.Rum Yönetimi her gün silahlanmaya 2 milyon dolar harcarken, ABD ise silah ambargosunu kaldırma kararı aldı. EXOCET Füzeleri alma kararı aldı…Batmış ekonomisine karşın dişinden tırnağına silahlanıyor…
Akıncı’dan tepki yok!
***…
KKTC’ye geçmek üzere Larnaka’ya gelen turistler geri gönderiliyor, KKTC’ye turist getiren otobüs ve taksilere saldırılıyor, şoför ve yolcuların hayatları tehlikeye atılıyor…
Akıncı’dan tepki yok!…
***
Güney’de Türklere son birkaç yılda sadece bilinen 30 saldırı yapılıyor, Rum polisi bir tek saldırganı tutuklamıyor.
Akıncı’dan tepki yok!…
***
Rum yönetimi başta AB ve BM olmak üzere, Türkiye ve KKTC aleyhine, büyük bir karalama ve suçlama kampanyası yürütüyor, dört bir yana, şikâyet mektupları gönderiyor…
Akıncı’dan tepki yok!…
***
Rum yönetimi, İngiltere’de hellimin patentini yeniden aldı, ardından KKTC hellim ihracatı sürsün diye, AB Komisyonu’nun yaptığı uzlaştırıcı formülleri reddetti, Hellim ihracatımızı bloke etmeye çalışıyor
Akıncı’dan tepki yok!
***
Rum yönetimi Maraş’ın KKTC yönetiminde açılması konusunda büyük yaygara koparıyor, aleyhimize kamuoyu oluşturuyor…
Akıncı’dan tepki yok!…Bırakın tepkiyi, Maraş’ın açılmasına karşı olduğunu ifade ediyor..
***
Rum yönetimi, Fransa’ya, ABD’ye, İsrail’e üsler veriyor…Ortak askeri tatbikatlar yapıyor…Fransa savaş gemilerini ve savaş uçaklarını Güney’deki üslerde konuşlandırıyor
Akıncı’dan tepki yok!

DON KİŞOTLUK YAPIYOR

Peki, ne yapıyor Akıncı?
“Biat etmem, boyun eğmem, dik dururum, omurgalı siyaset izlerim, Kırım ve Hatay gibi Kıbrıs’ın ilhakına karşıyım, 2. Bir Tayfur Sökmen olmam…vb” provokatif söylemlerle, Anavatan Türkiye ile kavga ediyor…
Asli görevini yapacağına, Halkımızın ve KKTC’nin meşru hak ve çıkarlarını koruyacağına, BM’ye, AB’ye KKTC’yi savunan, Rum saldırılarını-silahlanmasını-düşmanlığını şikâyet eden mektuplar göndereceğine Türkiye’ye karşı bir meydan savaşı başlatmaya çalışıyor.
Adeta kendi gölgesi ile hırçınlıkla kavga ediyor…

YEMİNİ NE DİYOR?
Oysa Asli görevi yaptığı yeminde şöyle belirtiliyor:
“Devletin varlığını ve bağımsızlığını, yurdun ve halkın bölünmez bütünlüğünü, halkın kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağıma; halkımın refah ve mutluluğu için çalışacağıma; her yurttaşın insan haklarından ve temel hak ile özgürlüklerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa ve yasalara bağlılıktan ayrılmayacağıma; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”
***
Bakın Anavatan Türkiye, KKTC kıta sahanlığı içine sondaj gemisini gönderdi diye, Rum tarafı Dünyayı ayağa kaldırıyor. AB, Fransa, Rusya ve ABD haksız açıklamalar yapıyor.
Akıncı’nın, derhal AB’ye mektup göndererek gerçekleri anlatması, Güneydeki yabancı Büyükelçileri çağırıp bilgilendirmesi asli görevi değil miydi?
Ama sustu.
Ne ki, söz konusu Anavatan Türkiye olunca, her fırsatta kafa atmaya, laf sokuşturmaya, kavga çıkarmaya çalışıyor…
Belli ki Akıncı kapandığı sarayında, DON KİŞOT’u yeniden okumuştur, korkular ve vehimler içinde yüzmektedir ve hayali düşmanlar görerek yel değirmenlerine karşı saldırıya geçme gereğini duymuştur...
Bu vehimler sonucu, Anayasal yemininde belirtilen asli görevini yapamaz hale gelmiştir.
Tek terdi, çok sevdiği ve iyice yerleştiği sarayından çıkmamaktır…
Oysa ne denli korkarsa korksun, Cumhurbaşkanlığı seçimine 2 ay kalmıştır…
Ve korkunun ecele faydası yoktur.