BİR HATANIN TAMİRİ KAÇ YIL SÜRER??

Bu hatayı yapana bağlıdır diyeceksiniz...

Nereden hangisinden başlanmalı. Ülke yangın halinden çıkıp artık yanardağ patlamasına dönüştü. Hükümetsiz, başsız geçirdiğimiz şu günlerde neler yaşıyor, nelere gülüyor , geleceğimiz için endişe dahi duymadan skandal haberler ile nasıl espriler patlatıp her şey yolunda, bu da bize bir eğlence olsun dercesine küçükten büyüğe herkesin elinde ağzında aynı konu.

Ağlanacak hale gülmek bu olsa gerek.

Ülkede yıllardan beridir devam eden bozuk siyaset sitemi ve yönetim şekli taa o zamandan küçük bir kar tanesi olarak başlayıp , büyüyüp çığ olup önüne kattığını yok edip bu günlere kadar gelmiş. Bu ülkenin vatandaşı ve halkı olarak eğitimde geri, sağlıkta geri, ulaşımda geri, ekonomide çok geri kalmış olmamız hiç kimseyi endişelendirmiyor üzmüyor ve de kimse gelecek kaygısı yaşamıyor...

Neden mi???

Çünkü ülke olarak bu harita üzerinde yaşamımızı idame ettiren bizlerin bu saymış olduğum faktörlerden etkilenmediğimiz gün gibi ortada. Onun da nedeni ne mi??? Düşünmemiz gereken onca sorun. Gelecek için endişe verici durumlar , aç insanımız, evsiz insanımız, işsiz insanımız, eğitimsiz çocuklarımız , hırsızlıklar, dolandırıcılıklar, kezza insan fazlalığımızdan doğan suç fazlalığı ve tabi ki saymakla bitecek gibi görünmeyen onca sorunumuz yokmuş gibi uçkurun derdine düşer olduk. Yapılan bir hatayı komikleştirerek hangi yönümüzü tatmin ediyoruz? Skandal diye atladırılan "özel durum" şu sıra liste başı yapılarak yazılan yorumlar , söylenen sözler , küçük büyük ergen herkesin ağzında dolu dolu konuşulan, sözüm ona mahrem içerikli olay ne kadar çok ilgimizi çekti değil mi???

Diyoruz ya her şey tamam. Niye oturup üzülelim ki. Neden benim ülkem bu durumda? insanımız nereye gidiyor? Çocuklarımızın geleceği nasıl şekli alacak? Diğer komşu ülkelerin bizim için, ülkemiz için bakış açıları ne olacak? Sağlıkta cevapsız kalıyoruz farkında mıyız? Yollarda hayatlar kaybediyoruz fakında mıyız? Eyy halk eğitim sistemimiz sıfırın altında... Yakıtımız bitti bitiyor vermezlerse karanlıktayız. Maaş ödemelerinde sıkıntı olacaktır acaba kime el açmalıyız.? Yok değil mi böyle sorun ve enşelerimiz.

Yok ki...

İnsanların özel hayatlarını alıp yorumlayıp üstüne bunu toplumca buna üzülüp susmak yerine nasıl kapatırız demek yerine daha "neler çıkacak " diye meraklı sorular soruyoruz.

Yok ki...

Bir ülkenin başbakanının içerisine düşmüş olduğu talihsiz durumu ele alıp en az onun kadar aslında bizlerin de üzülmesi ve de mahcup olması gerekiyorken, sanki yabancı bir ülkenin başbakanından söz eder gibiyiz. Netflix' de dizi tavsiyesinde bulunuyor gibi herkes birbirine bunu anlatıyor .

Yazık!!!

Hatta yetmiyor Çoooooook Yazık!!!

Ülke halkı olarak geleceğimizin bizden öte ardımızdan gelen çocuklarımızın gelecekleri için kaygı ve endişelerimze çözüm bulmak, yetemediğimiz yerde yardım almak, bizim yaşadığımız sıkıntıları ve çözümsüzlükleri bizden sonraları yaşamaması için biraz uğraşsak ve de biraz durup çözüm için düşünmüş olsaydık sanırım her şey çok daha farklı olur , olabilir ve olmadır .

O değil de şunu çok merak ediyorum. Kendi aranızda akranlarınız ile her türlü sohbet mübahtır. Fakat 11 ve 14 yaş arası çocuklarımız karşımıza geçip "anne baba başbakanın videosu var" diye sorup veya söylediğinde , yapan utanmadı ben söylüyorken mi utanacağım mantığını mı kullanacağız yoksa yerin dibine mi girmeliyiz.

Hata insana ait. Fakat bunu düzeltmek, bitirmek, tekrarlamamak da yine insana aittir. Yani bizlere yorum yapmak, espriler patlatmak, şuhursuzca cümleler kitlemek yerine susmak düşer. Çünkü konuştuğunuz şeyler tam olarak da " ANLAMSIZLIĞIN ANLAMLANDIRILMASIDIR"

Oysa ANLAMSIZLAŞAN GELECEĞİMZİDİR unutuyoruz...

KARAKUŞ