Salgın öncesi ve sonrası milat dedik.

Biz değil bütün dünya dedi.

Başbakan da söyledi.

Hiçbirşey eskisi gibi olmayacak.

Eskisi gibi olmayacak olan neydi?

Alışkanlıklar, öncelikler, yaşam tarzı.

Bu değişim ve dönüşüm zor elbette.

Bizim gibi muhafazakar toplumlar için daha da zor.

İnatçıdır Kıbrıslı.

Bildiğini en doğru zanneder.

Bu zan ile de dünyanın efendisi sanır kendini.

Dünyanın da en akıllısı.

******

Ancak gerçek tabi ki bu değil.

O kadar akıllı olsak, halimiz bu olur muydu?

Bununla birlikte tüm muhafazakarlığımız yanında ilginçtir Kıbrıslı.

Olmayacak uyumlara hemen 4 el sarılabilir.

Pat diye imkansız deneni içselleştirebilir.

Madem öyle, işte şimdi de tam zamanı.

Farklı bir hayata giriş zamanı.

Bunun için ilk yol siyaset.

Neden?

Çünkü hepimiz siyaseti seviyoruz.

Siyasetçiyi sevmiyoruz, siyaset yapmayı seviyoruz.

Ve işte yeniliğe direnen ilk cenah siyaset.

Hala eski söylemlerle idare edileceği varsayılıyor.

Hala eski şarkıları yeni gibi mırıldanıyorlar.

*****

Ve fakat dur demenin zamanı geldi.

Ne sendikaları takmak lazım.

Ne siyasetçinin yalanlarını.

Temiziz diyen hırsızlara eyvallah.

Dürüstüm diyen Devlet soyguncularına da.

Söz verip, dün dündür diyenlere de.

Bu safraların atılma zamanı.

Yoksa bu bükümü alamayız.

Yoksa tumba ederiz.

Arabamız zaten ahristo.

Bu yüzden şimdi tam zamanı.

Parlak bir gelecek istiyorsak eğer!..