"Görünen köy kılavuz istemez" ile başlayalım...

Bazı insanlara ne kadar şeffaf giderseniz gidin yaptıklarınızı ve sizi, görmek istediği kadar görebilir.. Neden mi?

Çünkü bu tipteki insanlar kendileriyle o kadar meşgul ve kendilerini o kadar çok seviyorlar ki gördüklerini kendilerine yakıştırmayıp kaçmaktır asıl amaçları.. Bir nevi "APTALA YATMAKTAN" bahsediyoruz açıkçası…

Birde öyle güzel yapıyorlar ki bu eylemi, sizi bile inandırmaya çalışıyorlar. Dediğim gibi aptala yatarak sadece kendi ruhlarını okşamış oluyorlar. Kabullenmekten korktukları için keyfi "BİLMİYORDUM!" "ANLAMADIM!" veya "YALAN SÖYLEDİN!" gibi şeylere sığınmak kadar basitçe savunmaya geçiyorlar.

Sanırsınız ki değil küçük dağları, Everest’i kendileri yarattı. Hayatlarına girdiğiniz şekli yıllarca sizlere temcit pilavı ile her fırsatta önünüze koyar. Sizin her açığınız pusuda bekler onlar için, siz ne yaparsanız yapın onun narsist kişilik bozukluğu, kendisini hep aynı noktada tutar. Her şeyden adı kadar emin fakat haberim yoktu, yeni öğrendim, zinhar bilmiyordum diye diye kendi eksenleri etrafında dönüp dururlar. Kendilerini sıfır kusur, sararmış saman zarfları içerisinde duran diplomaları ile her fasulyede soğan cücüğü olarak, her yerden kendilerini göstererek, sürekli yenilikler peşindeyim diyerek aslında hep eskilerinin ekseninde bulunan bu kişiler ne yazıktır ki epey bir fazlalar aramızda.

İşlerine geleni iyi bilen ve algılayan, kimi ne zaman nerede kullanacağını iyi bilen tiplere çoğu kez şerbetçi de diyoruz. Yani, nabza göre şerbet vermeyi kendilerine görev edinen, hele ki zaaf yakaladığı anda sözüm ona yarım akılları ile kendilerini çoğu zaman dahi falan sanan küçük insancıklar!

Bir de yalandan zinhar hoşlanmadıklarını ve söylemediklerini sürekli yineleyen fakat halıları kaldırdıkça altında yatan onca yalanları hem evlerini, hem karakterlerini hem de tüm hayatlarını sarmış olduğunu görürsünüz. Eşine, annesine, babasına hatta ve hatta evladına dahi yalanlar söyleyip kendini hepsinin gözünde bir numara örnek evlat, eş, anne rolüne büründürüyor. Sonra sizin karşınıza geçip festival gibi oynuyorlar.

Hayatınızda böyleleri mutlaka vardır veya geçmiştir. Geçmişse eğer; şükür edin ve yaşamadıklarınızı sayın. Fakat eğer ki mevcut hala varsa hayatınızda böyle kendilerince kusursuz olduklarını düşünenler, ardınıza dahi bakmadan uzaklaşınız. Zira bu kişilikler sizlerden sadece kaşık kaşık yemesini bilir.

Bırakın bir gün tek başlarına yaşlanıp çevrelerinde kimse olmadığını gördükleri an bu kez de bulundukları durum için "APTALA YATSIN"lar...

KARAKTERLERİNE MASKE TAKMAYAN İNSANLAR İLE KARŞILAŞMA DİLEKELERİ İLE...

KARAKUŞ