- BM Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal:
- "Bu, tarihi bir karar. Karar oldukça gecikmiş olmasına rağmen bunu görmek çok önemli"
- "(Kararı uygulamayacağını bildiren ülkeler) Eğer bu ülkeler UCM tüzüğüne taraf ise mahkemenin aldığı karara katılmamaları çok kötü. Ancak tüzük uyarınca hala yasal yükümlülükleri var ve mahkemenin kararına uymak zorundalar"

Birleşmiş Milletler (BM) Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkarmasının tarihi bir karar olduğunu ve UCM tüzüğüne (Roma Statüsü) taraf ülkelerin, buna uyma zorunluluğu bulunduğunu bildirdi.

Rajagopal, UCM'nin Netanyahu, Gallant ve Hamas lideri Muhammed Deif hakkında tutuklama emri çıkarmasına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

"Bu, tarihi bir karar. Karar oldukça gecikmiş olmasına rağmen bunu görmek çok önemli." ifadelerini kullanan Rajagopal, bu kararın alınmasından dolayı çok mutlu olduğunu dile getirdi.

Rajagopal, "Karar, UCM tüzüğüne taraf olan tüm devletlere, çıkarılan tutuklama emirlerini yerine getirmek dahil her türlü yardımı sağlama konusunda açık bir yükümlülük getiriyor." dedi.

Kararın, UCM tüzüğüne taraf olmayan devletlere de bir sorumluluk yüklediğini kaydeden Rajagopal, üç kişi için çıkarılan emirlerin hızla yerine getirilmesini umduğunu bildirdi.

Rajagopal, şunları kaydetti:

"(Kararı uygulamayacağını bildiren ülkeler) Eğer bu ülkeler UCM tüzüğüne taraf ise mahkemenin aldığı karara katılmamaları çok kötü. Ancak tüzük uyarınca hala yasal yükümlülükleri var ve mahkemenin kararına uymak zorundalar. Bundan kaçış yok. Ancak UCM tüzüğüne taraf olmayan ülkelerin, hukuki ya da politik sebeplerle karara katılmamaları kendi tercihleridir. Ancak tutuklama emirlerinin tam olarak infazını ve UCM'ye taraf olan diğer tüm tarafların haklarının gerçekleştirilmesini engelleme hakları hala yok. Başka bir ifadeyle bir taraf devlet UCM'nin işleyişine veya diğer ülkelerin kararına müdahale ederse örneğin tutuklama emrini yerine getirmek için UCM tüzüğüne taraf olanlar için bu uluslararası hukukun ciddi bir ihlali olacaktır. Açıkçası, UCM tüzüğü kapsamında tutuklama emirlerinin infazı dahil mahkemenin işleyişine bir müdahale başlı başına bir suçtur ve bu tür eylemleri gerçekleştiren kişiler, birey olarak hesap verebilir ve yargılanabilirler."

Uluslararası hukuk konusunda bir yol ayrımında olunduğunu kaydeden Rajagopal, uluslararası hukuku ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir dünya düzenini benimsenmemesi halinde kaos ve düzensizliğin görüleceğini söyledi.

Balakrishnan Rajagopal, ülkelerin yasal yükümlülüklerini yerine getirmede başarısız olmalarının ve mevcut uluslararası hukuk kapsamındaki tüm tarafların yasal haklarının tam olarak uygulanmasını engellemenin uluslararası düzene ağır bir darbe vuracağını kaydetti.

Dünyadaki birçok ülkenin ve özellikle bu kritik süreçte uluslararası hukuku korumak için Küresel Güney ülkelerinin oynadığı role güvendiğini kaydeden Rajagopal, bunun (UCM'nin kararının uygulanması) gerçekten gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini görmek için zamana ihtiyaç olduğunu bildirdi.

- "Küresel düzeyde eylem görmemiz gerekiyor ancak ulus devletler içinde de eylem görmemiz gerekiyor"

Rajagopal, tutuklama emrinin uygulanmasına ilişkin söz konusu sorumluluğu UCM'nin yerine getirebilmesinin yanı sıra, bunun devletlerin kendi sorumluluğunda olduğunu da vurguladı.

Güney Kore'de polis, sıkıyönetim soruşturması kapsamında Devlet Başkanlığı Ofisine baskın düzenledi Güney Kore'de polis, sıkıyönetim soruşturması kapsamında Devlet Başkanlığı Ofisine baskın düzenledi

Birçok ülkenin uluslararası suçların cezalandırılmasını iç hukuklarının bir parçası haline getirdiğini kaydeden Rajagopal, "Soykırım veya savaş suçları gibi suçların ülkelerin kendi tüzüklerinin yanı sıra birçok ülkenin yasaları uyarınca da yasak. Bu ülkeler, UCM tarafından tutuklama emri çıkarılan bireylere karşı da dahil bu yasaları uygulamalıdır. Küresel düzeyde eylem görmemiz gerekiyor ancak ulus devletler içinde de eylem görmemiz gerekiyor." diye konuştu.

UCM, 21 Kasım'da açıkladığı kararda, "Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ötürü" İsrail Başbakanı Netanyahu ile eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardığını duyurmuştu.

Mahkeme, İsrailli yetkililerin yanı sıra Hamas lideri Deif hakkında da tutuklama emri çıkarmıştı.

Mahkeme ayrıca İsrail'in, UCM'nin yargı yetkisine ilişkin itirazlarını reddederek Filistin topraklarında işlenen suçlar üzerinde yargı yetkisi bulunduğuna hükmetmişti.

Kaynak: rss