Intel Tarafından Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 16 ülkede gerçekleştirilen “Mobil Etiket Araştırması”, mobil cihazların hayatımızı nasıl değiştirdiğini ve hayatımızda ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu ortaya koydu.

Araştırmaya göre kullanıcılar her sabah gözlerini cep telefonu veya dizüstü bilgisayarıyla açıyor. Türkler başta olmak üzere tüm kullanıcılar mobil cihazları bir statü sembolü olarak görüyor. Cep telefonunu bırakmak yerine kullanıcılar eşlerinden veya sevgililerinden bile vazgeçebiliyor…
 
Intel tarafından tüketicilerin mobil cihazlarıyla etkileşimlerini ve mobil cihaz kullanım alışkanlıklarını incelemek amacıyla Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi’nde gerçekleştirilen “Mobil Etiket” adlı araştırma, mobil cihaz kullanıcılarının alışkanlıklarına ışık tuttu. Redshift Research adlı bağımsız araştırma kuruluşuna yaptırılan Mobil Etiket Araştırması, cihazların günlük yaşamımızda kendilerine ne kadar ciddi bir yer edindiğini ve her geçen gün artan önemini ortaya koyuyor. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 16 ülkede 12 bin 761 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, cep telefonu ve dizüstü bilgisayar kullanım alışkanlıklarının yanı sıra, bu cihazların kullanımı ile ilgili en fazla rahatsız olunan noktaları da belirledi. Araştırma 16 ülkede toplumda kabul edilebilir sayılabilecek davranışların değişmeye başladığını, kişilerin tolerans düzeylerinin arttığını ve mobil teknolojilerin kullanımının hızla yaygınlaşmasıyla birlikte yeni davranış kurallarının ortaya çıkma gerekliliği doğduğunu gösterdi. 


Güne cep telefonu ve bilgisayar kontrolüyle başlıyoruz


16 ülke genelinde araştırmaya katılan kullanıcıların yüzde 67’si sabah kalkıp çayını ya da kahvesini içtikten sonra kapıdan çıkmadan önce ilk iş olarak e-postalarını kontrol ediyor ya da ilk tweet’ini atıyor. Hatta araştırmaya katılanların yüzde 23’ü artık yataktan çıkmadan ilk iş olarak bunu yaptıklarını belirtiyor. Mobil cihazını kontrol etmek, Türk kullanıcıların da sabah ilk işleri arasında yer alıyor. Türkler’in yüzde 31’i sabah daha yataktan çıkmadan, yüzde 27’si kahvaltı sırasında, yüzde 25’i ise işe gittikten sonra cep telefonunu ya da dizüstü bilgisayarını kontrol ettiğini söylüyor.


Arkadaşlarla birlikte kahve içerken Facebook statüsüne göz atmak, haftasonu tatilinde dizüstü bilgisayarla kaçamak yapmak ve yatak odasında mobil cihazları kullanmak 16 ülke genelinde artık eskisi kadar rahatsız edici olmayan davranışlar olarak dikkat çekiyor. Araştırmaya katılanların yüzde 84’ü yolda mesaj atmaya çalışırken dalgınlıkla kendisine çarpan biri olduğunda hoşgörüyle yaklaşabiliyor. Kullanıcıların sadece yüzde 7’si yatak odalarında mobil cihaz kullanmayı reddediyor. Arkadaş ortamında Facebook’a göz atmak da ankete katılanların sadece yüzde 7’si tarafından sorun olarak görülüyor. Araştırmaya katılanların neredeyse yarısı (yüzde 46) arkadaş ortamında da cihazlarını kullanmaya devam edeceklerini belirtiyor. Yatak odasına giderken mobil cihazını yanına alanların oranı da aynı şekilde yüzde 46.


“Sevgilimden vazgeçerim, telefonumdan vazgeçmem”


Mobil Etiket Araştırması mobil cihazların kullanıcılar için ne kadar vazgeçilmez olduğunu da ortaya koydu. Mobil cihazını bırakmamak için bir haftalığına nelerden vazgeçebilecekleri sorulan kullanıcıların yarıdan fazlası (yüzde 52), çikolata ve tatlıdan vazgeçtiğini söylüyor. Çikolata ve tatlıyı yüzde 23 ile çay ve kahve takip ediyor. Katılımcıların yüzde 11’i mobil cihazları yerine tatil günlerinden ya da iş dışındaki zamanlarından feragat ediyor. Bundan daha fazlasından vazgeçenler de var: Eşlerinden ya da sevgililerinden… 16 ülke genelinde sevgilisini gözden çıkaranların oranı yüzde 9 iken, en fazla Romen kullanıcılar (yüzde 21). Türk kullanıcıların yüzde 37’si çikolata ve tatlıdan, yüzde 26‘sı çay ve kahveden, yüzde 17‘si eşinden ya da sevgilisinden, yüzde 14’ü de tatil günlerinden feragat ediyor.


Mobil cihaz = Yaşam tarzı ve statü sembolü


Mobil Etiket Araştırması’na katılan kullanıcıların yarıdan fazlası (yüzde 54) mobil cihazların birer statü sembolü olarak ya da dikkat çekmek için kullanıldığı, işlevsel olmanın yanı sıra kendilerine bir yaşam tarzı sunduğu görüşünde. Türk kullanıcıların da yüzde 70’i insanların mobil cihazları statü sembolü olarak kullandığını düşünüyor. Türkiye bu oranla listede ilk sırada yer alıyor.
16 ülke genelinde katılımcıların yüzde 69’u sosyal medyayı günlük olarak kontrol ettiğini söylüyor. Bu kullanıcıların yüzde 28’i günde 3-4 defadan fazla, yüzde 7’si de bir saatten az aralıklarla kontrol ettiğini söylüyor. İngiltere ve Almanya’da kullanıcıların yarıdan fazlası (yüzde 53) sosyal medyayı bir günden uzun zaman dilimlerinde kontrol ederken, Mısır (yüzde 90) ve Türkiye’de (yüzde 89) kullanıcıların çoğu her gün ve daha sık kontrol ediyor. Türk katılımcıların yüzde 45’i günde 3 – 4 kez, yüzde 32’si günde bir kez, yüzde 12’si saatte bir kereden, sadece yüzde 11’i haftada bir ya da daha az kontrol ettiği yanıtını veriyor.


Türk sosyal medya kullanıcıları, sosyal medyada en fazla insanların izin almadan kötüleyici fotoğraf veya bağlantılarda etiketleme yapmalarını (yüzde 78), kişisel veya özel bilgilerin paylaşılmasını (yüzde 75), izin almadan başkalarının yerinin etiketlenmesini (yüzde 63), tanımadıkları kişilere arkadaşlık isteği gönderilmesini (yüzde 63), şaka mesajı yayınlamak için başkasının kişisel hesabının kullanılmasını (yüzde 61) görgü kuralları açısından uygunsuz buluyor.


Başkalarına kızıyoruz, kendimiz yapıyoruz…


Her 3 Türk kullanıcıdan biri (yüzde 30) bazı halka açık alanlarda mobil cihazların kullanımıyla ilgili yasaklar getirilmesi gerektiğini düşünüyor. Bu düşünce yaş ilerledikçe daha da kuvvetleniyor. Mobil cihaz kullanımında görgü kurallarına uyulmaması Türk halkının yarıdan fazlasında (yüzde 56) gerginlik yaratıyor. Türk kullanıcıların yüzde 35’i mobil cihazların yemek masasında, yüzde 24’ü arkadaşlarla akşam eğlenirken, yüzde 16’sı ise yatakta kullanılmasını rahatsız edici buluyor.


Oysa araştırmaya göre Türk mobil cihaz kullanıcılarının en sık yaptığı davranışlar, başkalarıyla birlikteyken mesaj veya yazı yazmak (yüzde 56), mesaj veya yazı yazarken çevrede olup bitene veya sohbete karşı ilgiyi kaybetmek (yüzde 52), mobil cihazı yatak odasında kullanmak (yüzde 50). Bu sonuçlar Türk kullanıcıların başkalarında şikayetçi olduğu konuları kendilerinin yaptığını gösteriyor


Mobil cihaz kullanımının kuralları olmalı


Araştırmaya katılanların yüzde 61’i mobil cihaz kullanımına bazı kurallar getirilmesi gerektiğini savunuyor. Örneğin araştırmaya katılanlar yemek masasında akıllı telefon ya da dizüstü bilgisayarları görmeyi istemiyor. Şaka niyetine bir başkasının hesabından bir paylaşım yapmak, arkadaşların fotoğraflarını onların izni olmadan etiketlemek ya da onlar hakkında gereğinden fazla bilgi vermek, kullanıcıların en kızdıkları konuların başında geliyor. Araştırmaya katılan her 3 kullanıcıdan biri bu konulardan ciddi rahatsızlık duyduğunu ve mobil cihazların halka açık yerlerde yasaklanması gerektiğini söylüyor. Bu konuda Türk kullanıcılar yüzde 81 oranla başı çekiyor.


16 ülke genelinde kullanıcıların en fazla rahatsızlık duyduğu davranışlar, araç kullanırken mesaj yazmak ve klavye kullanmak (yüzde 67) ve halka açık alanlarda yüksek sesle telefonla konuşmak (yüzde 67). Türk halkının mobil cihazların kullanımıyla ilgili en önemli şikayeti halka açık alanlarda telefonda yüksek sesle konuşulması (yüzde 75). Bunu sırasıyla, araç kullanırken mesaj veya yazı yazmak (yüzde 69), rahatsız edici zil sesleri / halka açık alanlarda sesi çok fazla açmak (yüzde 67), mesaj veya yazı yazarken çevrede olup bitene veya sohbete karşı ilgiyi kaybetmek (yüzde 63), başkalarıyla birlikteyken mesaj veya yazı yazmak (yüzde 59) izliyor.