.Kıbrıs Türk halkı bugünlere sadece ve sadece Anavatan Türkiye’nin karşılıksız yardım ve desteği ile geldi…
Atatürk döneminden başlayarak Anavatan, bizzat Atatürk’ün emri ile Kıbrıs Türk gençlerinin istedikleri üniversiteye burslu olarak girmelerini sağladı..
Türkiye, aydın bir gençlik yetiştirmek için en iyi öğretmenlerini, kültür sanat guruplarını Kıbrıs’a gönderdi, öğretmenlerimizin maaşlarını ödedi…
Kurum ve Kuruluşlarımıza maddi yardım yaptı…
1960 öncesi, ENOSİS’in ve Türk katliamının önlenmesi için TMT’yi organize etti, direnmemiz için en iyi subaylarını, silahlarımızı, cephanemizi gönderdi…
Uluslararası alanda, BM’de siyasi savunmamızı yaptı, bizi kanatları altına aldı…
1960’da garantörümüz oldu…

1963-1974 DÖNEMİ

1963 Kanlı Noel’inde, uçaklarını uçurarak Türk bölgelerinin işgalini ve AKRİTAS planı çerçevesinde planlanan toplu bir soykırımı önledi…
1964’de Erenköy’de saldırgan Rum-Yunan kuvvetlerini 3 gün boyunca bombalayarak halkımızın denize dökülmesini önledi…
1967’de işgal edilen Geçitkale ve Boğaziçi’nden Rum-Yunan kuvvetlerini çıkardı, esir alınan halkımızı kurtardı…
1963-1974 döneminde maaşlarımızı ödedi, yiyeceğimizi, giyeceğimizi gönderdi, direnişimizi sürdürebilmemiz için ne gerekirse yaptı…
1974’de İFESTOS soykırım planı çerçevesinde mutlak bir soykırımı ve ENOSİS’i önlemek için genç evlatlarını ölüme gönderdi, 500’den fazla şehit vererek hayatımızı kurtardı, bize özgür bir bölge yarattı…
Bunun bedelini ambargolarla, terörle ödedi, ödüyor…

BARIŞ HAREKATI SONRASI

1974 sonrası, yarattığı güvenli özgürlük alanında kendi devletimizi kurmamızı sağladı…
Milyarlarca dolar harcayarak okullarımızı, yollarımızı, barajlarımızı, göletlerimizi, limanlarımızı, hava alanlarımızı, elektrik santrallerimizi yaptı, iletişim ve ulaşım sistemimizi kurarak ambargoları etkisiz bıraktı bizi Dünya’ya bağladı, bağlıyor….
Belediyelerimizi, köy kalkınma projelerini, üretici-esnaf destekleme projelerini, kalkınma planlarını, derivasyon, kanalizasyon, kaldırım, ışıklandırma, eğitim, turizm, üniversite projelerini finansa etti, ediyor…
Kalkınma Bankası’na gönderdiği milyarlarla yatırımcılarımızı finanse etti, ediyor ..
İşadamlarını, öğrencilerini, turistlerini, KKTC’ye göndererek kalkınma hamlemize destek oldu, oluyor..
Tüm yatırım bütçemizi, tüm savunma bütçemizi karşıladı, karşılıyor…
Cari bütçemizin açıklarını kapattı, maaşlarımızı ödedi, ödüyor…
Asrın projesini yaparak Anamur’dan suyumuzu getirdi….
Rahmetli liderimiz Denktaş’ın dediği gibi “ artık gel diye yalvardık geldi, para istedik para verdi, can istedik can verdi, su istedik su verdi…”
Bugüne dek on milyarlarca dolar harcadı.
Bugün sahip olduğumuz ne varsa, devlet, özgürlük, güvenlik, kişi başına 15 bin dolar milli gelir, refah, karşılık beklemeden, fakir halkının boğazından keserek hep veren Anavatan Türkiye’nin eseridir…
Rum-Yunan ikilisi ve emperyalist güçlerin karşısında tek başımıza kalsaydık, bırakın bunlara sahip olmayı, Atlılar, Muratağa, Sandallar, Taşkent şehitleri gibi yediden yetmişe toplu mezarlarda olacaktık.

İLK DEFASI DEĞİL

Ve sen!
Durup dururken, fol yok yumurta yokken, böyle bir konu gündemde ve Türkiye’nin aklında yokken çıkıp diyeceksin ki, “ Kırım’ın Rusya’ya ilhakı gibi Kıbrıs’ın Türkiye’ye ilhakı korkunç olur…Türkiye’nin Hatay gibi KKTC’yi de yutmasına karşıyım, ikinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım…”
Türkiye’yi sanki İLHAK amacı varmış gibi tüm Dünyaya şikayet edecek ve emperyalist güçlerden bunu önlemek için yardım isteyeceksin!
Bu ilk de değil..
Ekim 2019’un son haftalarında da durup dururken şöyle demiştir:
- “Türkiye ile dengesiz bir ilişki istemem, tepeden bakan, amir-memur ilişkisini çağrıştıran tutum ve davranışları tasvip etmem, medeni bir ilişki isterim…Türkiye’ye sürekli avuç açan pozisyondan bir an önce kurtulmamız… kendi kurumlarımızın gerçek söz sahibi olmamız gerekir”
Barış Pınarı Harekatı sırasında da 5 gün destek vermeyip sustuktan sonra da “ Akan su değil kandır, 1974 Kıbrıs müdahalesinde de adına Barış Harekatı dedik ama akan kandı…” demişti..

EMPERYALİZME HIZMET

Ne yapmak istediğin çok açık görülüyor, görüyoruz!
Her şeyimizi borçlu olduğumuz Anavatan Türkiye’yi hedef tahtasına oturtmuştur…
Ellerinden hala soykırım çukurlarına doldurdukları Türk Halkının kanının aktığı Rumlar için “ DÜŞMANIMIZ DEĞİL DOSTUMUZDURLAR” derken, her fırsatta Türkiye’ye saldırması, belki damadını ve dünürlerini memnun etmek içindir ama, Kıbrıs Türk halkı ve Türk Ulusu tarafından nefret ve öfkeyle karşılanmaktadır…
Bu tavır sadece VEFASIZLIK değil, Anavatana duyulan düşmanlığın dışa vurumudur…
KKTC’yi ve Kıbrıs Türk Halkını Türkiye’den koparma, çatıştırma, bölme, stratejisidir..
Kıbrıs Türk Halkını Türkiye’den koparmak Türklerin değil, Rum-Yunan ikilisinin ve destekçileri İsrail ile emperyalist güçlerin hedefidir….
KKTC’yi ve Halkımızı, 100 yıldır her türlü kahrımızı çeken, kopmaz ve ayrılmaz bir parçası olduğumuz, tek güvencemiz Anavatandan koparmana izin vermeyeceğiz!.