Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Bu topraklarda yaşayan insanların nesillerce taşıyacağı toplumsal bir hafıza var.

Evet, çok kötü anıları var bu adanın.

Kıbrıs’ı Yunanlaştırma hayaliyle kan gölüne çeviren Rumların Kıbrıs Türkünün üzerine karabasan gibi çöktüğü yıllar var…

Büyük acılar büyük trajedi ve travmalar yaşadı Kıbrıs Türkü…

Bunları unutmak mümkün mü?

Keşke mümkün olsaydı…

Ama mümkün değil, bunlar yaşanmış gerçekler. Bu hafıza bizim genlerimize işledi. Bu yüzden dostumuzu düşmanımızı iyi biliriz, bir daha savaş istemeyiz ama mecbur kalırsak da başımızı eğmeyiz.

Kıbrıs Türkünü en iyi Çanakkale’de ve nice cephelerde toprağa düşmüş bir milletin evlatları anlar.

Hatırlar mısınız o tarihi görüntülerde 1974 harekâtında adaya inen şanlı Türk askerine su uzatan o elleri, gözlerdeki mutluluk ile coşkuyu…

Kıbrıs Türkünün yardım çığlığına ölümü göze alıp koşan Mehmetçiği. Onu görüp sevinçten ağlayan insanları unuttunuz mu?

Mücahitlerimizin nasıl ölümüne savaştığını nasıl direndiğini, Erenköy’e koşan üniversite öğrencilerimizi bir avuç toprağı Rum’a vermemek için göğsünü nasıl siper ettiğini hatırlamaz mısınız?

Kıbrıs Türkü büyük acılar çekti.

Çoluk çocuk demeden en derin kuyulara atıldı. Hala Kayıp Şahıslar komitesi tarafından evlatlara, bir kutunun içinde ‘babanız, anneniz’ diye kemikler veriyor.

Hala onları toprağa veriyoruz.

Allah bu günleri kimseye bir daha yaşatmasın!

Peki bunca acı, bunca keder ne için yaşandı.

Evet, maziye takılıp kalmayalım. Geleceğe bakalım ama içine düştüğümüz kaos ve ekonomik çıkmaz gözümüzü kör etti.

Değil geleceği, burnumuz ucunu göremez olduk…

KKTC bunun için mi kuruldu?

Bu acılar, bu adadaki Türklere kimse tepeden bakamasın çocuklarımız hür ve özgür yetişsin güvenlik endişesi yaşamasın bir daha sefalet, zulüm görmesinler diye çekilmedi mi?

Kıbrıs Türkü Anavatandaki kardeşleri gibi cesur, vatansever, Atatürkçü, çalışkan ve zekidir. Bu topraklar Dr. Fazıl Küçük, Rauf Denktaş gibi adını daha saymaya sayfalar yetmeyecek büyük kahramanların ve şehitlerin yurdudur.

1571’den beri bu adadaki var olma mücadelemizi ekonomik sıkıntı ve kaygılara kurban etmeyelim.

Dünyanın önünde hele hele Rum’un önünde devletimize birliğimize beraberliğimize toz kondurmayalım.

Okyanusları aşıp bir kaşık suda boğulmayalım.

Kimse ama kimse Kıbrıs Türküne hat bildirmeye, ayar vermeye, iradesine ve inançlarına müdahale etmeye kalkamasın.

Buna cüret edemesin.

Kimse tarihi kişiliklerimize hakaret edemesin.

Buna cüret edenlerden adalet önünde hesap sorulsun.

Kıbrıs Türkü gerçekten kendi ayakları üzerinde duran bir halk olsun.

Bunun için kimse tarafından ötelenmesin, hor görülmesin.

Türkiye dev bütçelerle her zaman KKTC’ye birçok yatırım yapmıştır.

En zor anında yardımına koşmuştur.

Ancak son zamanlarda özellikle ekonomik anlamda hatırı sayılır çoğunlukta insan Türkiye’nin bu yardımları  ‘KKTC’yi dizayn etme’ aracı olarak kullandığını düşünmeye başlamıştır.

Lüzumsuz ilhak tartışmalarından, federasyon mu tek devlet mi tartışmalarına kadar ülke içinde kutuplaşmalar başlamıştır.

Türkiye’nin fikirleri tabi ki çok önemlidir.

Ancak bunları halka daha iyi anlatmak insanları bölmeden bunu yapmak da ciddi bir iştir.

Şimdi KKTC’den sorumlu Türkiye’nin en üst makamındaki isim Fuat Oktay’dan ve tabi ki diğer yetkililerden bir isteğimiz var.

Kıbrıs Türk halkını resmi devlet memurlarından, basından sağdan soldan alınan bilgilere ek bilimsel olarak da anlamaya çalışmalarını istiyoruz.

Lütfen sosyologlar, halk bilimi uzmanları gönderin ve araştırmalar yapılsın. İnsanların dertleri dinlensin, konuşulsun. Türkiye nerede yanlış yaptı, Kıbrıs Türkü nerede yanlış yapıyor.

1974 sabahı mutluluk gözyaşlarıyla Mehmetçiği bekleyen gözler şimdi ne oldu da kederle bakıyor…

Bunca desteğe asrın projelerine hastanelere yollara maddi katkılara rağmen sorun ne.

Neden bir TV dizisi için bile halk ikiye bölünüyor.

Siyasiler bu kadar farklı fikirlere sahip.

Bu ülkenin zamanında mücahitlik bile yapmış birçok insanı neden Rumcu diye yaftalanıyor.

Düşünce farklılıkları tabi ki bir demokrasi göstergesi ama kardeşler arasında aile içinde bu denli farklılıklar neden.

Biz bir aileyiz, ayrılmaz bir bütünüz. Bir avuç Kıbrıs Türkünün şimdi daha fazla sevgiye ihtiyacı var.

Tüm sorunları sıkıntıları çözecek güç, gerçek sevgidir.

Bu sevgiyi gösterelim sorunların üzerine gidelim.

Gerisi teferruattır…

MESAJ KUTUSU

Sayın Fırat ATASER, Alsancak Belediyesi’nin bölgede restoran sayılarını artırması esnaf tarafından artık tepkiyle karşılanmaya başladı. Bir çoğu da konuyu mahkemeye taşıyacağını söylüyor, sahi bu sektör acaba niye bu kadar çok ilginizi çekmeye başladı, mantıklı bir açıklaması var mı?

Sayın Kazım ANT, faiz mağdurları için çok güçlü bir ekiple yeni girişimlerde bulunduğunuzu memnuniyetle öğrendik. Eğer bu konuda olumlu bir gelişme yaşanmazsa binlerce kişi hapis yolunda olacaktı. Umarız tüm bankalar bu kez işin ciddiyetini anlar da insafa gelirler…

Sayın Erhan ARIKLI, Hem Başbakan yardımcısı hem de bakan olarak sivil topluma olan üslubunuzu bir nebze olsun düzeltmekte yarar görüyoruz. Kimi isterseniz polise ve hukuka havale edin ama sizden daha seviyeli açıklamalar bekliyoruz…

Sayın Ünal ÜSTEL, aşı konusunda aksaklık yaşanmaya başlayınca dün apar topar Ankara’ya uçtuğunuz ve konuyu halletmeden de gelmeyeceğinizi duyduk. Doğru olanı yaptınız zira vatandaşta bu konuda endişeli bir bekleyiş hakim…

Sayın Batu BEYİT, Sağlık Bakanlığı’nin girişindeki ateş ölçer makinesinin ardık miyadını doldurduğu ve nedense artık sürekli 19 rakamını gösterdiğini belirten mesajlar gelmeye başladı. Bir an önce yeni bir makine almanız öneriliyor.

Sayın İnci Pars ÖZGÜRGÜN, vatandaş sizin ailece İstanbul’dan dönüşünüzü beklerken sizin 50 koli özel eşyayı İstanbul’a göndermeniz sevenleriniz arasında üzüntü ile karşılandı. Desenize artık tamamen oraya yerleşip buradaki dostlarınızı özlem içinde bırakacaksınız…

Sayın Hakan DİNÇYÜREK, pek muhterem validenizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin…

Sayın Ali PİLLİ, her ne kadar UBP genel başkanlığı için aday olmayacağınızı açıklasanız da şu sıralar nabız yokladığınız ve sürpriz yapma ihtimalinizin olduğunu söyleyenlerde ciddi bir artış gözlemleniyor. Eğer aday olmazsanız da destek vereceğiniz adayın şansının bir hayli yüksek olduğu konuşuluyor…

Sayın Tolga ATAKAN, Hatay künefesine bayıldığınız halde bu tatlıyı artık yememe kararı aldığınız yönünde mesajlarınız geliyor. Hayırdır bir anıyı mı canlandırıyor acaba, doğrusu çok merak ettik. Ne diyelim gelmiş geçmiş oysun artık!

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Bakan Üstel apar topar Türkiye’ye gidince sağlık Bakanlığı bir süre sizin sorumluluğunuza kalmış. İki bakanlık arası sadece 100 metre olduğu için biraz koşturacaksınız artık değil mi?

Sayın Ersin TATAR, Türkiye’de sözde bazı basın mensupları Dr. Küçük’e dil uzatınca yaptığınız sert açıklama memnuniyetle karşılandı. Bazı okurlar daha da ileri gidip konuyu mahkemelere taşımanızı isteyen mesajlar gönderiyorlar düşünmekte yarar görüyoruz…

Sayın Rifat GÜNAY, bilançolarında sahtekarlık yapan bir bankanın dosyasını ne zaman açacağınız ve konuyu yargıya taşıyacağınız merak konusu olmuş ki bu konuda yoğun sitem mesajlarınız geliyor. Umarız bunları birileri konama altına almamıştır…