Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Bizim mesleği icra edenler de ara sıra aynaya bakmalıdır…

Yanlış ve eksik yanlarımızı ortaya çıkarmak için!

Her gün kalem sallıyoruz ya…

Gerekli konulara yeteri kadar yer veriyoruz mu diye!

Hele de sosyal konularda…

Örneğin engelli kardeşlerimizin durumu hakkında…

Bu konuda elimiz ayağımız tutuyor diye böbürlenmemek gerek!

Ama empati yapabiliriz…

Kendimize onların yerine koyarak!

Onlara ne kadar ilgi gösteriyoruz?

Kesinlikle yeterli değildir…

Onların yaşadıklarını yaşamıyoruz çünkü!

Şahsen kendi adımıza da onlarla ilgilendiğimizi yeteri kadar bulmuyoruz…

Zaten yazsak çizsek de çözümün asıl kaynağı devletin birimleri!

Günü geldi mi bolca fotoğraf çektiriyorlar, nutuk sallıyorlar…

Ses var da görüntü yok!

Yaklaşık 6 sene kadar önce biz yazımıza ulaştık…

Tam da zamanıdır diye buradan paylaşmak ihtiyacı hissettik!

“Önce okuyuculara bir soralım;

Dünya Engelliler Günü ne zaman kutlanıyor bilen var mı?

Çok duyarlı okuyucuları bir yana koyuyorum ama eminim ki yarısından fazlası bilmiyordur!

Ya da ailesinde engelli olanlar dışında belki de bu tarih kimse için çok fazla önemli değildir…

Ama adım gibi eminim ki;

Meclis’teki 50 milletvekiline bu soruyu yöneltsek belki 10 tanesi bu tarihi anımsar, diğerleri de böyle bir günün olduğunu bilir ama tarihi hatırlayamaz!

Üzülerek ifade ediyorum çünkü bizde engelli demek sadece seçim öncelerinde hatırlanan ve onlara ait Dünya Engelliler Günü’nde siyasi rant uğruna poz poz resimler çekilip vaatlerde bulunmak demektir!

Bir sene önceki Engelliler Günü basın bildirisi arşivden çıkarılır tarihi değiştirilir ve sanki de yeni yazılmış bir basın bildirisi gibi medyaya servis edilir!

Onlar için önemli olan günü kurtarmaktır, engelli insanlarımız üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışmaktır…

Ne yazık ki biz basın mensupları da bu konuda üzerimize düşen görevi yeteri kadar yapmayız!

İlla ki birisi bizi dürtecek ve biz de kalem sallayacağız…

Bu da bizim ayıbımızdır en azından kendi adıma özür dilerim!

Oysa evlerinde oturan binlerce kardeşimiz siyasilerden ümidi kesince bizim yazacağımız birkaç kelime ile umutlanmak isterler!

Belki siyasilerden umudu kesmişlerdir ama onları harekete geçirmek için her zaman basın mensuplarının yapabileceği bir şeyler vardır!

Şu anda ben de o ruh hali içindeyim ve ister inanın ister inanmayın bir engelli kardeşimizden gelen mesaj üzerine bu yazıyı kaleme aldığım için içim biraz buruk, kendime de kızgınım…

Bu ülkede bir çok resmi daire, belediye ve özel işyeri engelliler düşünülerek yapılmaz!

Yollar onlar için tehlikeli tuzaklarla doludur, can güvenlikleri genelde yoktur…

Sosyal aktiviteler yok denecek kadar azdır, çoğu zaman kimse kapılarını çalmaz, dert dinlemez, kaderlerine terk edilmiştir!

Ailelerinin mali durumu iyi olanlar daha şanslıdır ama iyi olmayanlar hiç de adil olmayan bir yaşam kavgasının pençesinde çaresizlikler içinde yaşarlar!

Bu ülkenin bazı yasa ile belirlenmiş kuralları olduğu halde bu uygulanmaz…

Ne acıdır ki devlete yapılması gereken istihdamlarda bile parti rozeti önemlidir, siyaset ön plandadır…

Ve ne yazıktır ki bu ülkede son 8 yıl içinde partizanca binlerce kişi istihdam edilirken yasa olduğu halde engelli insanlarımız dışlanmış, tek bir kişi bile istihdam edilmemiştir!

İşte bu konuda isyan noktasına gelen engelli bir genç okuyucumun sitem dolu mesajı;

“Merhaba Levent bey,

Sizden engelli istihdamıyla ilgili konuda yardım isteyecektim..

Çalışma Bakanımız daha önce çıktığı TV programlarında birçok kez 2015 yılı içerisinde kısıtlı da olsa kamuya engelli istihdamı yapılacağını söylemişti hatta Mayıs’taki Engelliler Haftası’nda engelli derneklerine de söz vermişti alınması için.

Temmuz’da hükümetin yeni kurulduğu zaman yine TV yayınına çıkmıştı ve kendisine kısa ve net bir soru sormuştum;

Kamuya engelli istihdamı Bakanlar Kurulu’nun gündemine ne zaman gelecek?

Kendisi bu konunun Bakanlar Kurulu’nun ilk sıralarında yer aldığını ve kısa süre içerisinde gündeme geleceğini belirtmişti…

Ayrıca 1 ay önce bakanlığa da bu konuyla ilgili e-mail yollamıştım, aldığım cevap şuydu; ‘2015 yılı bütçe imkanları dahilinde istihdam yapılması için Bakanlığımızda çalışmalar devam etmektedir…”

Bugün Bakanlığın özel istihdam bürosunu aradım onları sordum ‘yoktur öyle bir şey’ dediler! Ben de ‘bakan söz vermişti’ dedim…

O da ‘ne bakanı, hep söz verirler ama hiçbir şey yaptıkları yoktur yani kısaca ortada böyle çalışma yoktur’ dedi!

Çok sinirlendim ben de, bakan beyin engellilerle ilgili hassas bir konuda nasıl yalan söyler anlamış değilim..

Bu konuyu kamuoyuna yansıtıp bakan beyle görüşebilirseniz cevabı bana da aktarabilir misiniz…”

Sevgili okuyucu;

Engelliler konusunda ne yazık ki içinde bulunduğumuz durum budur!

Öncelikle engelliler için getirilen yasalar uygulanmamaktadır…

Sonra da verilen sözler tutulmayıp engelli insanlarımızın büyük bir kısmı kendi kaderlerine terk edilmiştir!

Bin engelli gencimiz bakanın istihdamlar konusundaki sözünü unutmamış ve bakanlığın ilgili birimine bu konuda bir soru yöneltmiştir!

Aldı cevap ta;

“Yok öyle bir şey” olmuştur!

Şimdi merak ve dört gözle ilgili birimlerden bu engelli gencimizin sorusuna yanıt bekliyoruz…”

(NOT: Yoğun bir iş ortamından biraz olsun çıkıp nefes alabilmek için yazılarımıza bir hafta kadar ara veriyoruz. Şimdi aile ile daha fazla zaman geçirme biraz da tatil sırasıdır. Önümüzdeki Pazar günü 7 Haziran’da yine buralarda olacağız. L.Ö.)

….

MESAJ KUTUSU

Sayın Hasan ESENDAĞLI, başta Cratos davası olmak üzere daha bir çok konuda dün sabahın erken saatlerinden itibaren ihbar niteliğindeki mesajlar elden ele dolaşmaya başladı. Yargıyı da yakından ilgilendiren bu konuda hiç gecikmeden detaylı bir açıklama yapmanız yargısız infaz yapılmasın diye şart olmuştur!

Sayın Erhan ARIKLI, Limanlar Dairesi Müdürünün görevden alınma yazısının yazıldığı konusunda merak dolu mesajlar geliyor. Bu arada kendisini yaşanan yasal olmayan durumları açığa çıkardığı iddiaları da yapılıyor. Eğer başka bir sebep varsa da açıklamanız yerinde olacaktır!

Sayın Narin Ferdi ŞEFİK, yargı ve bazı meslektaşlarınız hakkındaki söylentileri duydunuz mu bilemeyiz ama yapılan iddialar eğer doğruysa işte o zaman yandığımız gündür. Eğer size gönderilmediyse gün içinde bir telefonunuz yeterlidir, bunu amme hizmeti olarak kabul ederiz…

Sayın İsmail ARTER, yerel seçimler için yapılan son üç ankette de açık ara önde olduğunuzu duyduk. Bu arada bağımsız mı yoksa bir partiden mi aday olacağınız tartışılmaya başlandı. Daha bir yıl var ama şimdiden karar vermek gerekir ki saflar da belirlensin değil mi?

Sayın Hasibe KUSETOĞLU, Çevre Dairesi Müdürü olarak bu soralar Salamis sahillerini mercek altına almakta yarar görüyoruz zira buradan yüzlerce kamyon deniz kumunun alındığı yönünde bölge halkından ciddi ihbarlar yapılmaya başlandı.

Sayın Oğuzhan HASİPOĞLU, ara seçimlerin yapılmayacağını kesin bir dille açıkladıktan sonra şimdi de hukuk çevrelerinden bunun yasal olup olmadığı konusunda mesajlarınız gelmeye başladı. Bunun mutlak hukuksal bir açıklaması olmalıdır değil mi?

Sayın Derviş EROĞLU, yarım asırdan fazla olan siyasi tecrübelerinizi kitaplaştırdığınızı ancak yayına sokmak için tereddüt ettiğinizi öğrendik. Belli ki kitap yayımlanırsa birilerinin başı epey ağrıyacak. Verdiğiniz bu kadar emek şimdi boşuna mı gedecek yani!

Sayın Dursun OĞUZ, hadi geçmiş olsun bu ay da borçlanarak da olsa maaşların ödenme sorununu atlattınız, kabus da bitti. Önümüzdeki ayın maaşlarını düşünmeden kısa bir tatil de olsa kaçamak yapın ki Haziran sonrasına doğru moral motivasyon toplayasınız…

Sayın Gürsel UZUN, siyaset ve iş adamlığı yeterli olmasa gerek ki şimdi de medya patronluğuna soyunduğunuzu öğrendik. Siz kesinlikle yazılı basını da geçer özellikle siyasette fırtınalar estirirsiniz. Denemeye değer doğrusu!

Sayın Serdar CANALTAY, en verimli döneminizde emekli olunca vakit bolluğundan yemek yapımı ve torun bakımı sizin üstünüze kaldı diye duyduk. Özellikle yemeklerden tadanlar aynı zamanda parmaklarını da yiyormuş doğru mu? Umarız evde temizlik işleri de sizin üstünüze kalmamıştır…