Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Kuşkusuz pandemin en çok vurduğu sektör Turizm sektörü oldu. KKTC için bunun anlamı 'can evimizden vurulduk' demektir.

Turizm ve paydaş sektörler ülkemiz ekonomisinde çok önemli bir yere sahip.

Kendi yağımızla kavrulmak istiyorsak bu turizmsiz asla olmaz. Binlerce insan bu sektörden ekmek yiyor. Koronavirüs patladığından beri bu insanlar çok zor günler geçiriyor.

Aşılanma oranlarındaki artışla yani Türkiye'nin bizi aşıya boğmasıyla birlikte bir rahatlama geldi. Tabi bunda dünyadaki aşılanma oranlarının artması gibi çeşitli faktörler de var.Vaka sayıları tüm dünyada düşüyor. Şimdi umutluyuz, tabi Delta virüsü gibi varyantlar canımızı sıksa da tedbiri elden bırakmadan önümüze bakmak zorundayız.

Havalar ısındı hatta kavruluyoruz bugünlerde. Tatil zamanı geldi geçiyor. Beş yıldızlı otellerimizin reklamlarını görüyoruz. Ortalama geceleme fiyatları 500 ile 2000 TL arasında değişiyor. Söz konusu fiyatları hiç düşünmeden ödeyebilecekler mutlaka var. Keşke çoğunluk bu maddi güçte olsa. Bu adanın insanları kendi ülkesinde canının istediği dibi doya doya tatil yapabilse.

Fakat geceliğine en az 500 TL vererek ailesiyle bir otelde tatil yapabilecek kaç kişi var bu ülkede? Asgari ücretlinin ve dar gelirlinin hali ortada. 4 kişilik bir ailenin en az 3 gün tatil yapabilmesi için en az 5 Bin TL'ye ihtiyacı var.

Şimdi gelelim asıl konuya. Turizm sektörü can çekişirken pandemi dolayısıyla yurt dışından ülkeye gelişler bu kadar azalmışken iç turizm için neden fiyatları biraz düşürmüyoruz?

Binlerce boş yatak var. Otellerin hafta sonu doluluk oranları yüzde 20'lerde. Bir otelin en az 500 personeli var. Tüm bu gerçeklik gözler önündeyken otellerden hem dar gelirliği sevindirecek hem de kendilerine ve ekonomiye bir hareket getirecek bir indirim kampanyası yapmasını beklerdik doğrusu...

Açıkça pandemi döneminde turizmcilerimizden ciddi bir atak göremedik. Sadece yerli turist için değil Türkiye'den gelecek turistler içinde çarpıcı dikkat çeken bir atak göremiyoruz.

Sanki hiç pandemi olamadı binlerce turizm çalışanı işsiz kalmadı her şey çok güzel gidiyor...

Oteller her şey dahil olmasın, patlayana kadar yeme içme olmasın. Bir şeylerden tasarruf edilsin ama fiyatlar da daha makul bir seviyeye çekilsin. Pandemi ile birlikte turizm sektörü ve tatil anlayışında bazı değişikliklere ihtiyaç olduğu kesin.

Turizmcilerimiz tabi ki daha iyi bilecektir bu işi ama bunca oda boşken güzel bir indirimle hem dar gelirli güzel bir tatil yapar hem de otellerimize bir hareketlenme gelir diye düşünüyoruz.

***

Son zamanlarda ülkemizde olup biten gelişmeleri ilk olarak KKTC makamları ve resmi haber kaynaklarımızdan değil de Türkiyenin haber ajansları veya ülkemiz için hizmet eden kurum yetkililerinden duyuyoruz.

Bu şekilde duyduğumuz haberlerden tabi ki rahatsız değiliz.

Konu bu değil. Konu, biz iki devletli bir çözüme ve KKTC'ye inanmışlar olarak bu ülkede bilmemiz gereken duymamız gereken bir haber varsa bunu ilk olarak KKTC makamlarından resmi yada özel ama kendi basınımıza yapılan açıklamalarla duymak isteriz.

Çünkü biz bir devletiz.

Bir yetkilimiz yurt dışında bir temasta bulunuyorsa bununla ilgili ilk haberi AA'dan veya Türkiye medyasından önce bizim basınımız duyurmalı.

Eğer ülkemiz de bir hizmet yapılacaksa, bir yol açılacaksa bunu ve konuyla ilgili detayları ilk kendi yetkililerimizden ve basınımızdan duymalıyız.

Bu konuda hem bizi yönetenlere hem kendi basınımıza hem de ülkemiz için hizmet eden kurumlara büyük görev düşüyor..

MESAJ KUTUSU

Sayın Özdemir BEROVA, eşinizin Girne Akçiçek Hastanesi’ne Başhekim yapılması için hayli bastırdığınız hatta yapılmazsa partiden istifayı bile gündeme getirebileceğiniz konuşulmaya başlandı. Yani artık bir vekil bile liyakata tamamen aykırı isteklerde bulunuyorsa size diyeceğimiz başka bir şey olamaz!

Sayın Ahmet NERGİS, Mağusa Serbest Liman konusunda evraklarla açıklama yapacağınızı söylediniz ama nedense bir türlü bu açıklamayı yapmadınız. Bu arada Sayıştay denetçileri dairede yoğun bir soruşturma başlatmış bakalım ortaya nasıl bir tablo çıkacak!

Sayın Kudret ÖZERSAY, ülkenin saygın ve kirlenmemiş isimlerini partinize katıp aday olmaları için ikna turlarını epey artırdığınız söyleniyor. Bir çoğu kirlenen siyaset nedeniyle geri duruyor ama bakalım mutlu sona ulaşabilecek misiniz?

Sayın Hasan HASTÜRER, bu kez CTP’den değil de başka bir partiden genel seçimlerde milletvekili adayı olmaya hazırlandığınızı duyduk. Desenize Lefkoşa’da çekişme görünenden daha büyük olacak! Hayırlara vesile olsun artık!

Sayın Bertan ZAROĞLU, kuracağınız yeni partinin adını sır gibi sakladığınız bu arada parti genel merkezinin de eşi benzeri olmadığı söyleniyor. Bu arada kurumların paylaşımında bir sıkıntı yaşanabilir makamları garantiye alın deriz…

Sayın Resmiye CANALTAY, Lefkoşa fuar kavşağında yeni düzenleme için henüz bir girişimde bulunulmadığı yönünde uyarı mesajlarınız geliyor. Umarız da her hangi bir can kaybı filan yaşamadan gecikmeden bölgedeki trafik sorununu çözersiniz…

Sayın Hasan TAÇOY, eğer gerçekleşirse Ekim ayında yapılacak olan kurultay için tamamen profesyonel bir ekip kurduğunuz ve kendilerine de yedi, yirmi dört çalışma talimatı verdiğinizi duyduk. Bu arada Ankara’dan da destek atışları başlamış hadi bakalım gazanız mübarek olsun…

Sayın Ayhan ARIKLI, yakın dostlarınız sosyal medyada bir süredir paylaştığınız geçmişteki anılarınızı hayli beğenmiş olsalar gerek bunları kitaplaştırmanız gerektiği yönünde mesajlar göndermeye başladı. Hiçte fena bir fikir olmasa gerek değil mi?

Sayın İbrahim BENTER, camilerin biriken borçlarını uzun bir süredir niye ödemediğiniz yönündeki sorular yoğunlaşmaya başladı. Kamuoyunu doğru bilgilendirmek adına detaylı bir açıklama şart oldu sanki!

Sayın Hüseyin KOZE, pek muhterem pederinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin…

Sayın Fuat Türköz ÇİNER, bir siyasi partinin genel seçimlerde milletvekili adayı olmanız için yakında kapınızı çalacağını biliyor muydunuz? Bu arada Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra ortalıklarda pek gözükmüyorsunuz hayırdır fırtına öncesi sessizlik mi?