Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Borç yiğidin sözü biz de artık ülke gerçeği haline geldi…

Geçen ay devlet maaşları ödemek için borçlanmıştı…

Bu ay ödensin diye de 300 Milyon TL borçlanacağını açıkladı!

Hoş bu borçlanmanın artık kimlere ve hangi şartlarda olduğunu da bir ara irdelemek, sorgulamak gerek ama o çok ayrı bir tartışma konusu…

Hazinenin durumu malum!

Meteliğe kurşun atılan bir süreçten geçiyoruz…

Her zaman olduğu gibi de öncelik çalışan ve emekli maaşları!

Tabi ki ödenecekler…

Onlar maaşı alıp çarşıda harcayacaklar!

Esnaf da akmasa damlar deyip biraz olsun nefes alacak…

Ama tabi ki nereye kadar!

Bir de bunun faiziyle birlikte geri ödemesi var…

Devletin kara kaşı kara gözü için bankalar para vermiyor ya!

Verecekler, faiziyle birlikte geri alacaklar…

Büyük balık küçük misali!

Dün Radyo Vatan’da stüdyo konuğumuz Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Resmiye Canaltay’dı…

Hayatını turizme adamış birisi, ansızın kendini Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığında buluverdi!

Ama işte görev kutsaldır, kabul etmemek olmaz…

Canlı yayında sohbet ederken bakanlıkla ilgili çok şeyden konuştuk ama Resmiye hanım önümüzdeki haftalarda Ankara’ya gideceğinden dolayı iki ülke arasındaki ilişkileri de ihmal edemezdik!

Zira şu anda tek kapımız orası…

Aşı oradan geliyor, turist oradan geliyor, para oradan geliyor!

Resmiye hanım giderken çantasında epey bolca da projeyle gidecek…

Kapabildiğini alıp gelecek!

Belli ki ağırlık kaynak konusunda olacak…

Bunun için sağlam projeler gerekli!

İnandırıcı olmak zorundayız…

Zira biz genelde proje özürlüyüz, her yıl bu eksikliğimiz nedeniyle Ankara’nın bize ayırdığı milyonlarca lira geri gider!

Ardından bakıp kalırız…

Bir de sıkıntı bizim korkak hükümetlerimizde…

Anavatan deyince mangalda kül bırakmayanlar iş ikili ilişkilere gelince dut yemiş bülbül kesilirler!

İmzalanan protokollerin yerine getirilmemesi çok ayrı bir mesele…

Haliyle dersine çalışmayınca da bunun bir bedeli vardır elbet!

Zaten şu anda yaşadığımız da bundan ibaret…

Para gelirse maaşlar ödenecek!

Gelmezse borç yiğidin kamçısıdır…

Ta ki duvara toslayıncaya kadar!

Biz bunun adına günü kurtarmak diyoruz…

Ama elbette sonsuza dek sürmeyecek bir süreçtir bu!

Sayın Bakan da hem bir iş kadını hem de Eroğlu kanı taşıdığı için, yani hayatı siyasetin içinde geçen bir ailenin ferdi olduğu için Ankara ile ilişkilerin hayati önem taşıdığını çok iyi biliyor…

En güzeli de Ankara ile ilişkilerde cesur politikacılara ihtiyacımız olduğu gerçeğini kabul ediyor!

Kendini Ankara’ya anlatma meselesi yani…

Kendisi de zaten Ankara ziyaretinin öneminin farkında ve kendimizi iyi ama çok iyi anlatmanın şart olduğunu da kavramış!

Anladığımız kadarıyla orada eğilip bükülmeyecek…

Doğru ve gerçekler neyse o konuşulacak!

Verdiğimiz sözleri tutacağız…

Bunun karşılığını da almak için zaten dilenmeye gerek yok!

Ankara bizi şimdiye kadar yalnız bırakmadı, şımarıklığı ve dilenci rolünü bir yana bırakmaktan başka bir alternatifimiz yok…

Canaltay bu konuda bize güven verdi!

Canaltay ile sohbette bir önemli mesele daha…

Bakanlık koltuğunda daha çok yeni ama devletin hantallığını da erken görmüş durumda!

Bu konuda kendi bakanlığında çalışanları suçlamasa da devlette işlerin ağır aksak gitmesi artık gelenek haline gelmiş…

Şu sözünü çok tuttuk;

“Devlette artık özel sektör zihniyetine ihtiyacımız var…

Tam isabet doğrusu!

Hele de salgın döneminde özel sektör ve çalışanları inim inim inledi ama devletin konumu öyle mi?

Cep delik, cepken delik, kamu kesimi maşallah elini taşın altına sokmadı…

Bize göre de artık devletin kurtuluşu özel sektör ruhunu yakalamasından geçer!

Devleti yönetenler de devlette çalışanlar da bunun farkına varmak ve gereğini yerine getirmek zorundadırlar…

Özel çalışsın, devlet yatsın dönemi çoktan bitmiştir!

Kurtuluş işte özeldeki zihniyeti, devlet zihniyeti haline getirmektir…

Yoksa biz daha çok bayımız önce para dilenmeye devam ederiz!

MESAJ KUTUSU

Sayın Önder SENNAROĞLU, Karpaz yarımadasının en büyük marketini hizmete sokmak için yoğun bir çaba içinde olduğunuz konuşuluyor. Hayvancılık sektöründen sonra yeni bir sektör hayatınıza renk getirecek desenize. Şimdiden hayırlı işler bol kazançlar dileriz…

Sayın Salahi ŞAHİNER, Kıb-Tek ve orada yaşanan olumsuzlukları sağlam bir şekilde mercek altına aldınız ancak Lefke bölge halkı artık kendi sorunlarıyla ilgilenmez gerektiğini belirten mesajlar göndermeye başladı. Ara sıra onların da sesine kulak vermek gerek değil mi?

Sayın Salih BAYRAKTAR, Serdarlı eski belediye başkanı olarak öyle bir hukuk süreci başlattınız ki şimdi emekli belediye başkanlarının maaşları sıkıntıya girdi. Devletin bu konudaki politikaları merak konusu oldu, bakalım 74 eski başkanın muhatabı bundan böyle kim olacak!

Sayın Kudret ÖZERSAY; yani öyle açıklamalar yapmaya başladınız ki dedikoducu gazetecileri bile geride bıraktınız. İnsan hiç bilgileri sorgulamadan hele de Adalı dosyasının kaybolduğu yönünde kamuoyuna yanlış bilgi verir mi?

Sayın Mustafa AKINCI, Kutlu Adalı cinayeti konusunda görüş belirtmeyen neredeyse kimse kalmadı ama siz hala sessizliğinizi koruyorsunuz. Bakalım bu sessizlik sonrası fırtına artık ne zaman kopacak? Merakla bekleniyorsunuz…