Hayır, sen bu halkı temsil etmiyorsun… Hayır, sen benim Cumhurbaşkanım değilsin! İstifa et ve git!

Sen, ABD-AB emperyalizmi, PKK terör örgütüne 30 bin tır dolusu silah, cephane, para gönderirken, 70 bin kişilik bir terör ordusu kurarken sesini çıkarmayacaksın…

Sen, terör örgütü, emperyalist güçlerden aldığı toplarla, füzelerle sivil yerleşim yerlerine 5 günde 650 saldırı yaparken, 21 sivili hunharca katlederken, bugüne dek 40 bin insanı alçakça öldürürken, Anavatanı bölmeye çalışırken sesini kısacaksın…

Sen, ABD-AB emperyalizminin korumasındaki terör örgütü, işgal ettiği Suriye topraklarında yaşayan Arapları, Türkmenleri, yandaş olmayan Kürtleri, Süryanileri, Alevileri katlederken, köylerinden, evlerinden kovarak etnik temizlik uygularken ve bölücü-ırkçı bir devlet kurarken bilmezden geleceksin…

Sen, emperyalizmin PKK terör örgütünü kullanarak Suriye’nin petrol havzalarını, su kaynaklarını işgal etmesine, yağmalamasına ve Akdeniz’e açılan ikinci bir İsrail devleti yaratmasına yönelik entrikalarına hiçbir tepki vermeyeceksin…

Ancak,

Anavatan Türkiye, kendisinin ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak, sınır güvenliğini sağlamak ve bir barış koridoru oluşturmak için harekete geçince “Durun, akan kandır, su değil, diyalogla sorunu çözün, savaşmayın, barış yapın…” diyeceksin…

Peki bugüne kadar terör örgütünün katlettiği 40 bin insanın, sadece son 5 günde katlettiği 21 sivilin döktüğü kan değil de su muydu ki hiç sesin çıkmadı?

Hangi savaştan söz ediyorsun?

Türkiye’nin savaştığı bir devlet mi var?

Sırf, PKK sevicisi 3-5 işbirlikçinin oyunu alacaksın diye, Türkiye’nin yaptığının terör örgütünü ezmeye yönelik bir terör operasyonu olduğunu, bir savaş olmadığını dahi göz ardı edeceksin…

Ve, Türkiye’ye, terör örgütü ile masaya oturup görüşmeyi, diyalog kurmayı tavsiye edeceksin…

Yetinmeyecek, Rum-Yunan ikilisinin müttefiki eli kanlı diktatör Sisi ile görüşmesi için akıl vereceksin…

Sırf Türkiye ve KKTC düşmanı, Rum sevici, işbirlikçi Afrika gazetesinin manşetine çıkmak için Türkiye Cumhuriyeti’ne ayar vermeye kalkacaksın…

Bununla da yetinmeyecek 1974 Barış Harekatı’na bile dil uzatacaksın…

Anavatanın “barış harekatı” demesine karşın, kan döktüğünü söyleyeceksin…

Kan dökülmeseydi, Kıbrıs Türk Halkı mutlak bir soykırımdan nasıl kurtulacaktı, ENOSİS nasıl önlenecekti?

11 yıl adanın yüzde 3’ünde insanlık dışı bir kuşatma altında tutulan Kıbrıs Türk Halkı, Kuzey’deki kurtarılmış bölgeye nasıl alınacaktı?

Bugün işgal ettiğin o makam, cumhurbaşkanı olarak sefasını sürdüğün, güvenlik şemsiyesi altında yaşadığın, maaşını aldığın bu devlet nasıl kurulacaktı?

Afrin Harekatı’nda “Türkiye’nin terör örgütüyle mücadele etmesi, sınır güvenliğini sağlaması, toprak bütünlüğünü koruması hakkıdır” diyen sen değil miydin?

1 yılda ne değişti ki şimdi tam tersini söylüyorsun?

Tasada ve kıvançta bir olduğumuz, her zor anımızda yanımızda olan, kahrımızı çeken, bizi mutlak bir soykırımdan kurtaran, güvenliğimizi sağlayan Anavatana ve ordumuza olan sevgimizi, gönülden bağlılığımızı yansıtmıyorsun…

Halkımızın gerçek duygularını ifade etmiyorsun.

Oy hesaplarıyla, ideolojik yaklaşımlarla Anavatan ile KKTC’nin arasını açmaya, iç çatışma yaratmaya, Halkı kutuplaştırmaya ve bundan oy devşirerek inanmadığın bu devletin başına yeniden gelmeye çalışıyorsun!

Hayır, sen bu halkı temsil etmiyorsun…

Hayır, sen benim Cumhurbaşkanım değilsin!