Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr.Kenan Arifoğlu’nu ülke sağlık sisteminin açı gerçeklerini geçtiğimiz aylarda yüzümüze vurmuştu…

Ne demişti Arifoğlu;

“Ne yediğimizi ne içtiğimizi bile bilmiyoruz…”

Bir hekim söylüyor bunu!

Hem de hekimlerin başı…

Yıllardır bu ülkede insanlara sağlık hizmeti veren bir kişi!

Hepimiz bir tencerenin içindeyiz, yediğimiz bir, içtiğimiz bir ama…

Ne olduğunu ilmiyoruz işte!

Bedava yaşıyoruz yani…

Sonumuzun ne olacağını bilmeden!

Kimin hangi hastalığın piyango gibi vuracağını kestiremeden…

Ta ki istenen kan tahlillerinden sonra ortaya çıkan acı gerçekle yüzleşene kadar!

Şunu belirtmeyi unutmayalım;

Sağlıkta yönetime gelen kim olursa olsun…

Hiç birinin de iyi niyetinden kuşkumuz yoktur!

Zaten kim bu işin patronu olunda sağlık gibi hayati bir konuda kötü niyet gösterir ki…

Ama olmuyor işte!

Beceremiyoruz…

Ya da yeteri kadar üzerine gitmiyoruz bu işin!

Ama bildiğimiz tek kesin şey var;

Sağlık konusu ciddi bir devlet politikası haline getirilmezse dün de ağladık, bugün de ağlıyoruz, yarın da ağlamaya devam edeceğiz!

Sağlık kurumsallaşamazsa, her gelen bir diğerininkini bozup kendi sistemini yaratmaya çalışırsa buna bir de kaynak yetersizlikleri eklenirse sağlıkta başarı nasıl yakalanır ki?

Sağlıktaki kötü gidişat ne yazık ki vatandaşın kötü kaderi olarak benimsenmeye başlamıştır…

Giden sistem yok diyor, gelen de sistemsizlikten yakınıyor!

Sistem nedir ki Allah aşkına?

Uzaydan insanlar mı gelecek sağlıkta bize yeni bir sistem kuracak!

Arifoğlu’nun da dediği gibi bizde eksik olan eylem planı…

Plan yoksa zaten sistem de yok!

Sistem yoksa yıkılmaya yüz tutmuş hastane binaları, araç gereç eksiklikleri ve çalışan sorunları var…

Ülke dışına hasta göndermek özel hastaneleri ödemeyi biliyoruz ama!

Kendi sağlık sistemini yeniden kurup başkasına minnet etmemeyi daha öğrenemedik…

Kim bilir belki de bu konularda kafa patlatmak mı acaba işimize gelmiyor!

Sevgili okurlar…

Eğer büyük hassasiyeti olan sağlık gibi bir konuda devlet politikası belirlenmemişse ve hele de kanser gibi hastalıklarda bile önlem almayı beceremiyorsak bundan sonra yapacak tek bir şey kalmaktadır…

O da sağlığı tamamen özelleştirmek!

İşi bilenlere vermek…

Bunun adına ister özelleştirme isterseniz özerkleştirme deyin bu kararın alınması artık elzemdir!

Bu ülkede hastaların hakları vardır!

Yasası bile daha geçirilmemiştir…

Hekim ve hemşirelerin tüm sağlık çalışanların da hakları vardır!

Biz yıllardır bunları tartışıyoruz ama bir türlü çözül üretemiyoruz…

Yurt dışında 5 yıldızlı gibi özel hastanelere gidince de oralara imreniyor, kendimiz için de hayıflanıyoruz!

İyi de nereye kadar bu işkence?

Sağlık çocuk oyuncağı değil ki boş ver deyip geçelim!

Sözün özü;

Hala sistemsizlikten bahsedip eylem planları değil de diz dövmeye devam edeceğimize…

Bu işi bilenlere bırakalım!

MERAKLI KÖŞE?

Tiyatronun içeriğinde ne vardı?

Ülke gündemi tamamen değişti…

Kim bilir belki de kasıtlı olarak!

Tartışmanın özünde hakaret içeriği var…

Yaşar Ersoy’un oyununda hakaret var mı yok mu?

Suçlamalar çok büyük…

Her zaman olduğu gibi ne yazık ki Ankara’ya da çeşitli suçlamalar yapılıyor!

Sanki de bu işte parmağı varmış gibi…

İşleri güçleri yok bunlarla mı uğraşacaklar!

Sanki de sanat değil de siyaset ön planda tutuluyor…

Karpuz gibi ikiye bölünme durumları!

Aslında tartışmalar hep varsayımlar üzerine yapılıyor…

Çünkü birçoğu içeriği bile bilmeden yorum yapıyor!

İçerik yok…

Sağlıklı bir yorum hiç yok!

Bilgi olmayınca yorumların ne değeri var ki?

Birbirimizi kırıp, ülke iç barışına darbe vurmaktan başka!

Bina sorunu ayıp değil mi?

Devlet Tiyatroları binası tam 20 sene önce yandı kül oldu…

Bunu tartışan kimse yok!

Makam var, oyuncular var ama ortada sahne yok…

10 hükümet geçmiş aradan!

Sağı da solu da iktidar olmuş…

Bakanlar da öyle!

Ama bir Allahın kulu bile çıkıp yeni bir bina yapılması için parmağını kıpırdatmamış…

20 sene önce vatandaştan para toplasalar şimdiye kadar bina çoktan yapılır, devletin sanatçıları yine devletin sahnesinde oynarlardı!

Bunları konuşan, irdeleyen yok…

Ama içeriğini bile bilmediğimiz bir oyunda öyle tartışmalar yaşanıyor ki!

Hak getire…

Ciklos soruşturması ne oldu?

Soruşturma özürlü memleketiz vesselam…

Ciklos’ta o kara gecede 4 gencimiz yitip gitti hayatlarının baharında!

Soruşturma açıldı…

Herkes konuştu, yorum yaptı, birbirini suçladı!

Doğrunun ne olduğunu bir türlü öğrenemedik…

Bu gidişle de öğrenemeyeceğiz gibi geliyor bize!

Dedik ya soruşturma özürlü bir toplum olduk çıktık…

Arkada ocağına ateş düşen 4 acılı aile!

Ve hayatının baharında toprak olan 4 tane gencimiz…

Suçlu her zamanki gibi ortada yok!

MESAJ KUTUSU

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, çok tartışılan tiyatro oyununun sizin bakanlık döneminde de önünüze geldiği reddedildiği yönünde söylentiler yapılmaya başlandı. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından detaylı bir açıklama yapmakta yarar görüyoruz…

Sayın Yaşar ERSOY, sansür iddialarınızda haklı olsanız bile ülke insanını bu kadar birbirine düşürecek ağır bir açıklama yılların ustasına pek yakışmadı! Oysa bu ülkenin sizin gibi akil ve toparlayıcı insanlara çok ihtiyacı olan bir dönemden geçiyoruz…

Sayın Akile BÜKE, YÖDAK’ın resmi web sitesi hafta sonu çökertilmiş ve kurum olarak çok zorda kalmışsınız. Bu sıralar güvenliği arttırmakta yarar var değil mi? Bu arada kuruma ücretsiz gönderilen gazetelere karşı çıkmanızın da sebebini bir türlü çözemedik gitti!

Sayın Fuat AZİMLİ, Kurban Bayramı tatilinde çoğu tarihi eserlerin turizme kapatıldığını ve bunda da personel sıkıntısı olduğunu öğrendik. Bu tür sıkıntılara köklü çözüm üretmek de sizin sorumluluğunuz altında değil mi?

Sayın Erdinç AKGÜR, tiyatro oyununun iptali konusunda gerekçelerinizi açıkça belirtseydiniz kuşkusuz ki tartışmalar da daha sağlıklı olacaktı. Bu arada artık sosyal medyadaki profil resminizde hala parti ambleminin olması da hayli manidar değil mi? Rozeti çekmeceye koymanız öneriliyor!

Sayın Ahmet DARGIN, Gönyeli’de elektrik kesintilerinden dolayı vatandaşın yanan cihazları konusunda duyarlılık gösterip hiç gecikmeden açıklama yapmanız bölge insanı arasında memnuniyetle karşılandı. Hassasiyetinizden dolayı tebrik ederiz…

Sayın Reşat AKAR, Cumhurbaşkanlığı adayları arasında önemli bir yerde olduğunuza göre adaylık konusunda bir karara vardınız mı? Yoksa sadece bir nabız yoklama ve genel seçimlere hazırlık durumları mı söz konusu?

Sayın Turgay AVCI, DAÜ rektörlüğü için UBP içinde büyük tartışma yaşandığı ve çok yakında tartışmaların parti dışına sıçrayacağını biliyor muydunuz? Bu arada başkan da tam destek sizin yanınızda bilmenizde fayda var!

Sayın Sibel TATAR, YÖDAK’a kiraladığınız binanın tavanlarında bir çökme oldu diye duyduk. Çalışanlar mağdur olmuş bir an gönce gerekli tamiratın yapılmasını bekliyorlar. Yağışlı havalar gelmeden gündeme almakta yarar görüyoruz…

Sayın Kemal OMAĞ, Arap sermayesini ülkemiz piyasasına çekmek için yaptığınız girişimler ülkede büyük ses getirdi. Arap işadamlarını ve Türk Arap İşbirliği Derneğini ülkemizde misafir ederek Ülkemizin kalkınmasına katkı sağlamanız umarız başta devlet yetkilileri olmak üzere sivil toplum örgütleriyle işadamlarına da örnek olur. Başarılı girişimlerinizin devamını bekliyoruz.

Sayın Mehmet SOYER, hukuk camiasındaki başarılı çalışmalarınızdan sonra kiralık araba işiyle girdiğiniz turizm sektöründeki başarılı çalışmalarınız dikkat çekiyor. Kısa zamanda bu sektörde büyüme hedefinize adım adım yaklaştığınız özellikle aileniz tarafından gururla izleniyor.