Kritik Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili propaganda dönemi resmen başlarken Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın ilk resmi açıklamasında yer almayan geçmiş olgusu tüm yönleri ile analiz edilmeli.

Neden bağımsız Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı’nın seçimlere dair ilk resmi açıklamasında gelecek vurgusu varken geçmiş’e dair neden hiçbir şey yok?

Neden bağımsız Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı’nın yakın dönem önceki açıklamalarında çözüm, Kıbrıs sorunu ve Doğu Akdeniz’e dair vurgulamalar ve/veya toplumsal hafızaya dair hatırlatmalar yok?

Neden bağımsız Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı yakın geçmişe dair olgu ve olayları yok sayar bir pozisyona doğru gitmekte?

Ve neden bağımsız Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı gelecek vurgusu ile siyasetini kurgularken geleceğin içerisinden geçmişi çıkarma eğilimi ile seçim siyasetini inşa etmekte?

Kıbrıs Türk toplumu kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin öncesinde özellikle siyasi yelpazenin solunda yer alan adayların seçim propagandalarında Kıbrıs sorunu ve çözüm sürecinin geçmişine dair tartışmalardan kaçtıklarına tanıklık etmekte.

Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı seçimlere yönelik propagandalarının ana öznesinin Hükümetin Devlet yönetimindeki hataları ve iç konulara doğru kaymasının tek nedeni ise çözüm ve anlaşma kartının inandırıcılığını artık Kıbrıs Türk toplumu nezdinde kaybetmiş olmasından başka bir şey değil.

Ve seçimlerde mücadele edecek sol adayları Kıbrıs sorunu ve çözüm konusuna dair tartışmaları teğet geçmelerinin en önemli nedeni ise yıllarca bir karşı silah olarak kullanılan çözüm kartının Kıbrıs Türk solunun bugünlerdeki en büyük sorunsalı ve açmazı olarak yeni bir döneme girmiş olması.

Siyasi yelpazenin sol’unda yer alan adayların ve özellikle de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın seçimlere dair açıklamalarının Hükümet seçimlerine dair iç konulara dair eleştiriler ve mesajlar içermesinin ise tek nedeni çözüm kartı ve Kıbrıs sorununa dair umut verici açıklamaların Kıbrıs Türk toplumu nezdinde yeterli desteği ve oy oranını sağlayamayacak olması.

Ve elbette UBP-HP Hükümetinin geçen sürede ortaya koyduğu başarısız ve belki de bir o kadar toplumsal sorunların çözümünde sergilediği beceriksiz yönetimin eleştirilmesi ve böylesi bir olgu üzerinden seçim propagandasının yapılmasında bir yanlış yok.

Ancak önemli bir eksik yan var.

Ve daha da önemlisi bilinçli bir duruş ile eksik bırakılan ve toplumsal hafızadan kaçırılan bir yan var.

İşte tam da bu noktada Kıbrıs Türk toplumunun Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı’dan beklediği geçmişe dair bir karartma yapması ve geçmişi yok sayması değil, geçmişe dair ve özellikle de Kıbrıs sorunu ve çözüme dair yakın geçmiş ile ilgili objektif eleştirilerle birlikte gelecek vurgusunu yapmasından başka bir şey değil.

Bugün itibari ile Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı’nın resmi propaganda dönemine siyaseten eksik bir bacak ile başladığını söylemek iddialı bir yorum olmayacaktır.

Çünkü geçmişi yok sayarak, tartışmaktan kaçarak, politik olarak özeleştirisini yapmadan ve en önemlisi Kıbrıs sorunu ve çözüme dair yakın geçmişi toplumsal hafızadan kaçırarak geleceğe dair siyaset inşa etmek en basit ifadesi ile “herkesin Cumhurbaşkanı” olmaktan uzaklaşmak demektir.

Ve Kıbrıs Türk toplumu bugün “geçmiş”e dair politik yüzleşmelerin ortaya konulmadığı bir geleceğin de sağlam temeller üzerinde kurulamayacağını ve sadece zaman kaybı olduğunun da farkında.

Kıbrıs Türk toplumu “geçmiş” in eksik bırakıldığı bir geleceğe bugün inanmamakta.