Hemen her gün, ülkemizin farklı bölgelerinden ani ölüm haberleri alıyoruz maalesef.

Eskiden de alıyorduk bu haberleri.

Ancak, bu seferki ani ölümlerin, son aylarda yaşadığımız olağandışı koşullarla ilişkisi olup olmadığını da ister istemez sorgulayası geliyor insanın.

Ani ölüm haberlerinin çoğunda, kesin ölüm nedeninin otopsi ile belirleneceği söyleniyor. Ancak, otopsi sonuçlarını öğrenemiyoruz. Sağlık Bakanlığı ile paylaşılıyor olduğunu kabul etmekten başka yapacak bir şey yok.

Ani ölüm olayları mutlaka yaşanacaktır. Ancak, otopsi sonuçlarının, Sağlık Bakanlığı’nın, ani ölümlerle ilgili alabileceği önlemler konusunda yol gösterici olacağı da kesindir.

Son iki ayda meydana gelen ani ölümlerin çoğunda otopsi devreye girmişti. Diğerlerinde ise ‘’olası’’ ölüm nedenleri doktorlar tarafından yorumlanmıştı. Bu nedenler arasında, kalp veya akciğerlerle ilgili rahatsızlıklardan bahsedilmekte idi.

O zaman, biz sağlıkçılar olarak, ani ölümler konusunda iki temel unsura odaklanmamızda fayda olacağı görüşündeyim.

İlki, Koronavirüs’ün yol açtığı klinik tablolardan birisi de kanımızın pıhtılaşmaya olan eğilimini artırarak, damar tıkanıklıklarına yatkınlığımızı artırması konusu.

Böyle bir durumda, kalp krizi, beyin damar hastalıkları, bacak damar tıkanıklıkları ve bacaklardan akciğere emboli atma olaylarında artış söz konusu oluyor. Ne yazık ki bunlar da ani ölümlerle sonuçlanabiliyor.

İkinci konu, Koronavirüs’ün, kronik hastalıkları olanlarda, özellikle kalp hastalarında, hipertansiyon hastalarında, akciğer hastalarında, obezlerde, diyabeti olanlarda daha fazla hayati risklerle seyretmesi konusu.

Malumunuz, evde kaldığımız haftaları, Koronavirüs ile temas açıcından lehimize çevirmiş görünüyoruz.

Ancak, hareketsiz kalmamızla ve başta yukarıdaki hastalıklar olmak üzere, birçok konuda sağlık kontrollerimizi aksatmamız neticesinde, zaten bazı hayati risklerimizi de artırmış durumdayız. Özellikle de 60 yaş üzeri yakınlarımızda.

Buna ilaveten, COVID-19 taramasının yeterli ve gerektiği kadar yapılamaması, test tarama stratejisinin tam belirlenememesi durumunda, Koronavirüs ile enfekte ancak belirti vermeyen, sağlık durumları riskli büyüklerimizde ve yakınlarımızda ani ölümlerin de gelişme olasılığının bulunabileceğini hatırlara getirmek gerekiyor.

Peki ani ölümlerle ilgili neler yapılsa daha iyi olur?

Öncelikle, Sağlık Bakanlığı’nın, belediyelerle ve muhtarlıklarla işbirliği yaparak, kronik hastalıkları olanların, 60 veya 65 yaş üzeri büyüklerimizin envanterini çıkarması elzem görünüyor.

Ani ölümlerin araştırılması sürecine, Koronavirüs araştırılmasının da ilave edilmesi gerekiyor.

Kısmi açılımlarla birlikte, çalışmaya başlamak zorunda kalacak bireylerin, temas etme riskleri olan 60 yaş üzeri yakınları veya riskli hastaları varsa, gerekirse COVID-19 taramasına o çalışanların da dahil edilmeleri gerekiyor.

Kronik hastalıkları ile evlerinde kapalı kalan bireylerin, risklerden arındırılmış sağlık merkezlerinde, bir an evvel, rutin sağlık kontrollerine kavuşmalarının sağlanması gerekiyor.

Koronavirüs ile yaşamaya devam ederken, evlerimize kapanıp, kontrollü çıkmaların, ister istemez evlerimizde hareketsiz kalmaların, rutin sağlık gereksinimlerinin de devam edeceğini kabul etmemiz gerekiyor.

İster Koronavirüs ile ilişkili, ister ilişkisiz olsun, ani ölümlerin de toplumumuzun moralini olumsuz yönde etkileyeceğini Sayın Sağlık Bakanı’mızın da aklından çıkarmaması gerekiyor.

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899