UBP-YDP-DP Hükümeti kurulmadan çok önceleri 3’lü koalisyon konuşulmaya başlanmıştı.

Kritik Cumhurbaşkanlığı öncesinde de seçime yönelik stratejilerin öznelerinden biri olduğu da siyasi kulislerde hep konuşuldu.

Ve sonrasında ise tüm tartışmalar, komplo teorileri ve siyasi dedikodular bir yana kurularak göreve geldi, UBP-YDP-DP Hükümeti.

Göreve geldi ancak göreve başlayamadı, 3’lü koalisyon Hükümeti.

Devletin artık Devlet gibi yönetilmesi için bir umut ve yeni bir başlangıç olarak heyecan yaratan Ersan Saner Hükümeti, geçen kısa sürede belirsizliklerin gölgesinde yoluna devam etmeye çalışıyor.

Ve Başbakan Ersan Saner bilmeli ki böylesi belirsizliklerin sonucu Hükümet üzerinde kara bulutların dolaşmaya başlamasından başka bir şey değil.

Ve böylesi bir durum ise tüm hesaplarını olası bir erken seçime göre yapan muhalefet partilerinin ekmeğine yağ ve bal sürmekten başka bir sonuca da hizmet etmez.

Umut olan en azından Devletine sahip çıkan sağ parti seçmeni üzerinde bir umut olan UBP-YDP-DP Hükümetinin ilk günkü heyecanını, motivasyonunu ve enerjisini kaybetmemesi gerek.

Bakanlıkların bürokrat atamalarının gecikmesinin olası sonuçlarını düşünmek zorunda, Başbakan Ersan Saner.

Başbakan Ersan Saner, kabine üyelerinin yapılamayan bürokrat atamalarından dolayı icraatlara başlayamamasının neden olduğu vakit ve enerji kaybının da olası sonuçlarını değerlendirmek zorunda.

Yönetim kurullarına bile atamaların yapılmaması düşündürücü olmakla birlikte tüm yaşananlar akla, Hükümet içerisinde yetki karmaşası var mı sorusunu getirmekte.

Bir şeylerin yolunda gitmediğinin belki de habercisi bürokrat ve yönetim kurulları üyelik atamaların henüz yapılmaması.

Şeytanın avukatlığını yapmamakla birlikte atamalarda yaşanan gecikmenin bir krize dönmesi veya dönüştürülmesi, Ersan Saner Hükümetinin en son istediği şey olmalı.

UBP-YDP-DP Hükümeti üzerindeki atamaların belirsizliği ile oluşmaya başlayan sis perdesinin bir an önce krize dönmeden dağılması elzem.

Ve tıpkı muhalefetin hesapları gibi 3’lü koalisyon Hükümetinin aktörleri de motivasyonlarını ve hesaplarını olası bir erken seçim üzerine yapmışsa eğer Ersan Saner Hükümetinden hizmet ve icraat beklemek hayalden öte bir şey değil.

Ve eğer hesaplar olası erken seçim üzerine kurulmuşsa atamalardaki belirsizliğin nedenlerinden biri ve belki de en güçlüsünün ne olduğu da böylece ortaya çıkmış olur.

Ancak Başbakan Ersan Saner ve kabine üyeleri unutmamalı ki, Kıbrıs Türk’ünün tek istediği hizmet ve icraat ile birlikte ekonomik ve toplumsal sorunlara kalıcı çözümler ile yeni bir gelecek kurulması.

Kıbrıs Türk’ü artık Devletin Devlet gibi yönetilmesini istiyor.

Ve krizler üzerinden erken seçimlerin meşrulaştırılarak “eylemsizlik ve bahaneler” dönemlerinin artık geride kalmasını istiyor, Kıbrıs Türkü.

Ve gün geçtikçe de siyaset kurumuna güveni azalmaya devam ediyor, Kıbrıs Türkünün.

UBP-YDP-DP Hükümetinin de tıpkı muhalefet gibi olası bir erken seçime endeksli bir iktidar oyunu içerisinde olma ihtimali ise yeni bir zaman kaybı ile birlikte Kıbrıs Türkünün Devletine karşı güvenin daha fazla azalmasından başka bir sonuca hizmet etmez.

 Ve KIBRIS MANŞET olarak soruyoruz ;

Başbakan Ersan Saner neyi bekliyor?