Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Salgının ilk günlerinde siyasiler de vatandaş da ikiye bölünmüştü...

Olağanüstü hal isteyenler bir yanda istemeyenler diğer tarafta!

Ortak biz uzlaşı yoktu...

Çünkü siyaset vardı yine bu ülkenin gündeminde!

Cumhurbaşkanlığı seçimleri ne zaman olacaksa olsun siyasilerin hep kafalarında hep siyasette bir adım önde olma duygusu kaldı çünkü...

Siz bakmayın onların ‘gündem seçimler değil salgındır’ dediklerine!

Salğın dönemini bile siyasete alet edenleri bu süreçte toplum bir kez daha görmüş ve not etmiştir bir kenarlara...

Çünkü siyasilerin bizde hep iki yüzü vardır!

Kameraların karşısına geçtikleri zaman başka söylerler, çünkü akılları fikirleri makamlardadır, ama siyasi kulislerde bambaşka şeylerden konuşurlar...

Siyaset ve makamlar kanlarına işlemiştir çünkü!

...

Güneyde çalışan vatandaşlarımız kapıların açılmasını isteyip de eylemlere başlayınca hükümet ansızın bir karar üretti...

Başbakan bu konuda Sağlık Bakanına görev verdiğini açıkladı!

Sağlık Bakanı da görevin kutsallığından ötürü ‘ben hazırım’ diye kamuoyuna duyurdu bunu...

Rum refikiyle görüşüp bu işi çözecekti!

Kamuoyu çok ciddiye almadı bu görüşü çünkü bunun imkansız olduğunu zaten herkes biliyordu...

Cumhurbaşkanı boşluğu iyi gördü ve ‘sizi kimse tanımaz’ mesajı verdi gecikmeden!

Çünkü Rumların tek tanıdığı makam kendisiydi, yine kendi söylemiyle...

Yılların usta ve tecrübeli siyasetçisi çünkü!

İnce ve kıvrak bir zekası var, hükümetin zaaflarından yararlanmakta da üstüne yok...

Bu açıklamadan bir gün sonra Rum refiki telefonuna cevap verdi ve iki kafadar 8 Haziran’da kapıları aşamalı olarak açılması kararı aldı!

Siyaset bir kez daha çelişkili yüzünü gösterdi...

İşin başında olağanüstü hal isteyen, bilmem kaç bin tane vaka olacağı tahmininde bulunan Cumhurbaşkanı bir kez daha siyasete yenik düşmüş, biraz da seçim yatırımı olarak anında devreye girmişti!

...

Sonra devreye Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı girdi...

Öyle bir açıklama yaptı ki hem Cumhurbaşkanına hem de hükümete kafa tutar gibiydi bu açıklamasında!

Cumhurbaşkanına bu konuda yetkili hükümettir mesajı verirken, ortağı olduğu hükümete ‘bir çuval incir’ göndermesi yaparken salgın anında yapılan çalışmaların heba olmaması gerektiğini söyleyerek bu konuda acele gedilmemesi gerektiğini işaret etti...

Burada siyaset güttü mü bilemeyiz ama, aslında bunları söylerken kamuoyunun çoğunluğunun ortak görüşünü de dile getirmişti!

Peki biz niye bu kanıya vardık?

Çünkü bayram süresince kiminle görüştüysek herkes en azından bize bu düşüncesini dile getirdi...

Evet ekonomik tedirginlikler vardı ama salgın korkusu da bitmemişti insanların kafasında...

Hatta Sağlık Bakanı’nın ‘korkuyorum’ başlıklı açıklamasını da örnek gösterdivatandaşlar!

Tamam bizde 30 küsur gündür vaka görülmüyordu ama peki bu acelecilik neydi ki...

Korkuyorum diyen bir bakan sonra nasıl olur da güneydeki refikiyle kapıların açılması konusunda ütopik olsa da bir görüşme yapacaktı!

Siyaset bazıları için çelişki demekti çünkü...

...

Çok büyük ihtimalle Haziran ayı içinde açılım tam gerçekleşecek...

Hem açılacağız hem dte saçılacağız!

Ercan’a uçaklar inecek, limanlara gemiler yanaşacak!

Sınır kapıları açılıp önce çalışanlar gidip gelecek sonra kumarhanelerin hatırı olsun, makineler müşteri dolsun diye geçişler herkese açık olacak...

Siyasiler bunun açılımını da ekonomik nedenlere bağlayacak!

Çünkü elde avuçta kalmadı artık...

İç borçlanma kararı alındı ardından bunların nasıl ödeneceği sorunları yaşanacak!

Türkiye ile dün imzalanan işbiriliği protokolününe bakıldığında paraların nerelere kullanılacağı da belli oldu, genelde alt yapı yatırımları bundan nasibini alacak...

Her şey iyi güzel de kimsenin hesap edemedeği ya da belli nedenlerden ötürü hesap edemediği ikinci dalga olayı var birkaç ay sonra!

Türkiye’dekiler de başta olmak üzere dünyanın bilim insanları Eylül ayından itibaren ikinci dalganın daha ağır faturalara neden olacağını söylerken, ekonomiyi neden gesterip, buna bir de siyaset gaylesi eklenince, gerçekten de bir çuval incirin heba edilmesinden korkuyoruz biz de...

İyi düşünsünler deriz onun için!

Sağlık yoksa paranın da pulun da öneminin zerre kadar değeri olmayacağı gerçeğiyle...

MESAJ KUTUSU

Sayın Hasan Basri BEYCANLI, Kıbrıs Sigorta’da bazı arkadaşların şirketin makam araçlarıyla yumurta satışı yaptıklarını biliyor muydunuz? Yani pes doğrusu, en kısa zamanda bu konularda önlem almanız isteniyor. Devletin ensesinden para kazanmak bu kadar kolay olmamalı değil mi!

...

Sayın Ersin TATAR, dün Türkiye ile imzalanan işbirilği protokolünden sonra hayli rahatlayıp derin bir nefes aldığınız aşikardır, hayırlara vesile olsun artık. Bu arada vatandaşın ezici zoğunluğu sınır kapılarının bir süre daha kapalı olmasından yana tavır koyuyor, bir çuval inciri heba etmezsiniz değil mi?

...

Sayın Mustafa AKINCI, her ne kadar seçimleri hiç düşünmediğinizi iddia etseniz de kapıların aşamalı olarak da olsa açılması konusundaki kararlarınız vatandaşlar tarafından siyasi bir atak olarak değerlendirildi. Biraz daha sabırlı olmakta yarar görüyoruz...

...

Sayın Halil TALAYKURT, bazı müteahhitlerin ihalelerde gösterdikleri cirolarla devlete ödedikleri vergileri detaylı bir şekilde araştırmakta fayda var. Zira bu konuda devlet resmen zarara sokuluyor ve bunu destekleyenler de hep içeriden birileri oluyor nedense. Bu konuda ciddi bir soruşturma şart oldu sanki değil mi!

...

Sayın Candan AVUNDUK, salgın döneminde Türkiye’de ithal ürünlere uygulanan fonların KKTC’de de uygulanması konusunda yerli üreticilerden yoğun mesajlar gelmeye başladı. Zira bir çoğu artık nefes alamayacak duruma kadar geldiler, umarız hükümet edenlere bu konuda bir şekilde baskı uygularsınız...

...

Sayın Feriha EMİR, hediyelerin en değerlisi bayramda sizin eve gelmiş diye duyduk. Aylardır süren özlem bitmiş ve can parçası yavrunuzla sonunda kucaklaşmışsınız. Bunun bir kutlması mutlaka olacaktır değil mi...Hadi bakalım gözünüz aydın olsun.

...

Sayın Mehmet HASGÜLER, Devlet Sağlık Örgütü’de üyelik için başlattığınız kampanyaya büyük destek olduğu konuşuluyor.Umarız devlet de böyle güzel bir girişime desteğini esirgemez de bu konudaki mücadele başarıyla sonuçlanır...

...

Sayın Olgun AMCAOĞLU, dün Türkiye ile imzalanan işbirliği protokolünden sonra ciddi bir kaynak akışı da başlayacağından umarız sadece devlet çalışanlarını değil özel sektörü de rahatlatacak çalışmalar yaparsınız. Zira gerçekten de çoğunun durumu göründüğünden çok daha vahim durumdadır...

...

Sayın Mehmet DEMİRCİ, hiç beklenmedik bir rahatsızlık geçirdiğinizi üzüntü ile öğrendik, büyük geçmiş olsun. Sevenleriniz ve bölge halkı en kısa zamanda eski sağlığınıza dönmeniz için duacıdır bundan hiç kuşkunuz olmasın...

...

Sayın Hasan UZUN, son günlerde nedense bütün gudubet olaylar sizin başınıza gelmeye başlamış. Acaba bir kurban adayıp aynı zamanda işyerini tütsületseniz mi dersiniz? Büyük geçmiş olsun umarız son olur...

...