Bu gün ülkemizde de artış gösteren ve üzerinde ağırlıklı olarak çalışmaları yapılan ciddi bir soruna değinmek istiyorum.

Bağımlılık; bir maddenin ruhsal, fiziksel ya da sosyal sorunlara yol açmasına rağmen, alımına devam edilmesi, bırakma isteğine karşılık bırakılamaması ve maddeyi alma isteğinin durdurulamamasıdır.

Bağımlılık kronik bir beyin hastalığıdır, tanımı ile konuya girecek olursak özellikle gençlerimizi bu gibi hastalıklardan korumak asli görevlerimiz arasında olmalıdır.

Öncelikli olarak kimselerin böyle bir tuzak içine düşmemesi ise çocuğu olan her ailenin dikkatli davranması ayrıca örnek olması gerekendir.

Bu hastalığın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu unutmamak gerek. Bu hastalığın gelişmesi ve ilerlemesinde birçok biyolojik ve çevresel etmenler rol oynamaktadır.

Ancak bağımlılık bir sürecin sonunda gelişen bir olgudur. Bağımlılık nedir? Zarar verici sonuçlar doğurmasına karşın, zorlantılı bir şekilde madde arama ve kullanma ile karakterize süreğen ve tekrarlayıcı bir beyin hastalığıdır.

Bu hastalığa zarar verici davranışlar da eşlik etmektedir. Bağımlılık gelişene kadar kişi bazı evrelerden geçer. Önce denemek amaçlı kullanım, daha sonra sosyal kullanım ve bu aşamadan sonra kötüye kullanım ve bağımlılık ortaya çıkmaktadır.

Bağımlılık yapıcı maddeler şöyle sıralanabilir örnek verecek olursak tütünden başlayıp her türlü alkollü içeceklerden tutun uyuşturucu adı ile bilenler dahil bazı yeşil reçeteli ilaçların bağlılığı insan vücudunu kollayan olmaktadır.

Görüldüğü gibi uyuşturucu kapsamı içinde yer alan maddeler bedene girdiklerinde ruhsal, davranışsal ve bedensel değişikliklere neden olup bağımlılık yapabilen kimyasal maddelerdir.

Uyusturucu sözünün kendisinden de anlaşıldığı üzere, kişiyi uyuşturan, hareketsiz kılan, kontrolünü kaybettiren maddeler akla gelmektedir.

Belirttiğim gibi genelde arkadaş ortamlarında bir defadan birşey olmaz diyerek deneme amaçlı başlıyor.

Bir defadan birşey olmaz demeyin gerçekten herşey orda başlıyor. Bir kişi birkaç kullanımdan sonra bağımlılık belirtileri göstermezken, başka bir kişi bağımlılık belirtileri gösterebilmektedir.

Kişilerde nasil bir tepki vereceğini önceden kestirmenin bir ihtimali yoktur. Ülkemizde gençlerimizi tehdit eden çok önemli bir konudur.

Her gün gazetelerde bu tür haberlere rastlıyoruz. Bu konuda hepimize sorumluluklar düşüyor.

Çocuklarımızın arkadaş ortamları, gittikleri yerlerin önemi kadar bizim çocuklarımıza yaklaşım şeklimiz de çok önemlidir. Onların bu tür bir hataya düştüğünde bize açılmasını sağlamalıyız ki onlara yardımcı olabilelim.

Bağımlılık denince aklımıza genelde madde, alkol ve nikotin bağımlılığı geliyor fakat bu bağımlılıklar yanında, kumar bağımlılığı, bilgisayar ve internet bağımlılığı, cinsel bağımlık ve iş bağımlılığıdır.

Bağımlılığın tedavi edilebilir olması sevindiricidir. Ülkemizde Başbakanlığa bağlı çok güzel çalışan KKTC Başbakanlık Uyuşturucu ile Mücadele Komisyonu ve bağımlıların yatılı tedavi görebilecekleri devlet imkanları ve özel bir klinik de psikologlar, psikiyatrisler ve bağımlılık terapistleri adamızda bu amaçla var olan insan kaynaklarıdır.

Böylesine birimlerden destek almak,bilimsel verilere dayalı tedavi şekli ile iyileşebilen çok sayıda birey vardır. Yeter ki hastada tedavi için istek olsun.Böylesine konularda ailelerin konuya bakış açısı hiç bir zaman sinirli yaklaşımla olmasın.

Unutmayın herşeyin aşırısı zaradır. Bazen sevginin bile tutkusu kara sevda olur. O zaman her şey dozunda, kararında olmalı ve huzur ile sağlıklı bir yaşam sağlanmalıdır...