Yıllardır, pişirilip pişirilip gündeme taşınan ve üzerinde bir türlü de uzlaşılamayan konulardan biri, Başkanlık sistemi.

Yıllar önce ilk kez, Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Raif Denktaş tarafından gündeme getirildi.

Başkanlık sistemini gündeme getirdiği için o günlerde Rahmetli Denktaş’ı pişman edenler, yıllar sonra Başkanlık sisteminin aslında ne kadar doğru olduğunu savunmaya başlayarak yeniden konuyu gündeme taşıdılar.

Kaderin cilvesi midir bilinmez, tarihler 2007’yi gösterirken , dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş, katıldıkları bir panelde, Başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini bu kez birlikte savundular.

Başkanlık sistemi, “yedi kocalı Hürmüz” misali, yıllar geçtikçe kapıdan kapıya, ağızdan ağıza dolaşıp durdu.

Bugünlerde ülke gündeminin tam da ortasına erken seçim tartışmaları ile birlikte yine oturdu.

Başkanlık sisteminin tüm yönleri ile masaya yatırılması gerektiği, hatta Başkanlık sistemine geçilmesi gerektiği noktasında toplum içerisinde güçlü bir konsensüs  olmasına rağmen, Kıbrıs Türk halkı soruyor, tüm haklılığı ile..

Erken seçim neyi değiştirecek?

Başkanlık sistemine geçilse ne fark edecek?

Ve sorguluyor Kıbrıs Türk’ü, “insan, Devlet içindir” anlayışı ile üretmeyen Kıbrıs Türk siyaseti ve aktörleri,  “Devlet, insan içindir” ilkesini benimsemekte direnç gösterir, daha açık bir ifade ile bürokratik statükonun temel taşı olan Devleti yönetme anlayışlarından vazgeçmezlerse, Başkanlık sistemine geçiş neyi değiştirecek?

Erken seçim olsa, ne değişecek?

Başkanlık sistemine geçmenin doğru olacağı noktasında da birleşiyor sokağın nabzı ve sesi.

Ancak inanmıyor ve güvenmiyor, meclisteki değişmeyen yüzlere, Kıbrıs Türkü.

Ve hal böyle iken, kuşku ile bakıyor Kıbrıs Türkü, başkanlık sistemine geçilmesine.

Sandığa gitme oranlarının da her seçim biraz daha gerilemesini, sorgulamıyor seçilmişler.

Anlamak istemiyorlar, halkın mesajını.

Ve de inandırıcı olmuyorlar, erken seçim gölgesinde gündeme taşıdıkları Başkanlık sistemi tartışmalarında.

Önce, “İnsan, Devlet içindir” yanlışından döndüklerini,  “Devlet, insan içindir” ilkesi ile siyaset yapacaklarına Kıbrıs Türk halkını inandırmaları gerekmekte.

Sonra da Başkanlık sistemine geçişi tüm yönleri ile masaya yatırmalı, bugün KKTC Meclisinde olan tüm seçilmişler.

Ve dünün seçilmişlerinden bugünün seçilmişlerine bir miras, Başkanlık sistemi tartışmaları.

Ve bugünün seçilmişlerinin de, yarının seçilmişlerine devredemeyecekleri bir nokta da artık Başkanlık sistemi tartışmaları.

Ancak bugünün siyasetçileri daha açık bir ifade ile KKTC Meclisindeki 50 kişinin yapması gereken çok daha önemli bir görevleri var, erken seçim ve Başkanlık sistemi tartışmalarından önce.

Devletin insan için, insanı yaşatmak için olduğunu, kamu yararına icraat ve toplum faydasına hizmet için Meclis koltuklarında oturduklarına, Kıbrıs Türkünü inandırmaları zor da olsa, bugünün olmazsa olmazı.

Hükümetçilik oyunlarına da son vererek, Başkanlık sistemine geçişi tartışmalı, bugünün seçilmişleri.

Devlet için, halk için, Kıbrıs Türkü’nün geleceği için.

Aksi halde, erken seçim olsa, Başkanlık sistemi gelse ne olacak?

Rahmetli Ciğerci Ahmet’in dediği gibi “fasulyanın yahnisi, gelen giden aynisi” olduktan ve bu kafalar değişmedikten sonra.