Araştıracak olursanız “Türkiye'nin ilk internet ağı projesi, 1991 yılında ODTÜ ve TÜBİTAK tarafından başlatıldığını göreceksiniz. İlk internet bağlantısını merak edenler için 12 Nisan 1993 tarihi de önemlidir.Türkiye'de üniversitelerin başını çektiği internet, ODTÜ'nün ardından 1994-96 yılları arasında Bilkent, Boğaziçi, Ege ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nde de hayata geçti. ODTÜ ve Bilkent Üniversitesi'nin temsil ettiği ilk Türkçe içerikli sayfaları, 90'lı yılların sonunda hayata geçen Ekşisözlük ve Mynet gibi siteler takip etti. Bütün bu akım yıllar içerisinde gelişerek büyük bir pazar oluşturdu. Haberleşmenin anında yapılması Internetin ortaya çıkmasıyla birlikte birçok meslek dalında kullanılır oldu. İnternet gazeteciliği, sosyal medya uygulamaları, ortaya çıktı. Insanların sosyal medya kullanarak kendini ifade etmesi, paylaşım yapması, bilgi vermesi, eski okul, mahalle veya iş arkadaşlarını bulması olumlu yanları yanında bir çok olumsuzluklara da sebep oldu. Ciddi dünya haberlerine, günlük gazetelere  ulaşabilir olundu. Klavye kalemin yerini aldı. Hatta siz konuştunuz klavye sesinizle komutlarınıza göre yazmaya başladı.

Yaşadığımız bu pandemi süresinde okullar kapandı ve dersler internet üzerinden yapıldı. Eğitim böylelikle aksamadı.

Bankacılık işlemlerimizi yine ayni şekilde akıllı telefonlarımızla on-line olarak yapabiliyoruz.

Eskiden tez yazarken veya okulda verilen araştırma gerektiren ödevleri kütüphaneye gidip yapardık. Tezimizle ilgili makaleler icin başvuru yapar ve posta ile gelmesini beklerdik. Oysa şimdi çocuklar oldukları yerde bir-kaç tıkla kaynakçalara ulaşabiliyorlar.

Internetin bunlar gibi saymakla bitmeyecek kadar faydaları,kolaylıkları olduğu kadar zararlı yönleri de  var. İfade özgürlüğü var deyip başkalarının özel hayatına, yaptıklarına, hakaretamiz tarzda müdahale edenleri okuyoruz. Algı oluşturup küçük düşürücü yazılar veya yorumlar ile internet dünyasının uygulama alanı içine balıklama dalıp görüş belirtilenleri izliyoruz. Bunu kendi adıyla yapan olduğu gibi sahte hesap açıp da gizli gizli yapanlar olduğu da biliniyor. Kimse kimseye hakaret edemez, küçük düşüremez. Evet ifade özgürlüğümüz var istediğimizi yazar, istediğimizi över, istediğimizi eleştirebiliriz ama tüm bunlar belli bir saygı çerçevesi içinde yapılmalı, hakaret ve aşağılayıcı sözler sakınca içeriyorsa karşıdakini yaralıyorsa olmamalı her şeyin bir haddi vardır. Özellikle siyasette düşünceniz farklı olabilir ama karşınızdaki kişinin de bir birey olduğu bilmelisiniz. Hırsınıza yenik düşmemelisiz.

Başkalarının banka hesaplarına erişmek çok çirkin bir olay. Herkesin fotoğrafını veya yazışmalarını yayınlamak özel hayatın gizliliğini deşifre etmek çok çirkin.

O yüzden Bilişim Yasası çok iyi olmuştur. Tam yerinde bir yasadır. Madem ki insanların bir kısmı art niyetli onları yasalarla durdurmak gerek. Bu güne kadar böyle bir yasa olmadığı için rahat rahat bu tür yorumlar yapıldı,bundan sonra yapan iki kez düşünecektir. 

Tabi ki yazılım ve paylaşımlar da olduğu kadar  fotoğraflarda  kamu oyunu rencide edici olmamalıdır. Tahrik de bir nevi ayrı suç olmalıdır. İyi niyetli, kendine saygısı olan bir insan  sosyal medyayı kötü amaçlı kullanmaz. Demek ki kamuya mal olmuş kişilerinde siyasilerin,sanatçıların, köşe yazarlarının yani görsel ve yazılı basının da dikkatli davranması özellikle web siteleri üzerinden yaptıkları canlı yayınları internet üzerinden çeşitli uygulamalarda paylaşırken alta soru niyeti ile yazılan çirkin yorumları da ayrıca bir süzgeçten geçirmeli ve anında kopyası alındıktan sonra silinmesi de bu tür bilişim suçlarını önleyecektir. Yeni bilişim yasası yasal prosedürü tamamlayıp uygulamaya girecektir. Yasal güvence her zaman insanı doğruya götürendir . Hayatın zor yanları olduğu gibi size sunduğu  güzellikleri de vardır. Temennim tercihlerin her zaman huzurdan yana ve kavgadan uzak olmasıdır. Yeni Bilişim Yasası hayırlı olsun...