz olayın hassasiyetini anlamış durumda değiliz!

Belli bir kesim haklı olarak endişeyi bir bekleyiş içine girerken bir kısım insan da salgına inat yaşam biçimini seçmektedir…

Kimsenin ekmek parası derdinde değiliz ama!

Lütfen kentlerin işlek caddelerindeki açılan eğlence yerlerinin içler acısı durumunu kendi gözlerinizle görün…

Bir çoğunda sosyal mesafe bile hak getire!

Aksi, insanlar kucak kucağı, diz dize vaka sayılarını tetiklemek için ellerinden ne geliyorsa yapmaktadırlar…

İşin daha da üzücü olanı, denetim mekanizması diye bir şey kalmamıştır!

İşin özü gidişat hiç iyi değildir…

Hele de kapanmamak için söz birliği yapan yönetimin duyarsızlığı endişelerimizi daha da fazla artırmaktadır!

Kafamıza takılan başka önemli bir konu daha…

Ağır aksak olsa da ülke genelinde ev karantinası başlamıştır!

Birincisi bu denetleme nasıl yapılacaktır?

Diyelim ki bileklik takılanlar belki evden çıkmayacak, çıraksa da bileklik sayesinde görülecektir ama, onlar çıkmayıp da kaldıkları evlere hısım akraba giderse onların giriş çıkışlarını kim denetleyecektir?

Her evin önüne bir polis dikilemeyeceğine göre bu konudaki denetleme de büyük ihtimalle sağlıklı olmayacaktır…

Bu arada ilgili bakan dedi ki;

Ev karantinasına uymayanlar karantina otellerine gönderilecekmiş, hatta karantina ücretlerini de vatandaş ödeyecekmiş…

Çok korktuk doğrusu!

Böyle hassas bir dönemde yönetenlerin bu kadar esnek ve hoşgörülü olması hataların en büyüğüdür…

Karantinaya uymayanlar bırakın kendilerini başkalarının hayatlarını da riske atacaklardır!

Onlara karantina ücreti ödetme düşüncesi devlet ciddiyetiyle de bağdaşmamaktadır…

Yok derseniz eğer karantina kurallarına uymayanlar için ağır para cezaları hatta hapis cezaları uygularsanız işte belki o zaman doğru bir karar almış olursunuz!

MESAJ KUTUSU

Sayın Oğuzhan HASİPOĞLU, parti meclisi üyeleri arasında yapılan son yoklamada farkı kapattığınız hatta bir miktar da öne geçtiğiniz yönünde haberler gelmeye başladı. Bu gün akşama kadar olan süre çok önemli, ancak kulisleri yoğunlaştırmak iyi olacak gibi görülüyor…

Sayın Ersin TATAR, Türkiye ile ilişkilerde şu sıralar önemli bir rol oynuyorsunuz. Belli ki hükümet bu konuda zorlanıyor acaba diyoruz Sayın Erdoğan’ı bir arasınız da masasında duran protokolü imzalasa da kaynak akışı da bir başlasa. Bilirsiniz paranın yüzü her daim sıcaktır…

Sayın Batu BEYİT, önceki günkü uyarımızdan sonra bakanlıktaki ateş ölçen aleti yenilediğinizi memnuniyetle öğrendik. Şimdi hem çalışanlar hem de ziyaretçiler kendilerini daha güvenli görmeye başladılar…Duyarlığınızdan ötürü teşekkür ederiz!

Sayın Bayram KARAMAN, mekandaki arkadaşları bir uyarın da çakıstesin içine ay çiçek yağı değil de zeytinyağı koysunlar ki müşteriler eleştiri yapmasınlar. İyi bir hizmet içi eğitim alırlarsa doğru olacaktır…

Sayın Umut ÖKSÜZ, sizin sektörde pasta aynı kalırken eczane sayısının artık market sayısını geçmesi bir çok meslektaşınızda endişe yaratmaya başladı. Konuyla ilgili girişimde bulunmanızı isteyen yoğun mesajlarınız geliyor…Haberiniz olsun istedik!

Sayın Gülşah Sanver MANAVOĞLU, çalışanların hayat pahalığı ödemelerinin kesilip nereye verileceğini sormuşsunuz da yani bunu bilmeyecek ne var ki? Bakanlarımızın, vekillerimizin ve kamu çalışanlarının maaşı başka nasıl ödenecek dersiniz acaba?

Sayın Koral ÇAĞMAN, bunca ekonomik darboğaz içindeyken yapılan yeni istihdamlar kamu vicdanını fazlasıyla yaraladı. Ha keşke yeni istihdamlar yerine personeli fazla olan bakanlıklardan istekte bulunsaydınız bu kadar eleştiri konusu olmayacaktı…

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, Girne’de Gül sokakta şaibeli inşaatın araçlarından birisi güvenlik önlemleri yeteri kadar alınmadığı için bir evin bahçesinden içeri girdi. Dua edelim ki bahçede çoluk çocuk yoktu, aksi halde bunun hesabını kim verecekti artık onu da bilemiyoruz…

Sayın Osman ALKAŞ, pek muhterem validenizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin…

Sayın Mehmet HARMANCI, Lefkoşa’da Dereboyu ve Osman Paşa’daki eğlence yerlerinde evlere şenlik durum var. Gençler sağ olsunlar değil sosyal mesafe kuraları neredeyse birbirlerine yapışık eğleniyorlar. Denetimleri sıklaştırmakta yarar görüyoruz…