Av. Murat Hakkı avukatlığını yapmalı, Rum iddialarını savunan algı operasyonu değil…

TMK’da dava açan birçok Rum’un avukatlığını Murat Hakkı yapıyor, Anavatan Türkiye aleyhine AİHM’de davalar açıyor, bundan iyi para da kazanıyor…

Yapsın, kendi bileceği iş…

CTP’nin gazetesinde yayınlanan son söyleşisinde, Vakıflar’ın Maraş’ta hak iddia etmesinin “gülünç” olduğunu ve Vakıfların “zaman aşımı” nedeniyle Maraş’ta hak iddia edemeyeceğini ileri sürüyor.

Maraş’ta dönümlerce Vakıf mülkünü gasp eden Lordos adlı Rum işadamının da avukatı olan ve KKTC mahkemelerinde davalar açan Murat Hakkı, “36 yıllık zamanaşımı süresinin 1950’li yıllarda dolduğunu, dolayısıyla Vakıfların Rumlar tarafından gasp edilen mülklerini talep edemeyeceğini, geçerli tapu kayıtlarının sadece 1974’deki tapu kayıtları olduğunu” iddia etmiştir…

Peki, o zaman Murat Hakkı’ya sorarım:

36 yıllık zaman aşımı sadece Vakıf mülkleri için mi geçerlidir, Rumlar için geçerli değil midir?
Eğer Vakıflar “36 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu için” gasp edilen Vakıf mülklerini alamıyorsa, 1974’den sonra 36 yıllık zamanaşımı süresi 2010’da dolduğu için, Rumların da KKTC’den mülk talep etme hakları yoktur.

36 yıllık zaman aşımı herkes için geçerli ise, AİHM, niye hala Türkiye’yi Rumlara tazminat ödemeye mahkûm ediyor?

Niye siz, 45 yıl geçmesine rağmen hala Türkiye aleyhine dava açıyorsunuz?

Eğer gasp edilen vakıf mülkleri, 36 yıllık zaman aşımı süresi nedeniyle talep edilemezse, o zaman AİHM 1950’li, 1960’lı yıllarda ve 1974’de Türkiye’de el konan bazı gayrı Müslim vakıf mülklerini iade etmesi için TC aleyhine niye kararlar aldı? Türkiye’yi niye iadeye zorladı?

Vakıf mülklerinde zaman aşımı söz konusu değildir.

Vakıf mülkleri, Allah adına hayır amaçları için adanmıştır. Dünya durdukça bu amaçla kullanılır. Gasp edilemez, satılamaz, bağışlanamaz, devredilemez.

Maraş’taki Vakıf mülkleri, 1903 – 1930 yılları arasında ada hukuken Osmanlı İmparatorluğu’na aitken ve İngilizler kiracı iken, yani yetkisi yokken, kira sözleşmesine aykırı olarak Rumlara tapulanmıştır.

Kiracı, mal sahibinin mülkünü başkasına tapulayabilir mi?

Kira sözleşmesine, Lozan Anlaşması’na, 1960 Zürih ve Londra Anlaşmalarına ve Ahkam-ül Evkaf’a göre bu geçersizdir.

Maraş, mülhak Abdullah Paşa ve Bilal Ağa Vakıfları ile mazbut Lala Mustafa Paşa Vakıflarına aittir. İngiliz Sömürge idaresinin Rumlara verdiği tapularda dahi bu gerçek yazılıdır.

Murat Hakkı, İngiltere’nin 1960’da adadan çıkarken Türk Cemaat Meclisi’ne verdiği 1.5 milyon sterlinin Maraş’ta gasp edilen, vakıf mülklerinin karşılığı olduğunu da iddia etmiştir.

Bu da doğru değildir.

Söz konusu para, sömürge yönetiminin Vakıf mülklerinin kiralarını çok düşük tutarak dondurması ve okullarımız ile camilerimizi bakımsız bırakması nedeniyle vakıflara verdiği zararın tazminatıdır. Bu 1960 anlaşmaları ekindeki metinde de açıkça yazılıdır. Verdiği zarar nedeniyle kendisinden başka tazminat istenemeyeceği belirtilmektedir…

O metnin hiçbir yerinde “Vakıflar Maraş’ta veya başka bir yerde gasp edilen mülklerini talep edemez, mülkiyet hakkından vazgeçer” diye bir madde yoktur…

Nitekim gasp edilen bir Vakıf mülkü 1962’de mahkeme kararı ile geri alınmıştır

Murat bey avukatlığını yapmalı, Rum iddialarını savunan algı operasyonu değil…