Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Biz bu filmi görmüştük…

Bundan tam 7 sene önceki bir haberi paylaşalım önce:

“Başbakan Küçük Girne Akçiçek Hastanesi'nde Kadın Doğum ve Cerrahi Servislerini hizmete açtı ancak çalışan yetersizliği nedeni ile kapıya kilit vuruldu.

TC Yardım Heyetinin katkılarıyla inşa edilen servisler 1 milyon 200 bin Türk Lirasına mal olurken, Girneli iş insanları, kurum kuruluş ve hayırsever vatandaşlarca karşılanan donanımı için de yaklaşık 200 bin TL harcandı.

Servislerin resmi açılışı için dün saat 12:00’de Akçiçek Hastanesi’nde tören düzenlendi.

Açılışta, Başbakan İrsen Küçük, Sağlık Bakanı Ertuğrul Hasipoğlu ve Akçiçek Hastanesi Başhekimi Dr. Salih Beyoğlu birer konuşma gerçekleştirdi…”

Şimdi bunun aynısı 7 sene sonra Acil Durum Hastanesi için yaşanıyor…

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde önce bir açılış yapıldı!

Sonra Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Kasım ziyaretinde yeni bir açılış daha yapıldı…

Gerçek açılış son yapılandı!

Salgın döneminde en fazla konuşulan hastanenin bir türlü yapımına başlanamamış olmasıydı…

Sağlık Bakanı 45 gün içinde hastane bitecek dedi ama bitmeyi bırakın başlanmadı bile!

Bakan ve hükümet sözünde durmamıştı…

Ama Ankara devreye girince, iki ay gibi çok kısa sürece bitirildi, cihazlar da geldi, kurdela kesildi ama sonuç ortada!

Etkinlik kurdela kesimi ile sınırlı kaldı…

Tarih bir kere daha tekerrür ediyordu!

7 Sene önce açılan Girne Akçiçek Hastanesi’ndeki bölüm nasıl kapatıldıysa, Acil Durum Hastanesi’nin akıbeti de aynı oldu…

Bu da gösteriyor ki biz ayağımıza kadar gelen kısmeti bile tepiyoruz…

Türkiye çok yaşa, demekle hiçbir şey olmuyor!

Onlar görevlerini fazlasıyla yapıyor ama bizde ses var görüntü yok…

Ankara’ya karşı bile rezil rüsva oluyoruz!

Onların bizler için düşündüklerini de doğrusu çok merak ediyoruz…

Hastane hazır ama hekim yok, hemşire yok, çalışan hiç yok!

Kurdelayı kestik ama gerisini getiremedik bir kez daha…

Aslında kimsenin de umurunda bile değil!

Hükümet kuruldu mu kurulmadı mı?

Hangi partiler hükümete girecek!

Bakanlıkları kimler paylaşacak…

Müdürlük müsteşarlık bekleyenler bir hayli fazla!

Tam bir yalan rüzgarı anlayacağınız…

Memleketin gerçek meseleleri değil, makam kavgası yaşanıyor resmen!

Son iki gündür konuşulan konu;

Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu burada görevlendirildi, hükümeti kurmadan gitmeyecek!

Yine bir iddia, dün öğlen uçağıyla gitmiş hükümeti de kurmuş bile…

Müdahalenin daniskası yani!

Artık bu durumlara kızamıyoruz bile…

Hatta hak bile vermeye başladık!

Ekranların karşısına çıkıp ‘icraat hükümeti’ diye sahte beyan veriyorlar ama yapılan görüşmelerde asıl bireysel pazarlıklar yapılıyor…

Bu arada haliyle niye illa UBP’li bir hükümet olsun diye kendi kendimize soruyoruz!

Öyle değil mi ya, kuramazsan görevi geri iade edersin, görev başka birine verilir…

O da kuramazsa al sana erken genel seçim!

Doğrusu da bu değil mi?

Her ne kadar bazıları erken seçim isteyenleri aymazlıkla suçlasa da…

Biz halen seçimden yanayız!

Bu vekiller ile siyasi iradeni bu ülkeye vereceği hiçbir şey kalmamıştır…

Kavga memleket için değil, koltuk kavgasıdır!

Halkın vekili unutan birçoğu, halkın derdinin peşinde değil, kendi bireysel menfaatlerin peşindedir…

Bundan böyle de kimse ortaya çıkıp iradeye müdahalelere karşı olduğunu filan söylemesin!

Bun biz kendi yıllardan beridir kendi hatalarımız ve yanlışlarımızda çoktan hak etmiştik…

Bunun da zaten bedeli bir gün ödenecekti, işte o gün de bugünkü gündür!