Merak etmiyor değiliz…

Başbakanlığı döneminde Tufan Erhürman bir açıklamasında gerekirse bet ofislerini kendi de denetleyeceğini söylemişti…

Sanırız bir kere bile girmişti içeriye, sonra gerisi gelmedi!

Zaten gelemezdi de…

Para babaları buna izin vermezdi vermediler de!

Ama bu konu belli ki soğutulmaya çalışılıyor…

Sayısını filan azaltmak da icraattan sayılmaz!

Konu halen ülkenin kanayan yarasıdır, bu illete karışanlar hızla batağa sürüklenmektedir…

Buradan devletin cebine giren para ne kadardır net bir açıklama yok!

Bu paranın nasıl kullanıldığı konusunda da kimse bir şey demedi…

Kafamdaki soru;

Gerçekten spor sahalarına mı gidiyor yoksa maaşlar mı ödeniyor!

Hükümet bunu kamuoyuna açıklamak zorundadır…

Burada bize göre tek sıkıntı bu işletmelerdeki çalışanlardır!

Kapatmayacaklar ama eğer kapanırsa onların hali ne olacaktır?

Ama çok daha önemlisi de gençler bu bataktan nasıl kurtulacaktır!

Konuya hassas olduğumuz için sürekli karıştırıyoruz…

Geçmişte defalarca örnekleriyle yazmışız!

Görüyoruz ki bulaşmayan neredeyse kimse yok, her kesimden her sektörden insanlarımız buna bazı polisler de dahil köşeye sıkışmış kalmış…

Konuyla ilgili bundan tam iki sene önce 12 Mart’ta yazdığımız bir yazı ilişti gözümüze!

Biraz da bu işi hafife alarak çomağı arı kovanına sokamayan yöneticilerimize ithaf ediyoruz;

“Geçtiğimiz hafta içinde bir bet salonu sahibi tanıdık bir sima gelmişti ofise… Şikayetçiydi, hem de bir polis memurundan! 15 bin TL kadar borç takmış kendisine… 10 bin TL’sini bir şekilde ödemiş ama 5 bin TL’lik borcu ödememek için epey direnç göstermiş…

Hatta ‘ver beni mahkemeye yıllarca sürün’ deme cesaretini bile göstermiş! İşletme sahibi de sadece bana değil diğer tanıdığı basın mensuplarını geçmiş ve durumu anlatmış! Durumu yüksey düzey polis yetkililerine ilettik, borcunu ödedi ve olay kapandı…

Bu örneği niçin verdim elbette anladınız… Çünkü şu anda gündemin tepesine oturan iki konu var, birisi gece kulüpleri diğeri de bet salonları. Kudret Özersay, ‘iktidar olunca bet salonlarını kapatacağız’ açıklaması yaptıktan sonra şu anda açıklama bombardımanı yaşanıyor! Hele de CTP Genel Başkanı Talat da ‘büyük geliri var’ şeklinde bir açıklamada bulununca tam bir memleket meselesi oldu…

İyi de oldu! Bu konu çok daha önceden tartışılmalı, masaya yatırılmalı ve gereken çok önceden yapılmalıydı… Çünkü uzaktan bakıldığında masum gibi görülen bet ofisleri aslında tam bir canavar!

Bet ofisleri konusu açılınca ben de hep hatırlatırım; Yıllar önce DP yine muhalefetteyken bir televizyon programında Serdar Denktaş, ‘iktidar olunca bet salonlarını kapatacağım’ demiş ama iktidar olunca kapatmamıştı!

Ya da kapatamamıştı… Belki oradan gelecek olan gelire alternatif kaynak bulamamış belki de ciddi baskılar yemiş ama sözünü tutamamıştı! Şu da bilinen bir gerçek ki bet salonları, gazinolar ve gece kulüpleri en çok para kazanılan yerler olduğu için siyasilere de ciddi kaynaklar sağlıyor ve böylelikle devletin bile üzerinde söz sahibi oluyorlardı…

Ama sonuç ortada;

Polis memurlarının bile bet batağına battıkları bir süreçten geçiyoruz… Ve yıkılan çok sayıda aile!

Bet ofisleri konusu gündeme gelince muhalefette bet salonlarına karşı olduklarını söyleyenler iktidar olunca hep şunu söyler ve kendilerini böyle savunurlar; “Bu sektörden büyük gelir elde ediyoruz ve bu para spora katkı olarak kullanılıyor…” Yılda kazanılan yaklaşık 40 milyon TL tutarında bir para! Gençler futbol karşlaşmalarını bir yana koyun, at­köpek yarışlarına yatırıyor paralarını, bu büyük bir bağımlılık yaratıyor ve onlara spor salonları, sahaları yapılıyormuş toplanan paralar ile!

Kimse kusura bakmasın…

Olmaz olsun böyle para!

Ülke gençleri ve burada okuyan yurt dışından gelen öğrenciler, önce ufak tefek başlıyorlar, sonra bağımlı oluyorlar ve Çin’de yapılan köpek yarışlarına bile bahis koyuyorlar! Okul harçlarını bile buralara yatıran, elindekini avucundakini burada tüketen ve sonra kendileri de tükenen çok sayıda insan var… Bir polis memuru bile bir bet salonuna 15 bin TL gibi ciddi bir rakam kaptırıyorsa ve aile düzeni alt üst oluyorsa buradan gelecek olan para ne olursa olsun aslında büyük tuzak olan bu mekanlar hiç gecikilmeden kapatılmalı ve insanların hayatını karartan bu düzen artık son bulmalıdır! Bu arada ‘resmi olmazsa yer altına iner’ diyenlere de kesinlikle katılmıyorum… Bu sadece kendi sorumluluğunu bilmeyip, topu kucaklarından atan bir zihniyettir!..”

MERAKLI KÖŞE?

KKTC bayrağı niye olsun?

Muhalefete bayılan bir toplumuz, işimiz gücümüz de bu zaten…

TC Cumhurbaşkanlığı’nın 29 Ekim dolasıyla paylaştığı teşekkür yazısı!

KKTC bayrağı niye orada yok diye iki gündür yayınlar yapılıyor…

Hem sağcısı hem de solcusu tarafından!

Hele de bayrağa inanmayanlar bunu eleştirince pek komik oluyor doğrusu…

Kimse şunu düşünmüyor aslında!

Paylaşımda teşekkür edilen ülkeler Türkiye’nin kuruluş gününü kutlamış olanlar…

Oysa 29 Ekim bizde milli bayram olarak kullanılıyor!

Diğer bayrakları olan ülkelerden çok ama çok farklı bir konumdayız…

Siz isterseniz yine de eleştirmeye devam edin deriz!

Coşku var mıydı gerçekten?

Gazete dünkü haber başlıkları genelde şöyleydi;

Türkiye Cumhuriyeti’nin 69 kuruluş yıldönümü KKTC’de de coşku ile kutlandı!

İyi de şu coşkuyu biz niye göremedik…

İki gündür okurlar ısrarla soruyor, askeri törenler artık niye yapılmıyor diye!

Oysa bu sorunun cevabı biz de değil bu ülkeyi yönetenlerdedir…

Türk insanı yıllardan beridir askeri geçit törenlerine alıştırıldı ki, olmayınca da haliyle coşku filan da olmuyor!

Devlet niye gazete satın almıyor?

Konuyu sürekli gündeme getirmeye çalışıyoruz…

Daha birkaç sene öncesine kadar devletin hemen tüm kurumları günlük satılan gazetelere abone olup yüksek miktarlarda satın alırlardı!

Bir süredir tasarruf tedbirleri bahanesiyle alınmamaya başlandı…

Şu anda sadece bakanlıklara birer set alıyor, dairelere büyük ihtimal talimat verildi alınmasın diye!

Oysa 5 TL deyip geçmemek gerek…

Devletin tüm kurumları gazeteleri yeniden satın almaya devam etse bu bile zorda olan gazetelere hayat öpücüğü olacak!

MESAJ KUTUSU

Sayın Kemal Deniz DANA, size bağlı olan kurumlardaki bazı müdür arkadaşların aldığınız kararları hiçe saydığı ve bu da yetmezmiş gibi itibarınızı zedeleyen laflar ettiğini duyduk. İpleri elinizden bir kaçırırsanız sizin makamın özelliği de kaybolur gider, bizden uyarması!

Sayın Ersin TATAR, bir çok konuda herkese aynı anda mavi boncuk dağıtma huyunuz sanki de elinizde patlayacak gibi geldi bize! Sizi yere göğe sığdıramayanlar nedense şimdi de yerden yere vurmaya başladılar. Bir yerlerde hata yapıyorsunuz ama onu da artık siz bulacaksınız!

Sayın Zekai TÖRE, Kuzey Kıbrıs Türk Kızılay’ının mali icraatlarını masaya yatırmak için 23 Kasım’da genel kurulun toplanacağını öğrendik. Bir çok hatalı ve yanlış icraatları içine aldığınız dosyanın içindekiler merak konusu oluyormuş!

Sayın Tümgeneral Sezai ÖZTÜRK, KKTC’de büyük korku yaratan cephanelik patlamasından sonra soruşturma sonuçları hayli merak edilmeye başlandı. Bu arada yeni cephanelik yapımı için de bir gelişme yaşanmadığı iddiaları yapılıyor, haberiniz olsun istedik!

Sayın Fikri ATAOĞLU, parti tabanı adaylığınıza güçlü bir destek verince çıkması muhtemel bazı partililerin de adaylıktan vazgeçtiği konuşuluyor. Bu arada küskün ve kırgın partililerin yuvaya dönmeye başladıkları da başlangıç için gayet olumlu bir gelişme değil mi!

Sayın Saffet BARUTÇU, Kalkınma Bankası Değişiklik Yasa Tasarısı geçince rahat bir nefes aldığınız ve artık size de müşavirlik yolunun açıldığını duyduk. Bu arada yeni atanması beklenen müdürün de ismi epey manidar değil mi? Hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Ali PİLLİ, geçen haftalardaki kanser ilaçları yayınından sonra bir adım atarak hastalara mesaj gönderip bir hafta içinde ilaçların geleceği sözü vermenize rağmen bunu bir türlü gerçekleştiremediniz. Yine şikayetler gelmeye başladı, haberiniz olsun istedik!

Sayın Suat GÜNSEL, Lefkoşa Türk Belediyesi’nin mahkeme kararıyla haciz kararına ara emri aldırmışsınız ama büyük ihtimalle yasalara göre ve kamu alacağı olduğu için olumsuz bir sonuç alacağınız iddia ediliyor.

Sayın Nilgün Ergün ELEDAĞ, “Ali Pilli ve çetesi” suçlaması bir hayli ağır kaçınca ve bunu da sosyal medyada yayınlayınca sizlerin de gördüğü gibi sonunda olanlar oldu. Hukuk mücadelenizde gazanız mübarek olsun artık…

Sayın Mahmut ÖZÇINAR, bir çok belediye başkanı yeni yıl gelmesin diye neredeyse hep birlikte duaya çıkacaklar. Belediyeler Birliği Başkanı olarak bakalım iki aylık sürede sorunları çözebilecek misiniz?