Hatırlayalım.

Serdar Denktaş, Başbakan Yardımcısı olduğu 2017 yılında, Metehan girişindeki bir arazinin üniversite kurulmak üzere oğluna kiralanması ile ilgili konuşmuştu. Etik olmayabileceğini ama yasal olduğunu vurgulamıştı.

Konu unutuldu gitti.

Şimdilerde ise Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Sayın Prof. Dr. Erhan Arıklı’nın Lefke Avrupa Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyeliğine Sayın Okan Erdemsiz’i ‘’vefa borcu’’ niteliğindeki ataması konuşuluyor.

Önce bir konuyu netleştirmek  gerekir.

Sayın Okan Erdemsiz aramızda bir insan. İş sahibi. Ailesi ve pırıl pırıl çocukları var.

Milletvekilliği seçimleri tecrübesi yaşadığım dönemde, kendisi ile sanırım birkaç defa ortam paylaşmışlığım, bir kere de konuşmuşluğum vardır. Konuşmamız, Yüksek Seçim Kurulu’nun milletvekilliğini düşürmesi ile ilgili idi.

Zaten rica minnet aday olup yollara çıkmıştı. Kendi ifadesi ile yaptığı hatanın önüne tekrar gelmesi kendisini üzse de, zamanda geriye gidip düzeltme şansının olmayacağını, kendisine verilen cezayı çekerek yaşamına kaldığı yerden devam etmek zorunda olduğunu defalarca vurgulamıştı. ‘’Adın çıkmaya canın çıksın.’’ diyerek özetlemişti halini.

Mafyası hiç OLMAYAN, öğrencilerin porno sektörüne PAZARLANMADIĞI, yumurtaların kaçak SATILMADIĞI,kara paranın AKLANMADIĞI, apartman dairelerinde Forex, sanal betlerin OYNANMADIĞI, uyuşturucu baronlarının VAR OLMADIĞI, öğrencilere öğretmenin cinsel istismarda BULUNMADIĞI, alkol ve madde kullanımının ilkokullara kadar İNMEDİĞİ, geçmişteki başbakanlardan birinin evrağa sahte imza ATMADIĞI, gerek Ercan’dan gerekse Larnaka’dan çantalarla paraların VIP kıvamında yurtiçi ve yurtdışı tranferlerinin YAPILMADIĞI, ihalelerin parolasının rüşvet OLMADIĞI ülkemizde, Sayın Okan Erdemsiz’in geçmişte yaptığının medyada işlenmesi bir yere kadar anlaşılabilir.

Ancak, gerçek amaç, Sayın Arıklı’ya ve Yeniden Doğuş Partisi (YDP)’ne bu konu üzerinden travma yaşatmak ise, kayıtsız sabıkalılar ile cezasını çekerek normal hayata dönerek insanca yaşamaya çalışan suçlular arasındaki  ince çizginin de aşılmaması gerekir.

Zaten, Sayın Arıklı ‘’vefa borcu’’ olarak nitelendirse de, son çıkışları ile hem vefa borcunu ödeyememiş hem de üzerine bir de bireyin onurunu zedeleme zemini oluşturması nedeniyle bir de üzerine özür borcu yüklemiştir.

Diğer taraftan, gerek Başbakan Yardımcısı, gerek Ekonomi ve Enerji Bakanı ve gerekse parti liderliği gibi üç farklı sorumluluk sancağını taşıyan Sayın Arıklı, akademisyen bir siyasi olarak da gerçek anlamda kaş yapayım derken göz çıkarmış, toplumdan ve kırdığı gönüllerden özür dilese bile kabul edilme şansını kendi kendine yok etmiştir.

Sayın Okan Erdemsiz’in istifası ise kendi hayatındaki artı hanesine çoktan yazılmıştır.

Sayın Arıklı, YDP’nin kurultay sürecindeki parti başkanlığı mücadelesi önümüzdeki günlerde daha da alevlendiğinde, ‘’acemi ama hırslı’’, çiçeği burnunda, beklentileri yüksek iç dinamiklerle de uğraşmak zorunda kalacak.

Kıbrıs Türk Toplumu’nun korunup kollanması ve yüceltilmesi için YDP’ye değil, Türkiye’ye ihtiyaç vardır.

Türkiye, kendisi ile uyumlu, iç sorunlarını siyasete taşımayan, mecliste verimli, siyasette itidalli ve kavgadan uzak herhangi bir partiye elbette daha çok yaklaşacaktır.

Vefa borcu ve atadım oldu polemikleri içerisinde Sayın Arıklı’nın üç önemli görevi taşıması giderek zorlaşabilir. Kurultayda ister kazansın, isterse Sayın Bertan Zaroğlu’na başkanlığı devretsin, her iki durumda da Sayın Arıklı ve YDP’si çıkmaza sürükleniyor.

Bu tür siyasi kavgalardan, parti içi hesaplaşmaların ülke yönetimine yansımasından ve keyfi atamalardan usanan halkımız artık önünü görmek istiyor.

Hangi parti olursa olsun farketmez, ‘’hepsi aynı’’ diyerek zaten tepkisini gösteriyor.

Sayın Arıklı’nın ve YDP’sinin sürüklendiği çıkmazdan ve bu çıkmazla birlikte gelinen siyasi ortamdan geriye, başkanlık sisteminin konuşulması gerekliliği kalıyor.

İletişim: 0542-8529899