AKINCI’NIN BERLİN’DE BİNDİĞİ TREN DE RAYI DA RUM DEVLETİNE GİDER

BERLİN’DE toplanan 3’lü zirvenin amacı, seçimlerde kullanması için Akıncı’ya malzeme sağlamaktı..
Nitekim zirveden bir sonuç da çıkmadı..
Ne ki Akıncı şimdi o zirveyi seçimlerde oy devşirmek için kullanmaya başladı.
Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, devrilen treni Berlin ‘de yeniden rayına koyduğunu, seçilmesi halinde Berlin’de varılan mutabakat çerçevesinde görüşmeleri süratle başlatıp sorunu çözeceğini söyledi. Çözüm için destek istedi...
Yani, gayrı milli sahte-işbirlikçi – teslimiyetçi sol’un yıllardır yaptığı gibi ÇÖZÜM UMUDU SATARAK OY DEVŞİRMEYE çalışıyor..

RUM ZİHNİYETİ DEĞİŞMEDİ

Halkımızın bu çözüm – federasyon bezirganlarına asla aldanmaması gerekiyor
Çünkü, egemenliğini tüm adaya yaymayı, KKTC’yi yok etmeyi, Türk Halkını Rum devletine yamalamayı, garantörlüğü iptal etmeyi, Türk askerini adadan çıkarmayı ve Türkiye’nin Kıbrıs ile bağını koparmayı hedefleyen yayılmacı, hakimiyetçi, hegemonyacı Rum zihniyeti değişmedi...
Bu yönde en ufak belirti dahi yok…
Her fırsatta bu hedeflerini tekrarlıyorlar…
Oysa Akıncı diyordu ki “görüşmelerde ilerleme olması için Rum zihniyetinin değişmesi gerekir, köklü bir zihniyet değişikliği olmazsa görüşmek gereksizdir, görüşmelerden sonuç elde etmek olası değildir”
O zaman Akıncı’ya sorarım:
- Rum zihniyeti değişmiş miydi ki 3’lü zirvenin yapılması için atmadığın takla kalmamıştı?
Neyse, 3’lü zirve gerçekleşti…
Anastasiadis’in, içini boşalttığın siyasi eşitliği ve dönüşümlü başkanlığı bile kabul etmediğini ve 1 yıl boyunca yapılan temaslara karşın, referans belgesinin hazırlanamadığını bir kez daha gördün…
Peki o zaman, “TRENİ RAYINA YENİDEN KOYDUK” derken ne demek istedin?
Şimdi köy köy gezerek rayına koyduğunu iddia ettiğin treni nereye götüreceksin?
Varacağın garda Anavatan Türkiye, bağımsız – egemen KKTC, ordumuz, etkin ve fiili garantörlük olacak mı?

SEÇİM YALANI

Akıncı’nın bu sorulara seçim ortamında verecek mantıklı bir yanıtı yoktur…
O şimdi seçim gezilerinde çözüm, federasyon, barış umutları sattığı için sorduğumuz sorulara yanıt veremez, o nedenle ben yanıtlayım:
Akıncı’nın sözünü ettiği ray da, tren de, bizi, garantörlüğün iptal edileceği, topraklarımızın elimizden alınacağı, Egemen KKTC’nin yok edileceği ve Halkımızın Rum devletine yamalanacağı istasyona götürecek olan bir Rum trenidir….
Böyle olduğunun son kanıtı Berlin’deki 3’lü zirveden sonra BM tarafından yapılan açıklamadır…
Bu açıklamada çözümün Guterres belgesi temelinde olacağı konusunda mutabakat olduğu teyit edilmektedir…
Guterres belgesinde, “garantörlüğün çağdışı ve sürdürülemez olduğu, iptal edilmesi ve yerine yeni bir güvenlik sistemi getirilmesi gerektiği” ifade edilmektedir…
Devamla, “Akıncı tarafından verilen taviz haritasının yetersiz olduğu ve Rumları memnun edecek şekilde yenilenmesi gerektiği” belirtilmektedir…
BM temsilcisi Eide, “bundan kastedilenin tüm köyleriyle birlikte Güzelyurt ilçesinin de Rum tarafına verilmesi olduğunu” bizzat Akıncı’ya söylemiştir…
Bunlara karşın Akıncı, “Guterres belgesinin stratejik bir anlaşma olarak imzalanmasını” Nisan 2018’de Anastasiadis’e önermiştir…
Hem de Türkiye’den, KKTC Meclisi’nden, hükümetten ve Dışişleri Bakanlığından gizli olarak, onların bilgisi ve onayı dışında bunu yapmıştır…
Akıncı, karşılığında içi boşaltılmış eşitliği bile almadan, hükümetin ve partilerin tüm itirazlarına karşın, kendi aklına göre verdiği harita ile, topraklarımızın beşte birini Rumlara vererek %29.2’ye düşürmüştür..
Ve her fırsatta, Guterres belgesine bağlılığını teyit etmekle, sırf Rumlar memnun kalsın diye %1 toprak daha vererek %28.2’ye düşmeyi kabul etmiştir…
Aynı şekilde, Guterres belgesine bağlılığını teyit ettiğine göre, garantörlüğün iptalini kabul ettiğini de kanıtlamaktadır...
Hem de bunu KKTC Meclisi’nin ve TBMM’nin oy birliğiyle aldıkları “garantörlük kırmızı çizgimizdir, bir anlaşmanın olmazsa olmazıdır” şeklindeki kararlarını paspas gibi çiğneyerek yapmıştır, yapmaktadır.
RUM TRENİ
Ve, sonra da çıkıp “TRENİ RAYINA KOYDUĞUNU” söylemekte ve 5 yıl daha Sarayda oturmak için halktan destek istemektedir.
Sanki KKTC bir kabile devletiymiş gibi, bu devletin Meclisi, hükümeti, halkı yokmuş gibi, Meclisin, hükümetin, Halkın bilgisi ve onayı dışında, faşist bir diktatör edasıyla bunu yapmıştır…
Hem de garantörlük ve toprak tavizi konusunda son sözün garantör Türkiye’nin, Büyük Millet Meclisi’nde olduğunu bile bile bunu yapmıştır…
Bir kez daha vurguluyorum:
Akıncı’nın “rayına koyduğu tren” bir Rum trenidir, teslimiyet trenidir, üzerinde yol aldığı raylar, Rum yönetimi ve emperyalist güçler tarafından döşenmiştir ve Rum devletine gitmektedir…
Bu trenin yolcuları federasyoncu işbirlikçi-teslimiyetçi Akıncı ve kafadarlarıdır…
Kıbrıs Türk Halkı bu Rum trenine asla binmeyecektir…
Bizim bindiğimiz tren bağımsız egemen KKTC trenidir ve üzerinde yol aldığı raylar da Kuzey’e Anavatana gitmektedir…
O nedenledir ki YOLUMUZ TÜRKİYE’NİN YOLUDUR, BAĞIMSIZLIK- EGEMENLİK YOLUDUR, HÜRRİYET YOLUDUR….

HÜKÜMET GEREĞİNİ YAPMADI

Bu noktada sadece Akıncı’yı değil, şimdi içinden iki Cumhurbaşkanı adayı çıkan hükümeti de eleştirmek gerekmektedir.
Çünkü Crans Montana’da federasyon sürecinin çökmesinden sonra Hükümetin ve Meclisin bir karar alarak “ARTIK FEDERASYON ARAYIŞLARININ ÇÖKTÜĞÜNÜ “ ilan etmeleri, ve Akıncının verdiği taviz haritası dahil tüm tavizlerin artık geçersiz olduğunu duyurmaları yönündeki tüm ısrarlı çağrılarımıza kulak tıkamışlardır.
Guterres belgesinin reddedilmesi yönündeki tüm çağrılarımızı da duymazdan gelmişlerdir.
Ve, bunları yapmayarak Berlin zirvesinin yol taşlarını döşemişlerdir.
Bu yetmemiş olacak ki, Başbakan Tatar’ın seçim bildirgesine bazı şartlarla federasyonu da içeren formülleri görüşmeye hazır oldukları ve AB üyeliğinin hedefleri olduğu konmuştur.
O nedenledir ki Halkımız sandığa giderken federasyon görüşmeye hazır olan siyasilere asla oy vermemeli, “ASLA FEDERASYON GÖRÜŞMEYECEĞİM, ÇÖZÜM İKİ BAĞIMSIZ EGEMEN DEVLETTİR” diyen adayları desteklemelidir