Kıbrıs Komünist Partisi’nin (KKP) kuruluş kongresini 15 Ağustos 1926’da gerçekleştirdi.

14 Nisan 1941 tarihinde yapılan toplantıda Emekçi Halkın İlerici Partisi’nin kuruluş kararı alındı.

Kıbrıs tarihi ile özdeşlesen kısa adı; AKEL.

1944 yılında iki sol partinin varlığına gerek olmadığı kararı alınarak KKP ile AKEL birleşti.

80 yıla yakındır AKEL, Kıbrıs’ın tarihine ve siyasal düşününe pratikte Rumlar ve Rum tezleri lehine yön verirken teoride ise Kıbrıslı Türkler ve Rumlar lehine politika ürettiğini iddia etmekte.

Tarihi boyunca ENOSİS’i savunan ve destekleyen bir partinin ise ilerici sol değerleri taşıdığını iddia etmesi çelişkiden öte olmak yanında Kıbrıslı Türklerin de haklarını koruduğunu her açıklamasında öne sürmesi ise komedya’dan başka bir şey değil.

Arşivlere ve yakın tarihte yayınlanan kitaplarda tanık belge olarak yer alan fotoğraflarda görüldüğü üzere tarihi boyunca Kıbrıslı Türklerin de haklarını koruduğunu iddia eden AKEL’in 1950’li yıllarda Kıbrıs’ta yapılan İngiliz sömürge yönetimi karşıtı mitinglerde “Oxi (oksi) NATO Vai (ne) ENOSİS” yani “NATO’ya Hayır ENOSİS’e Evet” pankartları taşıması AKEL’in bugün hala daha devam eden ruhu ve karakterinin de kanıtından başka bir şey değil.

Tanık belgeler için ise Rum gazeteci Makarios Druşotis’in kitaplarına bakmanız yeterli.

Ve bugünlerde AKEL Genel Sekreteri Andros Κiprianu, AKEL’in tarihsel komedyasını sürdürmekte.

Andros Κiprianu son günlerde yaptığı sitem dolu açıklamalarda federasyon çözüm modelinin gün geçtikçe zayıfladığını ifade ederek Kıbrıs’taki çözüm güçleri arasında endişelerin arttığını iddia ediyor.

Tam da bu noktada Kıbrıs Türk sol’unun kafasını kumdan çıkararak Annan Planı referandumunun AKEL’in desteği ve oyları ile neden Rum tarafınca ret edildiğini sorgulamasının zamanı geldi de geçiyor bile.

Ve Kıbrıs Türk solu, Kıbrıs sorununun çözümündeki engellerden en önemlisinin  sadece Kıbrıs Rum sağı ve kilisesinin olmadığı çözümsüzlüğe destek veren güçlü temellerden birinin de Kıbrıs Rum solu ve AKEL olduğunu kabul etmek zorunda. 

 AKEL’in resmi internet sayfasında yer alan “…daha sonra Yüksek Düzey Anlaşmaları (1977-79 Doruk Anlaşmaları kast edilmekte) kabul edildiğinde, AKEL bu anlaşmaları destekledi ve o dönemden bugüne kadar AKEL iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümünün tutarlı destekçisi olmaya devam etmektedir” açıklaması ile gerçek niyetini, karakterini ve ruhunu saklamayı becermekte.

Ancak yine resmi internet sayfasında Annan Planına “neden HAYIR” dediklerini açıklarken AKEL’in gerçek karakteri, ruhu ve Kıbrıslı Türklere bakışı ortaya çıkarken aslında AKEL’in hiçbir zaman “iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümünün tutarlı destekçisi” olmadığı da deşifre edilmekte.

AKEL resmi internet sitesinin Annan Planı ile ilgili açıklamalar ise ibretlik bir tarihsel ders niteliğinde.

Şöyle ki;

AKEL, “…planın iki toplum tarafından da kabul edilmesine izin verecek ve Kıbrıs sorununa kalıcı ve işlerliği olacak bir çözümü sağlayacak şekilde gerekli değişikliklerin yapılması için bütün gücüyle mücadele etti… . BM Genel Sekreteri’nin hakemliği adaletsiz ve dengesizdi ve Türk tezlerinden yana oldu… AKEL’in önerisi ne yazık ki gerek Türk tarafı, ama genel olarak uluslararası unsur tarafından da kabul edilmedi. Bu nedenle de AKEL halkı, referanduma sunulduğu şekliyle Annan Planı aleyhine oy kullanmaya çağırmak zorunda kaldı. AKEL, referandumun sonucunu tamamen saygıyla karşıladı. Partimizin aldığı tutum, müzakere sürecinin yeniden başlaması ve Kıbrıs sorununun mümkün olan en kısa süre içerisinde çözümü perspektifini açık bıraktı…” açıklaması bile Kıbrıs Türk solu’nun artık “kedinin kuyruğuna bağlanan maşşappa” * misali AKEL’in uydusundan çıkması gerektiğinin kanıtı değil de nedir?

 AKEL ve Genel Sekreter Andros Κiprianu, çözüm ile ilgili konuşmadan önce  iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümüne en çok yaklaşıldığı model olan  Annan Planının neden AKEL oyları ile ret edildiğinin özeleştirisini yapmak zorunda.

Ve yıllarca çözüm ve ortak vatan hayali ile peşinden koşturdukları Kıbrıs Türk solu’na da hesap vermek zorunda, AKEL ve Genel Sekreter Andros Κiprianu .

Ve tek bir soruya cevap vermek zorunda AKEL ve Genel Sekreter Andros Κiprianu;

AKEL, ENOSİS fikrini –tüm yeni yorumları ile birlikte top yekün ret ediyor mu?

Dün “OXİ NATO NE ENOSİS” diye yola çıkan AKEL’in bugün farklı bir noktada durduğu iddiası ise sahnede 80 yıla yakındır devam eden komedyanın sadece devamı.

Kıbrıs Türk solu’nun AKEL’in çözüm istediğine dair “kör inanmışlığı ” ise ne yazık ki komedyanın trajedi tarafı.


*Kıbrıs Türk solu’nun kanaat önderlerinden merhum Naci Talat’ın meşhur sözü.

 Maşşappa : Teneke kutu.