Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Başbakanlık önündeki gençlerin eylemini ilgiyle izliyoruz…

Kesinlikle de küçümsemiyoruz!

Çadır eylemi direniş eylemine çevirdiler ona da sözümüz yok…

Eylem haksa tabi ki yapacaklar!

Bu arada taşkınlık yapmadan, efendice tavırları da çok önemli…

Kıbrıs Türk gençlerine yakışan bir eylem oluyor!

Açıklamalarını da okuyup kendimizce değerlendiriyoruz…

Mesela diyorlar ki;

Partizan atamalara son versinler, yerden göğe kadar hakları var…

Çünkü her partizan atama dairenin arka kapısından yapılan atamadır!

Partili gençler devlette istihdam edilirken partili olmayanlar baka kalırlar…

Bu ülkenin en büyük sorunu da budur ve şu anki hükümet bu konuda açık ara şampiyon konumundadır!

Örtülü ödeneklerin de kaldırılmasını istiyorlar…

Doğru söze ne denir ki!

Maliyenin kasasına aktarılması doğru ve yerinde bir karar…

Çünkü bize göre de her örtülü ödenek hesap sorulamadığı için nereye ya da kimlere gider şimdiye kadar hep bir sır olarak kalmıştır!

Suistimale de açıktır…

Açıklamada işe gitmeyen müşavirlere de epey dokunmuşlar…

Hoş bu da müşavirlerin değil siyasi partilerin kendi sorunları!

Aslında bir çok müşavir görev beklerken bizde siyasi rant önde olduğu ve mavi boncuk kuralı hep uygulandığı için müşavir ordusu büyüdükçe büyür…

Bir siyasi parti eğer kendi müdür ordusunu görevden alıp boşlukları yine kendi partilileri tarafından dolduruyorsa ki bu bizde son hükümet döneminde bolca yapılıyor, partililer ihya olurken bunun yükü de devletin boynunda ağır yük olur!

Gençler dar gelirli insanlarımızı da göz ardı etmemişler…

Diyorlar ki;

Bu kesimin barınma, gıda, elektrik ve su gibi ihtiyaçları da devlet tarafından karşılansın…

Hepsi de uzaktan bakınca güzel şeyler!

Hangi yürek istemez ki bu ülkede tüm insanlarımız refah içinde yaşasın…

Her birey arasında fırsat eşitliği sağlansın!

Süt bulamayan tek bir bebek bile kalmasın…

Gönül ister de!

Olmuyor işte…

Bunun adına ister kaynak yetersizliği deyin ya da kötü yönetimler, kusursuz bir ülke olmanın imkan ve ihtimali var mı?

Gençtirler, heyecanlıdırlar, ne deseler de hakları hukukları vardır…

Ama bazı istemleri var ki…

İşte burada anlaşılan büyükleri devreye girmiş olmalı!

Örneğin Türkiye ile ilişkiler…

Burada da ekonomik paketlere karşı çıkıyorlar!

Bir anlamda biz kendi ayaklarımız üzerinde dururuz mesajı vermeye çalışıyorlar…

Oysa böyle bir dünyanın olmadığını o açıklamanın asıl imza sahipleri de biliyorlar!

Çünkü onlar zaten yıllardır bu açıklamaları yapıyorlar, belli ki gençler de kendi gibi düşünsün istiyorlar…

Polisin sivile bağlanması gerektiği yönündeki görüşleri de buram buram siyaset kokuyor!

Aslında onları dinleyince muhalif düşüncenin küçük bir maketini görüyoruz karşımızda…

Ablalar ağabeyler ne söylediyse onu söylüyorlar, ya da söylemek zorunda kalıyorlar!

Bu ülkede artık Lale Devrinin bittiğinden haberleri yok…

Şimdiye kadar üretmek yerine tüketmeyi tercih ettik, bunun devamını istiyorlar!

Gerçekten zor bir süreçten geçiyoruz…

Tahminimiz odur ki bu günler arayacağımız günler olacaktır!

Eğer iki ülke arasındaki ilişkiler sağlık bir raya oturtulmadıkça da bizi gelecekte karanlık günler beklemektedir…

Genç arkadaşlar bu süreçte daha yaratıcı olup siyasetten uzak kalmalıdır!

Çünkü siyaset bizde halk için değil siyasi partiler için yapılandır…

Hükümet gelip hükümetten inmeme gaylesi gelenek haline gelmiştir!

Hep muhalefette söylediklerini iktidar olunca unuturlar, iktidar olunca da muhalefetteki söylemler bir kenara saklanır…

Oysa yaşanan zorlu süreçte ortak akıl ve payda ön planda tutulmalıdır!

Ve en önemlisi de reform ve reformlar hayatidir ama bunu bir de bedeli vardır ve bundan da kaçmanın mümkünatı yoktur…

MESAJ KUTUSU

Sayın Huriye KUTUP, Kooperatif Şirketler Mukayyidi olarak batık ve batırılmış kooperatif bankalarının soruşturma dosyalarının takibini yapıp yasal işlem başlatacak mısınız yoksa geçmişte kalmış diye tozlu raflarda mı bekleteceksiniz? Hele yanacak olan partililer olunca gündeme getirmek hayli zor değil mi?

Sayın Kubilay ÖZKIRAÇ, siz ve kurum çalışanları elektrik katkısı aldığınız için yapılan sözde indirimlere karşı çıkmanız özellikle de dar gelirli insanlara yapacağınız en büyük haksızlıktır. Bu eylemler kurumun özelleştirilmesini isteyen kitleyi de epey artıracaktır, dememi demeyin olur mu?

Sayın Faiz SUCUOĞLU, hükümet olmaya devam edecekseniz eğer sözcü görevini üstlenecek bir arkadaşınızı görevlendirmeniz yerinde olacaktır. Bu sıralar medya ile iletişim sıkıntısı yaşıyorsunuz, bu da size olumsuz yansıyor.

Sayın Dursun OĞUZ, Devlet Laboratuarının ihmalleri konusunda ilgili bakanlığa yazdığınız resim yazıdan sonra bir cevap alabildiniz mi? İnsanların kanser olma riski her geçen artarken bu kadar ilgisizliğin geçerli bir nedeni olabilir mi? Bu kez bakanlığa değil kamuoyunu bir açıklama yapmanızı bekliyoruz…

Sayın Erhan ARIKLI, bir zamanlar KTHY’nin başına getirilen ve resmen kovduğumuz Bilal Ekşi Kıbrıs anılarını size anlattı mı? Bize karşı bakış açıları değiştiyse ne ala da muhakkak ki size bazı sitemlerde bulunmuştur değil mi? Ha keşke zamanında onun projesine sahip çıksaydık şimdi kendi uçak şirketimiz hala yerinde duruyor olacaktı…

Sayın İsmail ARTER, belediyenizin vatandaştan 95 Milyon TL alacağı dururken belediye çalışanlarına maaş ödeme sorunu yaşanıyorsa belli ki tahsilatta büyük sorunlar yaşıyorsunuz demektir. Bu konuda acil önlem almanız artık şart oldu gibi görülüyor…

Sayın Doğuş ELMAS, burada analizlerde kullanılan kitler Ankara’da olduğu halde hala neyi bekliyorsunuz? Atlayıp uçağa gidip malzeme getirmek bu kadar da zor olmasa gerek değil mi? Bu zihniyetle daireniz kapansa artık kimse üzülmeyecek…

Sayın Zeki ÇELER, gününüzün büyük bölümünü yerel seçimler için kulis yaparak geçirdiğiniz gözleniyormuş. Bu arada bazı kesimler karalama kampanyası için haber merkezlerini aramaya başladı bunlara da hazırlıklı olmak gerek değil mi?

Sayın Turgay HİLMİ, öyle bir açıklama yaptınız ki ülke bir kez daha karpuz gibi ortadan ikiye bölündü ayrıca gündemi değiştirmeyi de başardınız. Ha keşke size tepki koyanlar Güney Kıbrıs ve Londra’ya başlayan göçün de farkında olsalardı…

Sayın Oğuz CEYDA, Çiftçiler Birliği seçimlerine az bir süre kala rakibinize göre bir adım önde olduğunuz konuşulmaya başlandı. Bu dönemde birliğin icraatları hayati değerde olacak ve tarımın geleceğini de belirleyecek gibi görülüyor…